Tipping tradutor Inglês
549 parallel translation
Bir bayana selam vermeyince böyle olur işte.
That'll teach him to pass a lady without tipping his hat.
- Gemide bahşiş vermek serbest mi?
- Do they allow tipping on the boat?
Ben polis olduğum sürece şapka çıkarmaya devam edecekler.
And as long as I'm part of the force, they'll keep on tipping their hats.
O çetelerin polisle karşılaştıklarında şapka çıkarması hoşuma gidiyor.
I'd like to think that when those mugs pass a policeman they'll keep on tipping their hats.
Bahşiş kabul etmiyoruz.
But tipping is un-American. We don't allow it.
Bahşiş alınmasına izin vermiyorlar.
They don't allow tipping.
Bahşiş vermek Amerika ruhuna ters.
Tipping is un-American.
Emir, Şeyh'e Hendrix'in bir sahtekar ve lobici olduğunu bildiriyor.
Amir is tipping the Sheik off that Hendrix is a crook and a foreign agent.
Sör Henry Londra'dan bir uyarı telgrafı aldı.
But Sir Henry received a cable from London tipping him off.
Eğer içmezsem, beni uyardığı için Louis'ye saldıracaktı.
If I didn't drink, he might fall in on Louis for tipping me off.
Tabii ki, Breen seni kötü göstermek için onu uyarıyor.
Sure, Breen's been tipping him off just to make you look bad.
O küçük olanların her zaman devrilmesinden nefret ederim- -
I hate those little things that are always tipping ov - [Wheels Squeaking]
Belki de koğuştakilerden birisi, içimizden birisi ispiyonluyordur!
Maybe someone in our barracks is tipping them off, like one of us!
Olup biten her şeyin farkındasın, sana kim bilgi veriyor?
You know everything that's happening. Who's tipping you off?
Kim mi veriyor?
Tipping me off? I do not understand.
Birileri bizi Almanlara ispiyonluyordu ama, kimdi o?
Somebody in our outfit was tipping off the Krauts. Only who was it?
Aniden, herkesin şapkasını çıkarıp, kendisine selam verdiğini görmüş.
Suddenly, he noticed that everybody was tipping their hats and waving to him.
Bunu yavaş ve anlaşılır şekilde okuyacağım... Mahkemenin, sizin, el falı, iskambil ve kahve falında, ne kadar iyi olduğunuzu anlamasını istiyorum.
I'll read this slowly and distinctly... because I want the court to know that you are second to none, that you are an expert in palmistry, table-tipping and the reading of tea leaves.
- Bahşişe izin vermiyoruz.
- We don't permit tipping.
Nereye gitsen bahşişlerden şikayetçisin.
Mother, everywhere you go you complain about tipping.
İndirimli fiyatımla gelirim. - Bahşişe de gerek yok.
I'll give you a wholesale rate and no tipping.
Fazla bahşiş vererek kimseyi etkileyemezsin.
You won't impress anybody by over-tipping.
Gemiyi yan yatırdığımı iddia ediyor.
He claims I'm tipping it over.
O zaman Cady ve Grafton'u kesinlikle uyandırmış oluruz.
That would be a sure way of tipping off Cady and Grafton.
- Stanley bu bahşiş konusu...
- Stanley, as far as tipping is concer...
Washington Anıtı üzerinde oturan Birleşik Devletler hükümeti her şeyin üzerindedir. Ama birileri sağa sola yalpaladığını, saldırıya açık olduğunu düşünüyor. Hiç güvende değil.
The government of the United States is at the top of the Washington Monument tipping right and left, ready to fall and break up on the pavement.
O bankadaki herkese yıllardır bahşiş veririm.
I've been tipping'people at that bank for years.
Siz kokuşmuş polisler onun gibilerle iş çevirirken ben bunun gibi çöplüklerde Gondorff'un tozunu çok yuttum!
I spent too much time in dumps like this eating Gondorff's dust... while you guys in the bunco squads get rich tipping him off!
Bahşiş serbest.
Tipping's allowed.
Ekstra bir şeyler için pazarlık yapmak istersen bahşişe izin var.
Tipping is allowed and appreciated. You know, if you wanna negotiate for something extra.
Bu niçin kızgın olduğunu açıklıyor, ama aylık kirası 300 dolarlık bir apartman dairesinde oturuyorken, niçin günlüğü 300 dolarlık bir otel odasında oturmaya başladığını açıklamıyor.
That explains your anger. It doesn't explain why one day you're in a $ 300-a-month apartment, and the next you're in a $ 300-a-day suite, tipping blackjack dealers $ 100 chips.
Peki Echevierra adamın size kadeh kaldırdığını nereden anlamış?
So, how did Echevierra know that he was tipping his drink at you?
Bana bahşiş veriyordu.
Yeah. She was tipping me.
İmkanı yok Donald, o kadar benzin alan bir uçağı yakalanmadan ayarlayamayız.
We can't get a plane with the amount of fuel needed without tipping our hand.
İneklerle ilgilenmeye.
Cow tipping.
İneklerle ilgilenmeye mi?
Cow tipping?
- İneklerle ilgilenmek!
- Cow tipping!
İnek uyutmak harika!
Cow tipping is the fucking greatest!
Belli etmeden ne yapacağız?
Without tipping our hand, what's next?
Aslında, istediğim,.. bu bahşiş değil.
SEE, ACTUALLY, IT'S NOT TIPPING I BELIEVE IN.
Bayramı, Visigoth ruhunu canlandırarak kutlayanlar için mesela, birkaç yumurta fırlatarak veya tuvalet devirerek ; önemli bir police bildirim var.
For those of you who celebrate the holiday by acting out the Visigoth spirit, oh, say with a little egg throwing or outhouse tipping, I have an important police bulletin.
Bahşiş vermeye inanmaz mısın?
You don't believe in tipping?
Ama böyle otomatikman bahşiş vermeye karşıyım,
But this tipping automatically, it's for the birds.
Ne kadar bahşiş bıraktın?
How much did you wind up tipping her?
Bir tur bahsis gibi.
It's kind of like tipping.
Birisi onlara tüyo veriyor olmalıydı.
Someone had to be tipping them off.
Zırhlı araç şirketinin bir çalışanı ona para aktarımıyla ilgili bilgi sızdırıyordu.
An employee at the armored car company was tipping him off.
Barnett'in zırhlı araç şirketinde çalışan ve kendisine büyük para aktarımlarıyla ilgili bilgi sızdıran bir adamı olduğunu biliyorduk.
We knew Barnett had someone working for the armored car transport tipping them off about large cash shipments.
Vernon Amca asla taksiyle yolculuk etmez çünkü bahşiş vermeyi aşağılayıcı bulur.
Uncle Vernon never travels by cab'cause he finds tipping degrading.
Hücre arkadaşlarına ihanet etti. Onları müdür yardımcısına ihbar etti.
He had betrayed his fellow inmates by tipping off the associate warden.
- Ona çok para verdim.
- So I'm tipping her big... five spots.