Tully tradutor Inglês
433 parallel translation
Daha sonra Tully'nin otlağında izini kaybettik.
Then we lost him over at Tully's pasture.
- Ne tarafa doğru gidiyordu? - Tully'nin oradaki ağaçlığa doğru!
Heading for the trees over by Tully's.
Bu korunaklı açıklığın, tüylü ve kürklü sakinlerinin rahatı Orman Bekçisi Tully Bascombe tarafından gözetilir.
In these sheltered glades, the welfare of its feathered and furry folk is watched over by forest ranger Tully Bascombe.
Ordu şu anda kalıtsal Mareşal ve Silahlı Kuvvetlerin başı olan... Tully Bascombe yönetiminde talim yapmaktadır.
Here, the army exercises under Tully Bascombe hereditary field marshal and grand constable.
Tully Bascombe, elbette.
Tully, of course.
Tully olmaz.
Not Tully.
Ondan Alplere tırmanmasını beklemiyoruz. Tully'nin tek yapması gereken adamları oraya götürmek.
He won't have to climb the Alps, just get the men over there.
Elbette majesteleri. Tully'e çok dikkatli olmasını söylerim.
I'll tell Tully to be very careful.
Ah, Tully.
Oh, Tully.
Tully, bu iş çiftleşme mevsiminden daha önemli!
This is bigger than the mating season!
- Şimdi Tully. Git ve ordunu topla.
- Run along and get your army together.
Hadi ama Tully! Her anını seveceksin.
You'll enjoy every moment.
- Tully, lütfen.
- Tully, please.
Tully?
Tully?
Ben Tully Bascombe, bu da Will Buckley.
I'm Tully Bascombe, and this is Will Buckley.
- Onu da yanımıza almalıyız Tully.
- We'd better take it along too.
Ben Mareşal ve polis şefi Tully Bascombe'um.
I'm Field Marshal Bascombe.
Dostum endişelenme. Tully gibi bir aptal bile bu savaşı mahvedemez.
Not to worry, even a nincompoop like Tully can't spoil this war.
Pekala Tully, korkarım şimdi Başbakan sensin.
Tully, I'm afraid you're prime minister now.
Benim Tully Bascombe.
Tully Bascombe.
- Yine benim. Tully.
- It's me again.
- İçeri giremezsin.
Tully. - Go away!
Adım, Tully Crow.
The name's Tully Crow.
- Ve benimki de, Tully Crow.
And my name's Tully Crow.
- Matt Tully, Tony Rome.
- Matt Tully, Tony Rome.
Tully iyi bahşiş veren birine yolladı.
Tully pushed her off on a big tipper.
Tully yolladı.
Tully sent me.
Adım Billy Tully.
Billy Tully.
- Billy Tully uğramamı söyledi.
- Billy Tully told me to come by.
Tully form mu tutuyormuş?
Is Tully getting in shape?
Tully bana ilk geldiğinde yumruk atmayı bilmezdi.
Tully didn't know how to punch when he first came to me.
Tully'nin huzurunu bozdu.
And she destroyed his peace of mind.
Billy Tully antrenmanlara başladı.
Billy Tully's back in training.
- Tully olmaz.
- Tully won't draw.
Tully'yi onunla kullanabilirim.
I could use Tully in a main even with him.
Tully'yi zımbalayabileceğini düşündüğümden değil.
Not that I think he could ever nail Tully.
- Nasıl hissediyorsun Tully?
- How do you feel, Tully?
- Sırada sen varsın, iyi şanslar Tully.
- You're on next, so good luck, Tully.
Mavi mayoda 79 kilogram ağırlığında Stockton'un gururu Billy Tully!
Wearing the blue trunks... weighing 175 pounds... the pride of Stockton... Billy Tully!
Tully, ondan uzak dur.
Tully, stay away from him.
Üçüncü raundun iki dakika 13. saniyesinde teknik nakavt ile galip gelen Billy Tully!
Winner by technical knockout... time : two minutes and thirteen seconds of the third round... Billy Tully!
Ben Tully'yi bırakacağım.
I'll drop Tully off.
Elektrikli tekne Tambot'u incelemek için Kaptan Tully ile çıktılar.
He's gone with Captain Tully to Electric Boat to inspect the Tambor.
Edinburgh Dükü Edmund ve Tully Applebottom.
Edmund, the Duke of Edinburgh and Tully Applebottom.
İhtirasla tükenen Edinburgh Dükü, minik Tully'yi kaçırır!
The Duke of Edinburgh, consumed with passion, whisks away little Tully!
( Tully isterik bir şekilde güler )
( Tully laughs hysterically )
Ve siz de Bayan Tully Applebottom mısınız?
And are you Miss Tully Applebottom?
Adı Louis Tully.
His name is Louis Tully.
- Khve istermisiniz, Bay Tully? .
- Do you want coffee, Mr. Tully?
Alo? Tully Sorenson.
Hello?
Adım Tully Sorenson.
No, I'm Tully Sorenson.