English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Suspect

Suspect tradutor Inglês

17,395 parallel translation
Şüpheliyi gözden kaybettik ama arabada.
We lost sight of the suspect, but he is in the car.
Keza Hickman artık bir şüpheli de olabilir.
Hickman may also now be a suspect, too.
Artık sadece Hickman'ı değil, karısını da şüpheli olarak düşünmeliyiz.
And now not only is Hickman a suspect, we have to think about his wife as well.
Sarsak Emile dünyaya döner ve ondan harika bir alternatif şüpheli olur.
Shaky Emile returns to the world and makes for a great alternative suspect.
Artık sadece Hickman'ı değil, karısını da şüpheli olarak düşünmeliyiz.
And now not only is Hickman a suspect, we have to think about his wife as well. Provenza :
Başkomiserim, şey... İlçe'den transfer edilmesini istediğiniz soygun şüphelisi yukarı geliyor. - Onunla benim ilgilenmemi ister misin?
Uh, Captain, the, uh, robbery suspect you asked County to transfer is on his way up.
- Şüphelilerden, Dennis Price'ı elememiş miydiniz?
Haven't you eliminated Dennis Price as a suspect?
Bir numaralı şüpheli.
Suspect number one.
Henüz şüpheliler arasında değilsin.
You're not a suspect yet.
Senden şüpheleniyorlar, değil mi?
They suspect you, don't they?
Bir şüpheli diğerini mi sorgulayacak?
One suspect interrogating the other?
Choi'nin cinayetle bağlantılı olduğundan kuşkuluyuz.
We suspect Ohoi is connected to the murder.
Sanırım Choi en olası şüpheli.
I believe Ohoi is the most likely suspect.
Demansa sahip olabileceğinden şüpheleniyoruz.
We suspect he may have demenfia.
Sen şüpheliyi tanımaya geldin.
You came to identify a suspect.
( Cinayet Şüphelisi Kanıt eksikliğinden dolayı serbest bırakıldı )
( Murder Suspect Released Due ) ( to Lack of Evidence )
Yakın menzilden iki el ateş edilmesine rağmen zanlının hâlâ hayatta olup olmadığı konusunda çelişkili ifadeler var.
There are conflicting stories if the suspect is alive or dead after sustaining two point-blank gunshots.
Bence yarışma hevesini tekrar kazanmış sanırım.
I rather suspect he found his love for racing again.
Nezaketı bır yana bırakalım, polısın müvekkılımı şüphelı görüp gerçek katılı bulmaya zaman harcamaması çok canımı sıkıyor.
I'm deeply concerned that every moment the MFP is focused on my client as a suspect is a moment wasted on finding the real killer.
Geriye ikinci şüphelimiz kalıyor, Angie.
Brings us to our second suspect, Angie.
- Kadın şüpheli etkisiz halde...
- Female suspect down...
- Şüpheli agresif, direnen tavır sergiliyor.
- Suspect's aggressive, resisting arrest.
Bu konuda biz de çok zekiydik, hiçbir şeyden şüphelenmedi.
We were real smart about it, too, like she didn't suspect a thing at all.
Görevimiz şüphelimizi gözaltına alıp sorgulamak.
Our task is to detain and question our suspect.
Kısa bir süre önce Blackburg ve Arson'da işlenen toplu cinayetlerin şüphelisi.
He's resourceful. And he is a suspect in the multiple murders that we had here not long ago in Blackburg, and Arson.
Oraya ulaştığımız zaman şüpheliyi bulacağız.
When we get there, we are gonna find our suspect.
Evet, olduğunu düşündüğüm kişiyse uygun bir alıcı olduğu kesin.
Yes, if he is the person I suspect him to be, he is a viable buyer indeed. I just need you to verify a few details.
Şüpheli sol kolunda kobra dövmesi olan bir erkek.
Suspect is a male with a cobra tattoo on his left forearm.
Tekrar ediyorum. Şüpheli sol kolunda kobra dövmesi olan bir erkek.
Repeat... suspect is a male with a cobra tattoo on his left forearm.
Şüpheli gözetimim altında efendim.
I have the suspect in custody, sir.
Benim de efendim.
I have a suspect, as well, sir.
Pekala, özetlemek gerekirse tüm geceyi cinayet şüphelimiz ile birlikte geçirdin sonrasında da davayı araştıran FBI ajanın çimeninde sızdın.
All right, so, to recap, you spent a night of illegal behavior with our murder suspect, had him drop you off on the investigating FBI agent's lawn...
Eğer benim şüphelim olsan ve bunu yapsaydın ne düşünürdüm biliyor musun?
If you were my suspect and you did that, you know what I'd think?
Bir cinayet zanlısını takip edeceğiz.
We have a possible sighting of a murder suspect.
Hapishane kavgasına bulaştığı düşünülüyor.
Suspect in some prison fight case.
- Lognon yanındaki zanlı mı?
Lognon, is he a suspect?
- Zanlı o adam mı?
Is that man a suspect?
- Esas zanlı bu mu?
This is your main suspect?
Geçtiğimiz saatte yaşanan gelişmeler beni zanlımızı suçlamak için yeterince kanıtım olduğuna inandırdı.
Developments in the past hour make me confident that I have enough evidence to charge our suspect.
Zanlımız bize takım elbiseyi yakasında yanık olduğu için bir hafta önce bir berduşa verdiğini söyledi.
Our suspect told us that he gave his suit to a tramp a week ago because it had a burn on the lapel.
Zanlının Marthe Jusserand'e saldırırken bu kıyafeti giydiğini kanıtlıyor.
It proves that the suspect was wearing the suit at the time of the attack on Marthe Jusserand.
Sen baş şüphelisin.
You are the prime suspect.
- Ben hala baş şüpheliyim, baba.
- I'm still the prime suspect, Dad.
15 dakikadan az bir süre önce, sen bir cinayet soruşturmasının baş şüphelisiydin.
Less than 15 minutes ago, you were the prime suspect of a murder investigation.
Şüpheli araç siyah kötü bir araba. Plakası yok.
Suspect vehicle is a black Suburban, no plates.
Şüpheli yayan olarak uzaklaştı.
Suspect is at large on foot.
- Şüpheli mi?
Suspect?
Cinayet şüphelisi olarak tutuklanmadı.
Not the arrest of a murder suspect.
Kendisinin para akladığına inanmak için bir sebebiniz olabilir mi?
Would you have any reason to suspect her of money laundering?
Herhangi bir şeyden şüphelenmeye sebebim olmadı ama bir şeylere mi karışmış?
I've never had reason to suspect her of anything, but you think she's involved?
- Beni bir şüpheli gibi mi görüyorsun şimdi?
You're looking at me like a suspect now?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]