English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ T ] / Tease

Tease tradutor Inglês

1,366 parallel translation
Benimle dalga geç, korkut beni, herhangi bir şey!
Tease me, scare me, anything!
Ve gülümseyip konuşursa Hatta ona kur yaparsa
And then smile and talk Or even tease her
Onunla alay etme.
Don't tease him.
Teşekkürler tatlım.
Oh, thank you, dear, but don't tease.
- Bir daha söyle Tease.
- Say it again, Tease.
Hiç havamda değilim Tease tamam mı?
I ain't in the mood, Tease, all right?
Benimle böyle uğraşmayın
Don't tease me so
- Bir kahramanla dalga geçmemeliyim.
- Well, I shouldn't tease a hero. - What?
- Onları kızdırma.
- Don't tease ghosts. - Shut up.
Bu yüzden onla hep alay ederdik.
We used to tease her about that.
- Aptal şey.
Fucking tease.
- Çünkü o bir budala!
- Because she's a cock tease!
Yani, masum.
I mean, a tease.
- Süt çocuğu.
- A poon tease.
- Haydi Carl, bizi bekletme.
- Come on, Carl, don't tease us.
Evet sanırım Katie aşık oldu.
Oh, she can be such a tease!
Dalga geçme, Bir şeyler söyle, yardıma ihtiyacım var.
Don't tease, come up with something, I need help here!
Ben sana sik kaldıran derim ve ayrılırız.
I'll call you a cock-tease, and we'll break up.
Oğlanlar seni üzdü mü?
Did the boys tease you?
Seni kızdırmamalıydım.
I shouldn't tease.
Neden bu kadar oyunbozansın?
Why are you such a tease?
Çok alaycısın, biliyormusun, Avcı?
You're a tease, you know that, Slayer?
Bana isimler takarlardı.
They used to tease me about my eyes, call me names.
Bu hatun, gösterip vermeyenlerden.
This chick, she's all tease and no please.
- Çok üzüldüm.
- Don't tease.
Bu kasaba dalga geçmeyi sever.
The town likes to tease.
Benimle alay etme.
Don't tease me.
Psikolog ona yardım edebilir. Ama ikinizi birlikte görmesi lazım. - Bizi rahat bırakın.
I mean, what better way to get back at the little tease... than making sure she paid full freight for the ride?
Clarice, Komiser Bey ile dalga geçme.
Clarice, don't tease the sergeant.
O bir siyahî, bence bununla da dalga geçmelisin.
He's black, too. You should tease him about that.
Bir Senatörle alay etmekten ödüm kopar.
I'd be much too frightened to tease a senator.
- Kelly hakkında mı konuşuyorsun?
- That false indifference, superior air it's just a tease. - You talking about Kelly?
Adının tersten okunuşu Krap Nek'ti onu kızdırmak için böyle çağırırdım.
His name spelledbackwards was Krap Nek, andl used to tease him.
Hediyelik eş ya satan bir dükkana gidip oradaki çıngıraklı yılanı kızdıracağım.
Go over the souvenir shop and tease that rattlesnake.
Dalga geçme benimle.
Don't tease me
Eğlenme benimle diye yalvarır eder.
Do not tease me, Radha pleaded.
Küvete girmeden olmuyor.
Tease me all you like.
Benimle oyun oynuyor, onu anlamıyorum.
- She's a tease. I don't understand her.
Şimdi... arkaya mı tarayalım, yoksa şekil mi verelim? .
Now... shall we back-comb it or tease it?
Hayır, şekil falan yok.
No. Not tease.
Beni tahrik etme.
DON'T YOU DARE TEASE ME!
Dalga geçme.
Don't tease us like that.
Bilmem, takılıyoruz alay ediyoruz.
I don't know. Tease them, maybe.
Diğer çocuklar ona sataşıyor çünkü o farklı.
The other kids tease him'cause he's different.
Kocam çok inatçıdır. Bir kız değil, erkek evlat istiyor bardaki arkadaşlarının ona takılmalarını da kaldıramıyor.
And he's so stubborn, he wants a son, not a daughter... and his pals in the bar tease him that he cannot have so...
Bu arı saçların ve çiçekler arasına dolaşır
"The bees will tease you, so don't go among the flowers"
Bazen aşkı didikleyerek somurtmak
"When I tease her out of love, sometimes... she sulks"
Beni her zaman kızdırırdı.
He always used to tease me.
Şaka yapıyorsun.
Tease.
Tandaran çocukları kızımı kızdırmak için bu dizeleri kullanıyor.
The Tandaran children used to tease my daughter with that nursery rhyme.
Umurumda değil.
Then we would tease him and say :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]