Towers tradutor Inglês
1,601 parallel translation
Hem bizim piramitlerimiz, Eyfel kulelerimiz yok!
No pyramids, no Eiffel Towers.
Elisa, etrafı lavlarla çevrili kulesinde hapsolmuş ağlamaktaydı.
A sea of lava surrounded by towers, and Elisa, a prisoner, wept every day.
Tıp Kulelerinde kalıyorum.
I'm in the medical towers.
Joshi'nin çalıştığı elmas şirketi Belcourt Kuleleri'nin 25. katında.
The diamond company Joshi works for is on the 25th floor of Beloourt Towers.
9 Ocak, Belcourt Kuleleri?
9th January, Beloourt Towers?
- Kulelere benziyorlar.
- They look like towers.
- Çan kuleleri.
- Bell towers.
Küçük testosteron zirveleri bunlar.
Little towers of testosterone.
Henüz doğrulanmamış habere göre.. .. Dünya Ticaret Merkezi ( DTM ) kulelerinden birisine bir uçak çarpmış.
We have unconfirmed reports this morning that a plane has crashed into one of the towers of the World Trade Center.
İki tane kule var.
There's two towers.
Kule Bir ve İkinin ortasındaki.. .. ara bölgedeyiz.
We're trapped on the Concourse level between Towers One and Two.
Büyük bir üzüntü ve acıyla.. .. bildiriyorum ki kaçırılan iki uçak.. .. DTM'nin ikiz kulelerine çarptı..
It is with deep sadness and regret that I have to advise you that two hijacked planes have crashed into the Twin Towers of the World Trade Center from what remains of the World Trade Center for 9 : 00.
Ve şu anda, buradan görünüşe göre, iki kule de...
And so now, as we stand here, both towers...
İki kulenin de tepesi vurulmuş.
The tops of both towers are gone.
İki kule de yıkıldı, yüzlerce, binlerce insan.. .. içinde mahsur kaldı.
Both towers came down, trapping thousands and thousands of people inside.
Resmi yetkililer binalara 400 civarında.. .. polis, itfaiyeci ve kurtarma timinin girdiğini, .. ve yarısından haber alınamadığını, korkulanın olduğuna dair endişeleri olduğunu bildirdiler.
Officials are saying that as many as 400 police, fire and rescue teams entered the towers, and there are fears that half of them are missing and feared lost.
Kulelere sor, görebiliyorlar mı?
They don't know if he's under the radar coverage out there or not. All right. Get in touch with the metro towers, see if they got a visual.
Dünya Ticaret Merkezi'ne bir uçağın çarptığı haberi geliyor.
WOMAN ON TV :... we're getting reports this morning, that a plane has crashed into one of the towers of the World Trade Center.
İki kuleden vurulan ikincisi oldu.
This is the second of the two towers hit.
Burada büyük güçleri büyük binaları, büyük insanları görüyorsunuz.
Viste the great towers the great constructions and the great men?
Spring Towers, penthouse
Spring Towers, penthouse
İletim antenlerinden biri devredışı kalmış olmalı. Devredışı mı?
One of the transmission towers must be out.
Baz istasyonlarının çoğu yeniden kullanımda, Ve "FLORIDA POWER AND LIGHT" şirketinin bildirdiğine göre
Most of the cellular towers are operational again, and florida power and light reports that
Hayır.
Still nothinl Cell towers are overwhelmed.
Burada planlanan rezidanslar, gökdelenler deniz kenarında düşünülen dinlenme yerleri ve restoranlar gibi yatırımlarla Baltimore'un vergi yükünü düzenleyecek ve şehrimizi yeniden inşa edeceğiz.
Because it's developments like this one, planned residential towers with waterside retail space and restaurants that grow Baltimore's tax base and help rebuild our city.
Montanada su kulesi yoktur.
We don't have water towers in Montana.
İkiz kuleler çöktü bütün gözler bir ülkeye döndü,
The twin towers came down in New York. And suddenly, the world's attention turned to Afghanistan.
"Kardeşliği" üç kere, "İki Kule" yi iki kere, "Kralın Dönüşü" nü dört kere.
Well, um, three for Fellowship, two for Towers, four for Return.
Telefonda konuştuğumuzda sesimiz bir verici istasyonu tarafından elektromanyetik dalgalara çevrilir.
When you talk on the telephone, your voice gets changed into electromagnetic waves, which are transferred via radio towers.
İlk başta filmlerle başlamamızı, en sonunda kendini kanalımızı kurmaya ve bunu uyduda satmaya karar verdi.
It's too much. He says we're gonna start with movies. Then we gotta buy a cable network, and cellular towers.
Kobar Kuleleri.
Khobar Towers.
İkiz kuleler gitti.
Twin Towers are gone.
- Yarım düzine şebekede çıkıyor. - E, arabadan aradı.
Well, I tracked it to a half a dozen different cell towers.
Sonra bunu telefonunu kullandığı şebekelerle karşılaştırdım.
Then I cross-referenced the cell towers that his phone interfaced with.
İki baz istasyonundan birinin bölgesini belirledik. Sağ arkanızda.
We have it triangulated down to one of two towers, right in your backyard.
Tamam, baz istasyonları nerde?
Okay, the cell phone towers are where?
Buradaki tuhaf kumtaşı kuleleri şekillendiren, 1000 yıl boyunca onları döven, güçlü rüzgârlar ve şiddetli yağmurlardır.
Here, strange towers of sandstone have been sculptured over the millennia by battering wind and torrential rain.
Vietnam'ın Halong Körfezi'ndeki kireçtaşı kuleler bunu hatırlatır.
The limestone towers of Vietnam's Ha Long Bay are a reminder of this link with the sea.
Buradaki çocukların çoğu duvarlarında tank mermisi deliklerinin olmadığı ve bir işgalci ordunun yakın ufuklardaki kulelerinden onları sürekli gözetlemediği günler görmüş müdür, bilemiyorum.
I don't know if many of the children here have ever existed without tank shell holes in their walls, and the towers of an occupying army surveying them constantly from the near horizons.
Evet, "dev düşman kuleleri" ne sızarken ki... favori stratejin nedir?
OK, what's your favourite strategy for infiltrating... "giant enemy towers"?
Hey Reis, sence de bu son, iki kulenin bitişine benzemedi mi?
Hey Big Chief, don't you think this is ending a lot like the Two Towers?
Buralarda baz istasyonları yok. Batı Montana'da...
Those digital carriers don't have cell towers way out here in Western Montana.
Senekisu ve ben, uyandığımız güne kadar andımızın bir kanıtı olarak, kendimiz için karşılıklı iki kule inşa ettik.
Senex and I each built companion towers to serve witness... to the vows we would exchange when we awoke.
Buhar odası, müdürün ofisi, kuleler, daima birşeyler oluyor.
The steam room, the warders office, the towers, there's always something going on.
Kuleden ateş ediyorlar.
They shoot from the towers.
Ama ormanların yerini çelikten gökdelenler aldı, doğanın dengesini altüst etti.
But towers of steel replaced the forests, upsetting the balance of nate.
Kulelerin yıkıldığı yerden 6 blok ötedeydim.
I was in New York. I was six blocks away from where the Towers fell!
Kuleler, ikamet amacıyla kullanılır.
The towers are used for residential occupation ;
16km.'lik alandaki her agaç kuşatma kuleleri için kesildi.
Every tree for ten miles was cut down for siege platforms and towers.
Ne Newark, ne de Kennedy.
Newark heard nothing from him, Kennedy heard... Try the towers again. I'll try again.
Lewis'i aramak istiyorum.
- The towers must be down. I wanna call Lewis.