Tradition tradutor Inglês
4,285 parallel translation
Ee, Abed, dersten sonra yine okulun ilk günü geleneğimizi devam ettiriyoruz, değil mi?
So, Abed, after class, we're still doing our first-day-of-school tradition, right?
Biz bu işleri yapmayız ama.
This is not our tradition!
Öyle ya, bizim geleneğimiz sadece eski hikayeleri anlatmak.
Now we should only be tradition tells the old story.
Geleneklere göre eşitliği bozmak Şef'in görevidir.
According to tradition, we leave it to the chairman to decide.
- Gelenek iyi şeydir biliyorum.
- Tradition no problem, Mom.
Ama geleneklere bağlı kalıp aynı hataları tekrar, tekrar yaparsak...
But if you wanna stick with tradition, make the same mistakes over and over and over again,
- Mason aile geleneği sayılır.
It's kind of a Mason family tradition.
Baba, geleneklerimizi saflığı ile koruyup kaybetmedik.
Father, we have retained our tradition in its purity.
Biz gelneklerimizin saflığıyla yetiştik. - mükafatımızı ahirette aradık.
We have maintained our tradition in its purity and seek wage in the hereafter.
Önemli bir Çin geleneği vardır.
This is a very important Chinese tradition.
Küçük limanımızda süregelen güzel bir gelenektir.
It's a great tradition in our small harbour.
Senin kelimelerini dile dökmedeki geleneğimi sürdüreceğim.
Continue my great tradition of bringing your words to life.
Gelenek böyle.
It's tradition.
Geleneği sürdürmek için her yıl gitmeye gayret ediyoruz.
We still try to go every few years to keep the tradition.
Castithan geleneklerine saygı duyuyorum Başkan Nicky'nin saygı duyduğu kadar.
I respect Castithan tradition much as Mayor Nicky did.
Yahudi geleneğinde ; Dünya'nın yaratılışında bu taşın temel olduğuna ve aynı zamanda İncil'deki önemli efsanelerden bazılarının vuku bulduğu yer olduğuna inanılır.
In Jewish tradition, this is the foundation stone where the world was created, and some of the most important stories in the Bible took place.
Her doğum gününde buraya gelip kağıda yazdığım duayı, duvarın arasına sıkıştırmak hoşuma gidiyor.
I have this tradition, to go every birthday and to put a prayer note in the wall.
Harika bir yeni gelenek gibi duruyor.
Sounds like a great new Thanksgiving tradition.
Bu bir gelenek...
That is a tradition...
Bunu bir gelenek haline getirmen ne hoş...
Well, it's nice to see you maintaining a tradition of your own...
Bunun bir alışkanlık haline gelmesini sevdim.
I like that this is becoming a tradition...
Annen ve Dorrit'in bu alışkanlığını neredeyse unutmuştum.
I'd almost forgotten about your mom and Dorrit's little tradition.
Yönetmelikte yok zaten, işin raconu bu.
It's not in the manual. It's tradition.
Burada birbirini öper insanlar, gelenek bir nevi.
We kiss here. It's like a tradition.
Geleneklere aykırı olsa bile, ben ve Emma için değeri çok büyük olur sağdıç konuşması yapmak yerine, Finn, bizim için bir şarkı söyle.
And though this goes against tradition, it would mean the world to me and to Emma if, instead of giving your best man's speech, Finn, you sing for us.
İkinci olarak, sana cadı dediğimde, asil ve şerefli cadılık geleneğini onurlandırdığına dikkat çekmek istemiştim.
And second of all, when I called you a hag, I was bringing attention to the fact that you are honoring the noble and proud tradition of hagdom. Ha, ha, ha.
Bu bir NYADA geleneğidir.
That's NYADA tradition.
Aramızda Güneybatı'dan gözetimden çıkmış bir misafirimiz var... L.A.P.D geleneği olarak babasıyla bir vardiyaya çıkacak...
We have a guest today, just finished up her probation in southwest, and, per L.A.P.D. tradition, she'll be pulling a shift with her old man,
Evet evet, bu sadece eski bir İrlanda geleneği.
Yeah... Yeah, it's an old Irish tradition.
Bu yüzden, neden biz de büyükbabanın ayakkabılarını odasına geri götürmüyor ve bu hiç yaşanmamış gibi davranarak geleneği tamamlamıyoruz?
So, why don't we complete the tradition by taking these shoes back up to Grandpa's room and pretending like this never happened?
Ailemde gelenektir aslında.
Tradition in my family.
Artık Takida gelenekleri devam ettirmek için özgürdü.
Now Takeda was free to continue the tradition.
Bu çok saçma bir gelenek.
Well, that's a stupid tradition.
- Evet.. aile geleneğini taşıyor
Yeah, carrying on a fine family tradition!
Christie, insan geleneklerinde gelinin annesinin kızına tören esnasında takması için bir şey ödünç verdiğini biliyorum.
Christie, in Human tradition I understand the mother of the bride gives her daughter something borrowed to wear during the ceremony.
Casti geleneğinde nişanlısı törenin sonunda gözlerini açana dek gelin kördür.
In Castithan tradition, the bride is blind until her betrothed opens her eyes at the end of the ceremony.
Ki bu da Dünya Cumhuriyeti'nden gelen arkadaşlarımızın yardımını kabul edip birkaç aydır attığımız yanlış adımları telafi etmemiz gerektiğinin sebebi.
Which is why I hope to restore the tradition of wise leadership, accept the help of our friends at the Earth Republic, and avoid the tragic missteps of these past few months.
Bu bir Kolombiya geleneğidir.
That's a Colombian tradition.
Bu da başka bir Kolombiya geleneği.
That's another Colombian tradition.
Geleneğimiz böyle.
Oh, tradition. It's so important.
Blackfoot geleneğinizi bozmak adına hiçbir şey düşünmedik.
We would never consider breaking Blackfoot tradition.
Onurumuzu ve geleneklerimizi, barış için feda ettiler.
They've given away our honor and tradition for peace.
Tuhaf aile yemekleri buralarda bir gelenektir.
Awkward family dinners are a big tradition around here.
Ve bizim geleneğimize göre,'göze göz'.
And our tradition is'an eye for an eye'.
Bu Raghu geleneği.
It's the tradition of Raghu clan.
Evet, Yahudi geleneklerinin farkındayım.
Yes, I'm well aware of the Jewish tradition.
İnfaz geleneğine göre son infaz, zaferin zirvesini temsil eder.
In storied tradition of Carnificina, the ultimate kill signifies pinnacle of victory.
Evet, akrabalarınız için yarışma düzenlemenin bir aile geleneği olduğunu bilmiyordum.
Yeah, I didn't realize throwing contests for your relatives was a family tradition.
Ama bunu sana bırakıyorum.
It's tradition.
Bu gelenek, Tanrı'nın bize verdiği iyi şeylerin tümünü hatırlamak içindir.
This tradition is to remember all of the good things God has given.
Bir anlaşmamız var, hatırladın mı?
We have a tradition, remember?