Terk edilmiş tradutor Inglês
2,457 parallel translation
Yolundan sapmış ve terk edilmiş
Astray and forlorn
Ben de terk edilmiş birine teselli vereceğimi sanıyordum.
Here I was, ready to offer comfort to the forlorn. It's supposed to be my specialty.
Sahilde terk edilmiş lanet bir evde kalıyorum.
We're staying at a kick-ass house on the beach, unchaperoned.
Terk edilmiş bir kütüphane var.
There's an abandoned library.
Terk edilmiş olduğunu sandığımız bir sığınak çıktı karşımıza. Meğerse kötü istihbaratmış.
We came up on a bunker that we thought was abandoned, and it wasjust a bad report.
Bina yıllar önce terk edilmiş.
Building's been abandoned for years.
Terk edilmiş bir depoya benziyordu.
It was a warehouse of some kind... abandoned.
D.C. polisi 6 tane ceset bulduklarını bildirdi. Tümü kadın olan cesetler şehirdeki terk edilmiş bir okulda bulundu.
Dc police are reporting the discovery of 6 bodies, all of them women in an abandoned school, here in the city.
Ben terk edilmiş bir köpek yavrusuyum, sen bana kemik fırlatıyorsun benim de yuvarlanarak toplarımı alıp sana getirmem gerek değil mi?
So I'm like some lovelorn puppy. You throw me a bone, I'm supposed to roll over, lick my balls and fetch?
Terk Edilmiş Bir Çocuğu, Mükemmel Bir Adam Haline Getirebilir.
It was said to have raised an abandoned child to be a brilliant man.
Ailesi ve ortağı tarafından terk edilmiş, küçük zengin çocuk.
The little rich boy, who has forsaken his family and his partner.
Burası terk edilmiş, suç açısından deli bir sığınak..
It's an abandoned asylum the criminally insane.
Bir arsadayım, terk edilmiş binalar görüyorum.
I am in an alley. I see abandoned buildings.
Terk edilmiş bir şehre ne diye kontrol noktası kurulur ki?
Why would there be a checkpoint at an abandoned town?
Buranın terk edilmiş olduğunu söylemiştin?
I thought you said this place was abandoned.
İşte Pripyat'ın terk edilmiş binlerce binasından biri.
Here's one of a thousand apartments that were abandoned.
Terk edilmiş evdeydim.
The abandoned house.
Baban bizim terk edilmiş evimizde mi yaşıyormuş?
Your father lived at our abandoned house?
Ona mesaj atıp bizimle terk edilmiş evde buluşmasını söyledim.
I left her a message to meet us at the abandoned house.
Kendimi ikinci kez terk edilmiş halde bulmaktan hiç hoşlanmamıştım.
I hated thinking the girl that got away got away again.
Peter, minibüsü yarım mil ileride terk edilmiş halde bulduk.
Peter, we found the van abandoned a half mile away.
Terk edilmiş bir Bennigan's'ın ortasına çökmüş gibi.
It's like he's squatting in a vacant Bennigan's.
Hayvanlar....... boş evler, terk edilmiş arabalar...
The animals, the empty houses, the abandoned cars...
Bir de buradan birkaç mil ötede terk edilmiş aküsü bitmiş bir araç.
An abandoned vehicle found several miles from here with a dead battery.
Sırf ayrı kalmak istemiyorlar diye terk edilmiş bir evde yaşayan ikizleriniz var.
You have twins who have been living in an abandoned house because they don't want to be separated from each other.
Jack Lambert, eşi ve yedi yaşındaki kızı evlerinden kaçırılmıştı. Terk edilmiş bir taş ocağında iki boyunca işkence edilerek öldürülmüşlerdi.
Jack Lambert, his wife, and seven-year-old daughter were abducted from their home and taken to an abandoned quarry near Tigard and tortured for two days.
Terk edilmiş havaalanı gibi bir yerdeyim.
I'm at some abandoned airfield.
McKee siparişlerini terk edilmiş bir lise binasına mı istemiş?
McKee had his stuff delivered to an abandoned high school?
Orası terk edilmiş bir yer.
Place was abandoned.
Bir kaç ay önce Pratt Sokağı'na gittiğimde orası tamamen terk edilmiş haldeydi.
Okay, so when I went to Pratt Street a few months ago, it was abandoned.
Kimyasalları ve aletlerin hepsini... terk edilmiş bir eskitme kot fabrikasından almış ve... kadınların yüzünü güzelleştirmek için kullanıyor. Tabii ki deneysel bir yüz tedavisinin... kobayı olmaya gitmeyecek. Kes şunu.
He's taken all the science and hardware from an abandoned acid-wash jeans factory and repurposed it to smooth and tighten a woman's face.
Terk edilmiş evin bodrumunda.
In the basement of the abandoned house.
Babamı terk edilmiş evde gizlice dolanıp bir şey ararken yakaladım.
I saw my father sneaking around the abandoned house, looking for something.
- Terk edilmiş evde bir şeyler vardır.
We must have something at the abandoned house.
Ben sizi terk edilmiş evde beklerim.
I'll wait for you at the abandoned house.
Tamam elinden geldiğinizce çabuk terk edilmiş eve gelmelisiniz.
I need you to get to the abandoned house as soon as you can.
Hepimiz terk edilmiş evde buluşalım oradan buraya beraber gelebiliriz.
Let's all meet at the abandoned house, and we can drive here together.
Hep küflü terk edilmiş bir evde yaşamak istemiştim.
I've always dreamed of living in an abandoned house with mold.
Çalıntı ya da terk edilmiş herhangi bir araçla eşleşme yok.
Any vehicles that have been stolen or abandoned didn't match.
Ekipler Russell'ın aracını 215 no'lu yolun kenarında terk edilmiş olarak bulmuş.
Patrol spotted Russell's SUV abandoned near the 215.
Dağın eteğinde uzun zamandır terk edilmiş bir tapınak var.
There is a, a temple near mountain's foot, long abandoned.
Terk edilmiş!
Abandoned!
Terk edilmiş çırağı Asajj Ventress tarafından suikast girişimine uğrayan Kont Dooku, Karanlık Cadılarına karşı, bütün klanı yok edecek, acımasız bir karşı saldırı düzenledi.
After an assassination attempt by his forsaken apprentice Asajj Ventress, Count Dooku launches a brutal counterattack against the Nightsisters, massacring the entire clan.
Terk edilmiş, unutulmuş halde.
Discarded, forgotten.
Terk edilmiş.
It's deserted.
Evet, terk edilmiş bir çikolata fabrikasında bir olay oldu.
Yeah, I got into a skirmish with a stray chocolate lab.
Adres terk edilmiş bir depo çıktı.
The address was an abandoned warehouse.
ayakkabılarınla girebilirsin. Boş bir evden çok terk edilmiş bir yer.
oh, you can keep your shoes on it's more like an abandoned house.
Konuştuğumuz evi kontrol ettim,... sonsuza dek terk edilmiş gibi görünüyor.
I checked up on the house we talked about, it seems like it's been abandoned since forever.
Terk edilmiş olduğuna emin misin?
But are you sure it's abandoned?
Yani kuzey Philly'de terk edilmiş bir bina.
So it's an abandoned building in north Philly.