Trained tradutor Inglês
6,641 parallel translation
Dışarıda bir yerde annesinin, Kabil'in karnını doyurduğunu bu dağların kralı olması için onu yetiştirip eğittiğini biliyordu.
Somewhere out there, Lukas knew that Cain was being fed, taught and trained to be king of these mountains.
O bunun için eğitilmedi, komiserim.
She's not trained for this, sergeant. She's not trained for this, sergeant.
Kuklalar gibi değil. Talimli atlar gibi değil.
Not puppets, not trained ponies.
Daha hızlı hareket edebilmeniz için kendinizi eğitmeniz gerekirdi.
Your lordship should've trained yourself better to be able to move quickly!
Oraya eğitimli bir ajan göndereceğim.
I will get a trained operative in there.
Biz birlikte eğitim gördük.
We trained together.
Gerçekten Zhao ile çalıştın mı?
You really trained with Zhao?
Arkadaşımla birlikte çalıştık.
My friend and I trained together.
Birlikte çalışmışsınız.
You trained together.
Turist rehberi olarak eğitildi ve bir arkadaşıyla tur şirketi kurdu.
She trained as a tourist guide, and set up a tour guide company with a friend.
Aynı zamanda eğitimli bir hukukçu ve Fortitude Polis Şefiyim.
I'm also a trained lawyer and the Chief of Police on Fortitude.
Onu ben eğittim.
I trained her myself.
Beni Tolos'ta çukurlar için dövüşçü yetiştiren bir adama sattılar.
So they sold me to a man in Tolos who trained fighters for the pits.
İtaat etmek için çok erken yaşlarda eğitiliriz
We are trained to obey to serve since we where very young
Parsons'ta eğitim almışsın.
So you trained at Parsons.
Paul Williams adında biri oradaydı ve Paul bana dedi ki o daha önce hiç eğitim aldı mı?
A guy called Pau / Williams was there, and Pau / said to me, "Has he trained before?" UNO-ll
Diğer günlerse babam beni evde eğitirdi.
Then every other day, my father trained me.
Yani aslında her gün calışıyordum, sadece haftanın üç günü değil.
So I trained every day, not three times a week.
Kırmızı tarafta Galli şampiyonu. İtalyan soyundan gelen babası Enzo tarafından eğitilen, sadece 19 yaşındaki Joe Calzaghe.
Wearing the red singlet, the Welsh champion Joe Calzaghe, who's only 19, trained by his father ;
Fakat amatör boksör olarak yetişmemiş bir babası vardı. Babası müzik dünyasında bir grupta çalıyordu.
But he had a father who was not classically trained as an amateur boxer, but he'd been in the musical world playing in a band.
Yıllar önce bir dövüşçüyü mahvetmek isteseydiniz onu babasına eğittirirdiniz.
Years before, if you wanted to ruin a fighter, you had him trained by his father.
Dövüş alanında onu son 18 yıldır eğittim.
He's more ready now than he's ever been in the fights that I've trained him for the last, the last 18 years.
Balleseros iyi eğitimli bir askerdi.
- Balleseros was a trained mercenary.
Hitchcock mühendislik eğitimi almış, sonra reklamcılığa geçiş yapmıştı.
Hitchcock was trained as an engineer, then moved into advertising.
Elena yıllarca bizim sürümüzde eğitildi.
Elena has trained with our Pack for years.
Yıllarca saha tecrübesi olan eğitimli bir jeologtu.
He was a trained geologist with years of field experience.
Tuttuğumuz kahya kadın aynı zamanda Fransız mutfağına hakim bir aşçı.
The housekeeper we hired, she's a French-trained cook.
Hiç iyi eğitilmemişsin hizmetçi.
Maid, you're very poorly trained.
Tamamdır, eğitimli tilkilerin dağıtacağı fermanlarla ilan ederim.
Oh, yeah, tiny rolled-up scrolls delivered by trained foxes.
İyi eğitmişsin.
You got'em well trained.
Bak, eğitimsiz olabilirim ama...
Now hang on. I might not be trained, but I...
Geçen senenim bilgilerine göre Amerika'da sadece 17 eğitimli şeytan çıkarıcı var.
As of last year, there's only 17 trained exorcists in all of America.
hiçbir fikriniz yok... kaç eğitimli kick-boks ve kung-fu ustaları... açlıktan öldü.
Clearly, you've no idea how many trained kick-boxers and kung fu experts starved to death.
Hepsi eğitimli uluslararası dövüşçüler.
They are all trained international fighters.
Sen onu eğitmedin mi?
You trained him, didn't you?
O eğitimli bir profesyonel.
I mean, she's a trained professional.
Hayatımda hiç bir gün antreman yapmadım.
I've never trained a day in my life.
Çok şanslıyım ki iyi çalıştım, yoksa gerçekten korkabilirdim.
It's fortunate I trained so hard, or I might actually be scared.
Bu yüzden okudum, kendimi eğittim, diller öğrendim.
So I read, I trained, I learned languages.
- Evet ya da eğitimli bir profesyonelle.
- Yeah, or a... trained professional.
Rogers onları isyancılardan çok İngiliz subaylardan nefret edecek şekilde eğitmiş.
Rogers trained them to hate British officers even more than the rebels.
Yıllarca çok sıkı çalıştım, seni ahmak.
I trained for years, you talking saddlebag.
Eğitimli.
Potty trained.
Sen ve haydutlar çeten... Ancak bu kadarına sahipsiniz. Gage'in arkasında ise İngiliz İmparatorluğu var... ve de bitmez tükenmez cephane kaynağı, eğitimli askerler... bir donanma.
You and your band of thugs, you have this, while Gage has the British empire, an endless supply of weapons, trained soldiers, a navy.
Braddock ile sen, onun hırslı çırağı, arka kısmı tutacaktınız ; savaşın ilk sesleriyle histeriye gark olan, karmakarışık bir yığın hastalıklı domuz çifçilerini.
Braddock and you, his ambitious errand boy, were to hold the rear guard... a chaotic mess of ill-trained pig farmers who dissolved into hysteria at the first sounds of battle.
El yapımı patlayıcı yapmayı öğrettiler.
We were trained to assemble improvised explosive device.
Suikastçi eğitimimi onunla birlikte gördüm.
I was trained in assassinations together with him.
Aralarından eğittiğin en iyi öğrenciyi seç.
Choose the best student you trained among them.
- Eğitimli bir maymun jimnastik yapabilir.
- A trained monkey can do gymnastics.
Üst düzey bir doktor olmasının yanı sıra cerrahi eğitimi de almış biri.
In addition to being an excellent doctor, he was also trained as a surgeon.
Merhaba, ben Büyük John, orduda sıhhiye personeli olarak 6 tur yaptım...
- Hi, I'm big John, lead EMT on six tours, tox haz qualified, para rescue and med evac trained.