Toward tradutor Inglês
5,196 parallel translation
Koalisyona adım atmadan önce, bu tip sözde kanıtların doğrulanması lazım, elbette.
Any alleged proof of such activities would need verification before any further steps toward a unity ticket could be taken, of course.
Ve bunun yerine, nedene doğru koşmak yerine, ölüm ihtimalinin olması yerine, bu senin belki bekar olmanın daha iyi olmanı anlaman yerine, Sen katillerin, kalp şeklinde kurşunlar attığına mı karar verdin?
And instead of that, oh, making you run toward reason, instead of the possibility of death making you decide that maybe it's better to be single, you have decided that the killers were merely firing heart-shaped bullets...
Cesare Borgia hacılaryolunu açmak için Marino'daki türbeye doğru ilerliyor.
Cesare Borgia is headed toward the shrine at Marino, to open up the pilgrim way.
- Düşmanı yaklaşırken meşgul et... Onları siperlere doğru çek.
- We will engage the enemy on their approach, draw them toward the trenches.
Neden sen ve annem sürekli beni Will'e doğru itiyorsunuz?
Why do you and Mom keep pushing me toward Will?
Uydulardan onay alındı Çeçenler zırhlı bir bölükle İnfernoya doğru yola koyuldu
Latest satellites confirm the Chechens have mobilized an armored division from the north toward Inferno.
Bayan Murray'e karşı olan hislerinizi biliyor ve atalarına karşı olanı da.
He knows your true feelings toward Miss Murray, for one, and their origins.
50'lerden bu yana kahverengi ve siyaha karşı böylesine bir nefret görmemiştim.
Man, I haven't seen this much hatred toward brown and black since the'50s.
Seninle yatağa doğru çıldırmak istiyorum.
I'm gonna freak you toward the bed.
Overwatch, o hemen kuzeyinde olduğunu söylüyor doğru gidiyor kanat sonunda.
Overwatch says he's just north, heading toward the end of the wing.
Kusmuğuna doğru git.
Roll toward your puke.
Hokey topunun gittiği yere doğru kayacaksın.
You skate toward where the puck is going.
Ben dostu tutun ya doğru duygular.
I hold friendly sentiments toward ya.
" Gözlerimi dağlara dikiyorum.
" I raise my eyes toward the mountains.
Yerçekimi onları Dünya'ya doğru çekiyor, Dünya da alt taraftan dönmelerini sağlıyor.
Gravity pulls them toward Earth, but the Earth keeps... curving away underneath them.
- Hangi sadist ölüme doğru olan önlenemez yürüyüşümüzü kutlamamız gerektiğine karar vermiştir acaba?
What sadist decided that we should celebrate the inexorable march toward death, anyway?
Arabaya doğru yürüyordum, ve aniden yamaç göçmeye başladı ve ben de düştüm.
And I'm walking toward the car, and suddenly the hillside just goes... and I'm falling.
Biz şaşkınlık içindeyken şoför ikinci kez son sürat dar geçide doğru sürdü.
To our bewilderment', the driver headed toward the gorge at full speed for a second time.
Aslında hesap işlemlerinin sayısı patlamanın tarihine doğru artış göstermiş.
In fact, the number of transactions increased, especially toward the date of the explosion.
Konumum yüzünden hastanede bana karşı duyulan çekememezliğin farkındayım.
You think I don't know the resentment in this hospital toward me because of my stature, my position.
Büyük ihtimalle de etrafını devlerin sardığı Karargâha doğru ilerleyecektir.
It should head toward HQ.
Bence enerjimizi daha büyük gizemlere harcayalım...
You know, maybe we should be putting our energy toward solving bigger mysteries, like...
Devlerin hepsi topluca kuzeye yöneldi, şehre doğru ilerliyorlar.
A swarm of Titans has begun moving northward, toward the city.
Bu okul şiddete karşı hoşgörü göstermez.
The school has a zero tolerance policy toward violence.
"Sonunda hayalim doğrultusunda ilerleyebilecek cesareti buldum sanırım."
"I'll finally be starting on the path toward realizing my dream."
Bu kıta bizim insan olma yolculuğumuzda yaşadığımız bütün büyük evrimsel değişimlere ev sahipliği yaptı.
This continent has hosted every major evolutionary change that we've experienced on our journey toward being human.
şimdi Invigaron sisteme kaygolun, ve finansal özgürlüğünüzü elde etmeye ilk adımı atın
So sign up for the Invigaron system today, and take the first steps toward obtaining financial freedom.
Son dakika haberi, bir meteor beklenmedik şekilde yön değiştirdi ve direkt Dünya'ya doğru yöneldi.
Breaking news, as a meteor has unexpectedly changed course and is heading straight toward Earth.
Bilim insanları meteorun yön değiştirdiğini ve açıklanamaz bir şekilde bize doğru hızla yol aldığını bildiriyor.
Scientists report the meteor changed direction and is accelerating at a rapid pace toward us without explanation.
Mahalledeki kameralar evleri ve garajları görecek şekilde ayarlanmış, sokakları değil.
No luck. Turns out the neighborhood cameras are all pointed toward the houses and garages, not the streets.
Insanlığın spektrum üzerinde, Kentsel adam doğru hareket edelim ve uzak yağma gelen viking, olur mu?
On the spectrum of humanity, let's move toward urban man and away from pillaging viking, shall we?
Parka doğru koşmaya başladı.
And ran toward the park.
Bu parayı Ekonomik Af ile sağlamayı amaçlamıştık ama ordudan ihraç edilmiş askerlerin el konulan maaşlarından toplandı.
We planned to put the money toward the Economic Amnesty Act, but it came from vet pensions that got slashed in the Army budget cuts.
Eve doğru gidiyorlar.
They're going toward the house.
Siz ikiniz Eren'in yanına gidin!
head toward Eren.
Hangi bölgeye gitti?
Toward which sector?
Erkek olsaydınız, Bay Greeley'nin kızına olan ilginizi hoş karşılayacağına eminim.
Were you a man, I am sure that Mr. Greeley would welcome whatever affection you felt toward his daughter.
Umarım kardeşlerim, yokluğumda sana misafirperver davranmışlardır.
You know, I do hope my siblings were hospitable toward you in my absence.
İnsanların 1 saattir elçilik önünde bağırdıklarını söylüyor.
He's saying that people have been streaming toward the embassy for about an hour.
Ama bu hissettiğin kızgınlık Kendine karşı mı?
But this anger that you feel, is it toward yourself?
Araç, 4 ncü cadde köprüsüne doğru yol alan kırmızı bir Ferrari.
Vehicle's a red Ferrari heading eastbound toward the 4th Street Bridge.
Bunun da anlamı merkezde ve arka tarafa doğru bir yerdeler.
and toward the rear...
Merkez arka yöne doğru ilerliyor.
That's toward the center rear.
Yoksa Eren'in olduğu yere mi gidiyor?
Is it heading toward Eren?
Yoksa Eren'in oldugu yere mi gidiyor?
Is it heading toward Eren?
Sag taraftan gelen her ne idiyse bize dogru geliyor.
It's whatever was coming toward us on the right.
Onlara doğru koşuyorsun.
You run toward them...
Kibritler, bana gelin.
Uh... matches come toward me.
Mike'a doğru giden bir koruma var.
Uhoh. I got a guard moving toward Mike.
Bu ona bağIı.
Depends on how she acts toward me.
Lord Megatron, Predacon kralı her yeri yakıp yıkarak oraya doğru...
Lord Megatron, Predaking is on a rampage and moving rapidly toward the... ohh!