English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Stop

Stop tradutor Inglês

229,624 parallel translation
Öyle olmamama rağmen çok iyi olduğumu söyleme bana.
Stop telling me how great I am when it's not true!
Tamam, seni durdurmam gerekiyor.
Okay, I've got to stop you right there.
- Kes şunu!
- Stop it! - Okay, no more.
Sus, daha da güzelleştiriyorsun.
Stop, you're making it better.
Sense bunca çabama bir tır durağında rezervasyon yaptırıp Tom Sawyer gibi giyinerek karşılık verdin.
You repaid the effort by making a reservation at a truck stop and dressing up like Tom Sawyer.
Dur!
Stop!
Sonraki durağımıza devam edelim.
You can go ahead to the next stop.
- Evin içinde koşturup durmayın.
Y'all better stop running through this house.
Çikolata yiyince ishalin geçecek mi?
Means that you can eat chocolate and you're gonna stop having diarrhea?
Benimle ilgilenme, tamam mı?
Just stop taking care of me, okay?
Palavra sıkmayı bırak.
Listen, stop talking shit.
Yapma!
Stop it.
Ben olsam bunu derhâl keserdim.
I would stop doing that immediately.
Dünyayı benim için daha güvenli hâle getiremezsin. Bu yüzden lütfen denemeyi bırak.
But... you're not gonna be able to make the world safe for me, so please, stop trying.
- Bir gök taşını nasıl durduracak?
How is that gonna stop a meteor?
Kes dedim!
Stop it at once!
Kes şunu!
Stop it!
Kes şunu Marilla!
Stop it, Marilla.
- Sen kes!
Stop it. - Stop it!
Gül güzel olmasa, kimse durup koklamak istemezdi.
If a rose wasn't beautiful, nobody would want to stop and smell it.
Böyle sızlanmayı bırakıp biraz olsun cesaretini toplarsan sorun çıkmaz.
You'll do just fine at school if you'd stop your yammering and fortify yourself.
- Casusluk yapmayın.
- Go away! - Stop spying!
Bebeğin nöbetini durdurmalıyız yoksa sonraki adıma geçemeyeceğiz.
We've got to stop this baby seizing Or there won't be a next step.
Yüksek dozda morfin nöbeti durduruyor ama nefes almasını da durduruyor.
And it took such a high dose of morphine to stop the seizures That it basically stopped her breathing, too.
Onlara engel olurum.
I will stop them.
Ama beni öldüreceklerse sen onları durduramazsın.
But if they're going to kill me, you won't be able to stop them.
Kimse onları durduramaz.
No one will be able to stop them.
Hayır!
No! Stop!
Durun! Durun!
Stop!
O yüzden ona gülmeyi bırakmanızı tavsiye ederim.
So I would suggest you stop laughing at him right now.
Önce Fearsome Five'ı durdurduk.
First, we stop the fearsome five.
Ve şimdi bir uzaylı kavgasını durduracağız.
And now we get to stop an alien brawl.
Hey!
- Hey! - Scarab, stop.
Robin, kötü adamlara iltifat etmeyi kes.
Robin, stop complementing the bad guys.
Bırak şu endişeni, Mayhem.
Oh, stop your fretting, Mayhem.
Bekle.
Stop.
Onu durmamıza oy kullanıyorum.
I vote we stop that.
Kes şunu...
Stop.
- Pazarlığı bırak. - Bende işe yaramaz.
You can stop all your bargaining,'cause there's no use in it.
Sahip olamayacağım şeyler için sızlanmayacağım.
I'll try to stop longing for things I can never have.
Noel Baba oraya neden uğramazdı bilmiyorum.
I'm not sure why Father Christmas wasn't able to stop there.
Bir kez zıtlaşmasan olmaz mı?
Can you please stop contradicting me?
- Dur Jerry! Dur!
- Stop, Jerry!
Onu tanıyorum.
Stop! Stop!
Şimdi çıkar kafandan bu iç karartıcı safsataları.
Now stop this morbid foolishness.
Açık konuşmayı kes Pete.
Stop talking to me, Pete.
- Olmadığım biriymişim gibi davranma.
Stop acting like I'm someone I'm not!
Annene mutfakta sigara içmemesini söyle.
Ooh, tell your mama to stop smoking in the kitchen.
Kes şunu!
Princess Cordelia - Stop!
Beynim kes şunu.
Brain : stop it!
MARKET Burada dur.
Stop here!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]