English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ T ] / Thirst

Thirst tradutor Inglês

1,207 parallel translation
" ben senin lütfuna susamışım, efendim'
"l thirst for Your grace, Lord"
Beni korkudan nasıl da susattın!
You've given me a terrible thirst with all your antics!
Susuzluğu mühim bir suç yapalım.
- Let's make thirst a capital offence.
Nadia... susuzluktan ölüyorum.
Nadia... I'm dying of thirst.
Susuzluktan ölmemizi mi istiyorsun?
You want us to die of thirst?
Susuz, aç, bir insanın dayanamayacağı her şeye dayanan yırtıcı, inatçı bir düşman kazandınız.
You made yourself a wild stubborn enemy who can endure thirst, hunger and circumstances mankind cannot stand
Bilim susuzluğa bir çare arıyor.
Well, science is seeking a cure for thirst.
İdeallerine susamışlık hiçbir sınır tanımıyor!
Their thirst for ideals knows no bounds
Kendi kana susamışlığını halka mal etmeye hakkın yok!
Don't saddle them with your thirst for blood
Susamayi hatirlar mi, insan?
How can one remember thirst?
Tanrılar taze kana susamış olmalı!
The gods must be a thirst for fresh blood.
Şahsi paranoyanızı ve zafere karşı olan susuzluğunuzu tatmin etmek için, savaşı göze almanın bir anlamı yok.
I see no reason to risk war to satisfy your personal paranoia and thirst for conquest.
Onu inanılmaz susatacağım.
It'll give him a powerful thirst.
Buraya gelince susuzluğumu geride bırakıyorum.
Walked over here, dragging my thirst behind me.
May they all end in thirst.
May they all end in thirst.
Tehlike kol geziyor. Açlık var, susuzluk var.
Dangers abound, there is hunger and thirst.
Aşka Susamış'ı yazmak beş ay aldı.
Thirst for Love took five months.
Yunanistan, Macaristan ve Korfu Yahudileri 10, 12 gün yollarda açlık çeken günlerce susuz kalan, susuzluktan ölenlerin olduğu grup geldiğinde yarı çıldırmış haldeydi.
Jews from Greece, from Hungary, from Corfu who'd been traveling for 10 or 12 days, starving, without water for days, dying of thirst, they were half-crazed when they arrived.
İnsanlar kötü bir durumdaydı çünkü çok uzun bir yolculuk yapmışlardı ve tek düşünceleri susuzluklarını gidermekti.
These people were in such a state because they'd been traveling so long, that their only thought was to quench their thirst.
Aralarından bile geçmenin yolu yokmuş.
Besides fighting the Germans, we fought hunger and thirst.
- Burada susuzluktan ölebilirim.
- A man could die of thirst here.
Rahatsız etmek istemezdim ama çok susadım.
I hate to bother you, I'm dying of thirst.
Şimdi işçilerin susuzluğunu daha iyi anlıyorum.
Now I know what a ditchdigger's thirst is.
Hemen kos bir sise Hollanda cini kap getir gördüğün gibi Kaptan susamış.
Sooner go getch us a good bottle of Hollands... you can see the Captain's got a thirst on him.
- Ve susuzluktan ölelim mi?
- And die of thirst? - I'd rather go back to the desert. - And die of thirst?
Harika bir susuzluk giderici.
An excellent thirst-quencher.
Eğer sussuzsa içir. "
If he thirst, give him drink. "
İntikam duygusunu yatıştırır mı?
Quench that thirst for revenge?
Ama buna ragmen, intikam arzusu bir türlü dinmedi.
But her thirst for revenge remained unquenched.
Burada ciddi bir şeyden bahsediyorum. Yani fiziksel güzelliğin, ahlaki güzelliğin ve insani bilgiye olan açlığın güzelliğinin erkeksi aşkından. Ki bunu kabul edersen, Atina toplumunun ana dayanağını kabul etmiş oluyorsun.
I'm trying to make a serious point... which is that a masculine love of physical beauty and of moral beauty... and of the beauty of the thirst for human knowledge - you omit that and you've omitted the mainstay of Athenian society.
Müthiş susuzluk diye buna derim.
That's what I call a prodigious thirst.
Greg, susuzluk için en kötü şey alkoldür.
Greg, the worst thing for a thirst is alcohol.
Susuzluk için en kötü şey tuzdur.
The worst thing for a thirst is sand.
Susuzluktan kurudu tarla.
This field's dying of thirst.
# Açlığı bilirim, susuzluğu bilirim # # en iyi şekilde yaşadım en kötü şeyleri gördüm # # bitirmeyi bildiğim en iyi şey # # önce bitirmeyi bilmek # # bu sesi duyduğunuzda dikkatli olun #
♪ I've known hunger, I've known thirst ♪ Lived the best And seen the worst ♪ But the only way I know to finish
Fildişi avcıları, son model araçlarıyla avlanmak için bu kurak araziye izinsizce girdiklerinde, yanlarında bir depo su getiriyorlar.
When ivory poachers in high-tech vehicles intrude into this thirst-land to hunt elephant, they have to drag reservoirs of water with them.
Kendi ölümlerine ve boşluğa susamışlardır.
They thirst after death and the void.
Adamlaramızdan birkaçı çoktan susuzluktan ölmüştü.
Several of the bearers had already died of thirst.
Susuzluktan.
Thirst.
Orada öylece oturup susuzluktan mı ölmüş?
He sat up there and just died of thirst?
Bu susuzluğunuzu gidermez.
This wouldn't quench your thirst. It would make it worse.
İnsanı acayip susatıyor değil mi?
Really develops a person's thirst, doesn't it?
Kartal gözlü, leylek bacaklı, kedi bıyıklı, tilki dişli homurdanan serseriyi yaran. Yürürler, başlarında eski şapkaları, örter tüyleri çukurları. Ruhları şöhretten sarhoş.
Eagle-eyed, always game Cat's whiskers, lion's might nearer they came in boots to make them lame but with a heart so light for they thirst for fame.
Berrak, içinizi serinleten, bedava sudan güzel bir şey yoktur.
Nothing's better than pure, thirst-quenching, free water!
Herhalde o yüzden hep bir şey içme ihtiyacı hissediyorum.
That's probably why I always have such a powerful thirst.
Boş bir havuzda iki yaşlı kadın havuzun susuzluğunu dindiriyormuşçasına birbirlerine su atıyordu.
In an empty basin two old women kept throwing water as if to quench the basin's thirst.
Bir gece bir rüya gördüm... Boş bir havuzda iki yaşlı kadın havuzun susuzluğunu dindiriyormuşçasına birbirlerine su atıyordu.
One night I had a dream... in an empty basin two old women kept throwing water as if to quench the basin's thirst.
havuzun susuzluğunu dindiriyormuşçasına birbirlerine su atıyordu.
kept throwing water as if to quench the basin's thirst.
Susuzluk artar ve sonunda ölüm!
The thirst rises and dies.
Susuzluktan ölüyorum.
I'm dying of thirst.
Susuzluktan ölüyorum!
I'm devoured by thirst!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]