Teyzem tradutor Inglês
1,695 parallel translation
Teyzem getirdi.
My aunt brought it.
Buna benzer bir teyzem var ve onun da çocuğu yok. Biliyor musun?
I have an aunt like that, and she doesn't have any kids, either.
Zavallı teyzem Lily'nin son günlerini hastanede geçirmesini istemedim.
I didn't want poor aunt Lily to spend her final days in a nursing home.
Teyzem Ella'nın artriti var.
My aunt ella has arthritis.
Betty Teyzem bana yaz için staj ayarladı.
My Aunt Betty got me a summer internship.
Büyük büyük teyzem Frances Stone öldürüldü.
em... My great-great aunt frances stone was murdered.
- Şey, teyzem öldü.
- Well, my aunt died.
Teyzem öldü, ve bana bir kaç yüz bin dolar bıraktı.
My aunt died, and she left me a couple hundred grand.
- Mabel teyzem gibi sürüyorsun.
- You drive like my Aunt Mabel.
Carbondale'de teyzem yaşıyor.
I have an aunt in Carbondale.
Cenazeden sonra parti gibi bir şey vardı. Bridie Teyzem ve annesi çok zorlanıyorlardı ve kuzenim Noreen'le kız kardeşi ona yardım etmeye çalışıyorlardı. Ve dedi ki "Anne bu sadece zamanla iyileşecek bir şey."
And after the funeral, we were havin'a party, whatever, and my aunt bridle, his mother, has having'a rough time, and my cousin noreen, his sister, was tryin'to help her along,
- Bu Teyzem Rae.
- This is my Auntie Rae.
Teyzem biraz tavuk gönderdi.
My aunt sent you some chicken.
On beş yaşındayken teyzem öldü.
I must have been 15.
Rae teyzem o benim.
- No, I... - Auntie Rae?
Teyzem içerde.
My aunt's in there. It's okay.
Annem, teyzem.
Mom, her sister.
Teyzem çikung çalışmamı söyledi.
Auntie brought me to practice qigong.
Teyzem her zaman "Arkadaşlarının mendeburlaşma ihtimaline karşı,... düşmanlarını sev." derdi.
My aunt used to say "Love your enemies, in case your friends turn out to be bastards!"
- Jee-sun teyzem nerde?
- Where's aunt Jee-sun?
- Jee-sun teyzem çok güzel görünüyor.
- Aunt Jee-sun looks Beautiful.
Teyzem Jaime ile oturuyorum.
I'm still living with Jaime.
- Hayır. Ama teyzem geçen yıI Nil gezisine gitmişti.
No, but my aunt took a Nile cruise last year.
Provo, Utah'daki çılgın teyzem sayılır mı?
Does a crazy aunt in Provo, Utah, count?
Bir keresinde teyzem de çarpmıştı.
You know, my aunt hit one once, you know, God.
Anne bana tost getirir misin? Tabi sevgili teyzem hepsini yemediyse!
Mother, would you bring me up some tea and toast, assuming dear Aunt Lottie has left us any.
Teyzem burada çalışırdı. Aile her şeyini kaybedip Londra'ya gitmek zorunda kaldı.
- My aunt used to work there, but the family lost everything and had to move to London.
Sandra teyzem benimle bir daha asla konuşmaz.
Aunt Sandra will never speak to me again.
# Teyzem'den aldığım düztabanlıIık... #... ve Amcam'dan aldığım hayal gücü ile... #... geziyorum dünyayı uzunca bir süredir... #... bilmiyorum onun hakkında ne söylerim...
I've my Aunt "s flat feet My Uncle" s imagination Wandered the world for a long time
Bu benim annem, bu teyzem.
My mother and my aunt.
Ve diğer teyzem Greth, le kuzeydeki kuzenlerimizde geldiler.
And the other Aunt Greth, and our cousins from the north.
Sınırlarımı aşarsam söyleyin ama size teyzem Dolores'in kocakarı ilacını öneriyorum.
You tell me if I'm overstepping my bounds here, but I'd like to suggest an old home remedy that did wonders for my Aunt Dolores.
Annem, babam ve beş kardeşim, ve teyzem Amerikalılar tarafından öldürüldü.
* My mum and dad and my 5 brothers * and my auntie all got killed by the Americans.
Bakersfield'da çok yaşlı birkaç teyzem var.
I have a couple of very old aunts in Bakersfield.
Deb teyzem, bebeklerimi hastanedeki anneme götürüp gösterebileceğimi söyledi.
Aunt Deb said I could take my dolls with me to see Mommy at the hospital.
En sevdiğim teyzem.
What did he mean by "a possible crime"?
Peki, teyzem nerede yaşıyormuş bari?
Okay. Where does my aunt live?
Teyzem üç ay önce öldü ve ben de eniştem için bir yerler ayarlamaya çalışıyorum.
Only my aunt died three months ago and I'm looking for somewhere for my uncle.
- Rae Teyzem, pekala. - Anlaştık.
- Auntie Rae, all right.
Teyzem de al iste evlen, Almanya'ya götürürsün sevaptir dedi.
My aunt said to marry her and take her to Germany.
- Teyzem sekizimizin onda kalmasına izin verdi.
- My aunt let eight of us move in. - Eight?
Neden sende büyük teyzem Dolly'nin fotoğrafı var?
Why do you have a picture of my great-aunt Dolly?
Teyzem var orada.
My aunt lives there.
Bu benim teyzem Clara.
That's my Aunt Clara.
Aslında, Kentucky'den teyzem ve amcam, memur bey.
Actually, that's my aunt and uncle from Kentucky, Officer.
Bu bana, çocukken Teyzem Mabel'in tavuğu kesip servis ederken dekoltesi olan kıyafetler giydiğini hatırlattı.
Ha, you know, this reminds me of when I was a boy and my Auntie Mabel, when she was carving the chicken, she always used to wear these loose-fitting tops...
Wendy teyze, teyzem olmadığı gibi memesindeki de yılan ısırığı değildi.
Not only was Aunt Wendy not my aunt, there was no snakebite on her boob.
Jody Teyzem vardı.
- Of course.
Yani, sonuçta lezbiyen bir teyzem var.
I mean, I have an aunt who's lesbian.
Teyzem Edie dün gece içkiyi biraz fazla kaçırmış.
Uh... My Aunt Edie sort of tied one on last night.
Teyzem eve gelmek için hazırmış.
My aunt's ready to come home.