English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ T ] / Trouble

Trouble tradutor Inglês

53,706 parallel translation
Dinle, bir kez daha bize yardım etmek adına bunca zahmete katlandığın için - ne kadar minnettarım anlatamam.
Listen, I can't tell you how grateful I am that you're going to all this trouble to help us out once again.
- Gerçekten, hiç zahmet değil.
Really, it is no trouble at all.
Bu tür bir belaya hazır değildir.
He's not ready for this kind of trouble.
Bela buluyorum.
I sense trouble.
Biraz belaya girebilir miyiz?
How about we get into some trouble?
Belasın sen.
You're trouble.
Başın dertte mi?
Are you in trouble?
Olamaz, Ethan'ın başı belada.
Uh-oh. Ethan's in trouble.
Maya'nın başı belada.
Maya's in trouble.
- Bela istemiyorum.
- I am not looking for trouble.
Çünkü güverte kısmını tutmakta zorlanıyorum.
As I am having trouble here wasting your...
Peter başı dertte.
Peter's in trouble.
Bu sizi zor duruma düşürecek bir şey.
That's one that can get you into trouble.
Ben... başın derde girdi.
I... you got yourself into trouble.
Suçlardan ötürü suçlu olduklarını söyleyin, Ancak makamlar ve kurban yutkunma konusunda sorun yaşıyor...
Mark and Andrew Madoff's attorneys say they are guilty of no crimes, but authorities and victims are having trouble swallowing...
Bak, sorun çıkarmak istemiyorum.
look, I don't want trouble.
- Sonra George'un dün gece yine sorun yaşadığını duyduk.
- Then we heard... George had trouble again last night.
- Sorun yaşadığını duyduk...
- Art. - We heard he'd had some trouble with the...
- Diğer konuya dönelim mi? George ve...?
Should we go back to George, and the trouble with the...
Sorun var!
Trouble!
Bela arayan kızgın bir kamyon şoförüyle takışıyor bu adam hem kızı korkutup kaçırıyor hem de yazarla kavga ediyor.
He gets into it with some pissed off truck driver looking for trouble who frightens off the girl and then gets into a fight with the writer.
Ben de işteki ilk günümde başım belaya girsin istemiyorum.
I'm sorry. Well, I don't really wanna get in trouble my first day.
- Dekatlon'u ektin diye zaten başın yanacak.
- But you're already in so much trouble for ditching the decathlon...
Sizi duymakta biraz zorluk çekiyoruz.
Yeah, we are having some trouble reading you.
Başları beladaysa kendi başlarına bir çaresini bulmak zorundalar.
So if they are in trouble, they will have to figure it out themselves.
Anne, zor durumdalar.
Mother, they are in trouble.
Çok yüksek bir ailemiz var, Ve çok sıkıntı çekiyorsun.
We have a very high-up family, and you're in a lot of trouble.
Seni yeterince yakından bırakmalıyız Yapabildiğiniz Olmadan Bogota'ya getir cok fazla sorun.
We should be able to drop you off close enough that you can make it to Bogota without too much trouble.
Gün ışığında bile sorun yaşıyorum.
I have enough trouble in the daylight.
Görünüşe göre birilerinin başı benim gibi birisiyle büyük belada.
Well, that's the trouble with someone like me. Been there, done that.
- Başımız belaya girerse çıkacağız.
We get into trouble, we're out of there.
Yükte sorun çıktı.
Having trouble with the load.
Bak, bu uğraştırdığımız için ve şu küçük kız için, tamam mı?
Look, this is, uh... This is for your trouble and your little girl there, okay?
Uğraştırdık, özür dileriz.
We're sorry for the trouble.
Başın büyük belada.
You are in so much trouble.
Sanırım bunca zahmet boşunaydı.
I guess all your trouble was for nothing.
Müdürle sorun yaşadığını duydum.
I heard you had trouble with the Headmaster.
Başı dertte!
He's in trouble!
Başım belada, acil paraya ihtiyacım var.
I'm in a lot of trouble, I need money today.
- Kolum iyi değil! - Olamaz!
- I have trouble throwing with the arm!
Demek istediğim, başın belaya girerse bilmeni istiyorum ki bu sefer kaçmam.
What I mean is, if we were in trouble again, I want you to know that I wouldn't run this time.
Eskiden hiç belaya bulaşmazdın ve şimdi kurşun yaraları ve bıçaklarla uğraşıyorsun.
You never used to get into trouble, and now it's all bullet wounds and knives.
- Daha fazla sorunu kaldıramayız.
- We can't afford any more trouble.
İkimiz de başımıza bela almayı çok seviyoruz, değil mi?
We both certainly like getting into a lot of trouble, don't we?
Başka seçeneğin varken neden bela arıyorsun?
Why seek that trouble if you have a choice?
Boone tarafından büyük derecelendirme puanı değilse Başını beladan arındıran şımarık d-bag.
Not if we score massive ratings by booneing a spoiled d-bag who buys his way out of trouble.
Onları takip etmelerini engelleyemem. Ama belki seni durdurabilirim Onları belaya götürüyorlardı.
I might not be able to stop them from following you, but maybe I can stop you from leading them into trouble.
Belkemi sevdiğini sanıyordum.
I thought you liked trouble.
Başın büyük belada, küçücük.
You're in big trouble, tiny.
Bankalar başın derde girerse, paranızı alırlar.
If the banks get in trouble, they will take your money.
Beladan uzak dur.
Well, stay out of trouble.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]