English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Sıçanlar

Sıçanlar tradutor Inglês

1,656 parallel translation
Soru şu, ne tür bir enfeksiyon insanları etkileyip sıçanları etkilemez ve insan vücudu bu bakteriyi tespit edemez?
So the question becomes what type of bacterial infection affects humans but not rats, and the human body would be unlikely to recognize?
Sıçanları öldürmek içindir o.
Those are for killing rats.
Sıçanlar... Senin düşmanın mı?
Rats are your enemy.
Onu koşu bandına çıkar ve çemberdeki sıçanlar gibi koştur.
Put him on a treadmill and run him like one of his rats on a wheel.
Sıçanlar.
It's the rats.
Çünkü, Robin, onlar çok tüylü, boru şekilli sıçanlar.
Because, Robin, they're like fuzzy, tube-shaped rats.
Müzik ve hareket, sıçanları ayak bileğimden uzak tutuyor.
The music and the movement keep the rats from attacking my ankles.
Yeni Lynette sıçanları öldürür ve onları allaha havale eder.
The new lynette kills the possums and lets god sort'em out.
Kar ettiğim evde büyük drama, her şey ters yüz oldu, ağaç kökleri havuzun açılmasını engelliyor, ve aileninde oraya konaklamış sıçanları var.
Big drama at the house I'm flipping, it turns out, tree roots craked open the pool, and the family have rats moved in.
Sıçanları topluyordum, ayrılmak üzereyken şekerleme kazanında Billy'nin ölüsünü gördüm.
What happened at the candy shop? I was collecting the rats, and I was about to leave, when I saw Billy dead in the taffy vat.
Sıçanlar.
Rats.
Çok sayıda bakteri sayısı ve mevsimsiz sıcak hava sıçanların onu çok yenebilir bulmasını açıklıyor.
Like huge bacterial count, unseasonably warm weather- - explains why the rats found him so digestible.
Başı boş bir gemide korkmuş zavallı sıçanlar.
Frightened bilge rats aboard a derelict ship? No.
Sıçanlar.
Rats!
Sıçanlar ve köpekler en az salgın kadar tehlikeli.
Rats and wild dogs are prevalent, as is disease.
Sadece köpekler ve sıçanlar varmış.
It's only dogs and rats out there.
İşte, köfte yumağı o sıçanlar için spreyini al.
Here, take some rat spray for the meatball hamper.
Ve sıçanların üzerine doğru gelmeye başladığını gördü. "
[clears throat] "... and watched them scurry toward him like a pack of rats.
37.Georgia. Uyuyan Sıçanlar.
37th Georgia. The Sleeping Marmots.
Onun yerine,... "medeniyeti ve masum canları korumak için olağandışı yöntemlere müsaade eden istisnai görevler" demeyi tercih etmiş.
"permitting unusual methods to save civilization " and innocent lives. "
Birimin görevinin ve varlığının devamı, askerlerin, sırlarını canları pahasına saklamasına bağlıydı.
THEIR MISSIONS AND THEIR VERY EXISTENCE ARE CLOSELY GUARDED SECRETS PROTECTED BY THE SOLDIERS THEMSELVES
Bu kadınlar zengin ve canları sıkkın.
These ladies are rich and bored.
Gerçekten canlarını sıkacak.
It's really gonna bum them out.
Canlarına okuyalım!
Let's get'em!
Birimin görevinin ve varlığının devamı, askerlerin, sırlarını canları pahasına saklamasına bağlıydı.
Their missions and their very existence Are closely guarded secrets Protected by the soldiers themselves and their wives,
Özellikle, sıçanlar.
Rats, mostly.
Birimin görevinin ve varlığının devamı, askerlerin ve eşlerinin sırlarını canları pahasına korumasına bağlıydı. Aynı durum, eşleri için de geçerliydi!
Their missions, and their very existence, are closely guarded secrets... protected by the soldiers themselves... and their wives, who possess secrets of their own.
Birimin görevinin ve varlığının devamı, askerlerin sırlarını canları pahasına saklamasına bağlıydı. Aynı durum, kendi sırları olan eşleri için de geçerliydi!
Their missions, and their very existence, are closely guarded secrets... protected by the soldiers themselves... and their wives, who possess secrets of their own.
Onunla el sıkışın, canlarım.
Shake hands with him, darlings.
Birimin görevinin ve varlığının devamı, askerlerin, sırlarını canları pahasına saklamasına bağlıydı. Aynı durum, kendi sırları olan eşleri için de geçerliydi!
Their missions, and their very existence, are closely guarded secrets... protected by the soldiers themselves... and their wives, who possess secrets of their own.
Foklar canlarını kurtarmak için yüzüyor.
Each seal is indeed swimming for it's life.
Bunun neresi yanlış? Canlarına okurum.
What the hell is wrong with that?
Dürüst olmak gerekirse, canları neden bu kadar sıkkın bilmiyorum.
Honestly, I don't know Why they bother.
"Kilisenin çanları çalmış,"
"Church bells rang out,"
Ölümün Cehennem çanları 12 kez çalıyor...
Death to hell's bells thundering twelve
Aldığım canların, akıttığım kanların hesabı böyle soruluyor benden.
That's how I'm paying for all the lives I've taken.
Bay Ed, çanlar çaldı mı?
Who's Ed Milner? Mr. Ed ring a bell?
Canları oyun istedi mi böyle oluyor.
It's like this when they play the big game.
Sıçanlar onu bulmuş.
Rats got to him.
- Canları cehenneme, babamlara gitmeliyim.
- Just fuck'em, I got to go to my dad's.
Shakespeare yan sokakta sivri ayakkabıları ve çanlarıyla
# Well, Shakespeare, he's in the alley # # With his pointed shoes and his bells #
Kilise çanları sesinin tınısında
# And your voice like chimes #
Nasıl olsa canları sıkılıyor.
They get so bored anyway.
Çünkü onların çanlarını çalmaktan sadece bir kaç inç uzaktayım.
Because I'm about an inch away from ringing this guy's doorbell.
Hadi, canlarına okuyalım!
C'mon, it's time to kick some ass!
Belki de televizyonları bozuktu ve canları sıkılıyordu.
Maybe their television set was broke.
Canları sıkılır ve giderler.
They'll lose interest, and they'll go.
İki kişi "ben yapıyorum" dediğinde canlarını birbirinin eline teslim ederler.
When two people say "I do" they're putting their lives in each other's hands entirely.
Dostlarının canlarını tehlikeye atmasıdır.
It's watching your friends take chances with theirs.
İki yıl... Erkek arkadaştan fazlası olmuş, evlilik çanları çalıyor gibi
2 years... that's more then a boyfriend, that's a sounds more like wedding bells.
Kısa süre içinde Uppercross'da kilise çanlarını duyacağımızı da eklemeliyim, ki bunun sır kalması çin bana söz verdirildi, başka bir şey söyleyemem.
I am also told we shall soon hear wedding bells at Uppercross, although I'm sworn to secrecy on the subject and may say no more.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]