Sure tradutor Inglês
296,606 parallel translation
Emin misin?
You sure?
Emin misin?
You're sure?
Ama eminim o treni yoldan geçerken görsen el edip tesisatını tamir etmesini istersin!
But I'm sure if you saw that ship coming down the street, you'd flag it down and ask it to fix your plumbing!
Kıvıramazsam dans ediyor sayılmam.
And if I'm not waving, I'm sure not dancing.
Elbette.
Sure.
Masaya koyduğuna eminim.
I'm pretty sure you put it over on the table.
Neden bilmek istediğini anlıyorum ama onun benden hoşlandığına ve benim ondan ne kadar hoşlandığıma emin değilim.
And I understand why you want to know, but I'm not sure if he likes me, and I'm not sure how much I really like him.
Sorun ne bilmiyorum ama her neyse eminim Gezgin Peder yardım edebilir.
I don't know what the problem is here, but whatever it is, I'm sure the Rovin'Rev can help.
Evet, isminin bu olduğuna eminim.
Yeah, I'm pretty sure that was his name.
Okul gecesinde film izlemek istediğimize emin miyiz?
We sure we want to watch a movie on a school night?
Emin misin Frankie?
Uh... are you sure about that, Frankie?
Emin misin Mike?
Are you sure, Mike?
O kadar kötü olmadığına eminim.
Oh, I'm sure it wasn't that bad.
Takımı çıkarmadan önce cüzdanına uyuyor mu diye cebini kontrol et.
Oh, before you take the suit off, maybe you should check the pocket... make sure your wallet fits.
Elbette arkadaşız, ve arkadaşlar ne yapar?
Sure, we are. And what do friends do?
Kafam karışmıştır diye diğer kalçamı da kontrol ettim Lester Holt'a benzeyen örümcek damarı duruyor ama çürükler gitmiş.
I-I-I checked the other hip, to make sure I wasn't confused, and I still had that one weird spider vein that looks like Lester Holt, but the bruise is gone.
Emin misin Frankie?
Sure about that, Frankie?
Bizim ismimiz mi yazıyor emin ol.
Make sure that's our name on it.
Yasal olarak bağlayıcı olduğuna emin değilim.
I'm not sure it was legally binding.
Yarım bir salyangoz gördüm ama ben oraya gittiğimde de öyleydi.
I saw half a slug, but I'm pretty sure he was like that when I got there.
Salyangozdan yüzde yüz emin değilim ama evet.
Well, I'm not 100 % sure about the slug,
Ama onların yazı bizim kışımız olabilir, emin değilim.
But their summer might be our winter, so I'm not totally sure.
O yüzden A ve ardından Sphinx'in anagramı geliyor ve "birazcık" ise "iota" ki bu da Yunan alfabesinin dokuzunucu harfidir.
So it's "A", followed by an anagram of "Sphinx" and "tiny amount" is "iota", which is also the ninth letter of the Greek alphabet, which I'm sure you know, Professor Squires.
Neden intikam istediğimi anladığına eminim Nigel.
So I'm sure you understand, Nigel, why I had to seek my revenge.
Bunun nasıl çalıştığından emin değilim.
Not quite sure how that works.
- Çünkü eminim.
- Because I'm sure he will.
- Haklı olduğuna emin değilim.
- I'm not sure you're right.
Mekanın açmaya hazır olduğuna emin misin?
You sure this place is ready to open?
- Emin misin?
You sure?
- J konusunda emin misin?
You sure about J?
Aslında o aletlerin parasını benim vermediğimden emin misin?
Actually, are you sure I didn't pay for those tools?
Ama ben Şirin değilim, Şirin gibi olmak istemediğime de acayip eminim.
But I'm not Smurf, and I sure as hell don't wanna be Smurf.
Basınç ayarının kapalı olmadığından emin olmak istiyorum sadece.
I just wanna make sure the pressure gauge isn't off.
The Cove'a gitmek istemediğine emin misin?
You sure you don't want to go to The Cove?
Ben artık yokum.
Sure. I'm done.
Şu an konuştuklarımızı ise mutlaka hatırlayacağım.
I will remember for sure.
Muhakkak koruyacağım.
I will protect her for sure.
Eminim yakınlardadır.
I'm sure she is nearby.
Eminim yakında gelecektir.
I'm sure he'll come by soon.
Cidden ne olduğunu şak diye anlıyor.
He sure has a keen sense of what's going on.
Joon Jae reşit olana dek ortaya çıkmazsan iyi olur.
I'm sure my husband told you already, but please don't show up until our Joon Jae becomes an adult.
- Evet, olur!
- Yes, sure!
Peki!
Ah, sure!
Tamam!
Sure.
Bilmem ki.
Uh, I'm not sure.
Kalbimden emin olamam.
I'm saying I can't be sure of my heart.
- Bir şey yapmayacak mısın cidden?
You sure you won't do anything to me? Nope.
İşin bitince söyle eve bıraksınlar.
Make sure you ask to be taken home when you're done.
Herkes gibi ben de Heo Joon Jae ile birlikte yaşlanacağım.
I will make sure I do this ; getting old together like everyone else with Heo Joon Jae.
Bilmiyorum.
I'm not sure.
Burada ayrılanlar muhakkak yeniden bir araya gelirmiş.
People with whom you get separated from here, you will meet them again for sure.