Tutunamıyorum tradutor Inglês
62 parallel translation
Bir türlü yol üzerinde tutunamıyorum.
Don't give me any runs to the track.
Tutunamıyorum.
I can't hold on.
Tutunamıyorum!
I can't hold on!
Tutunamıyorum!
I can't hang on!
Tutunamıyorum.
Don't look down Anna! Don't look down!
Tutunamıyorum.
I can't hold on. Give me your hand.
- Tutunamıyorum!
I can't!
Burada hiçbir yönden tutunamıyorum da ondan.
Because nothing in my life is working here.
Onu çok net bir şekilde zihnimde yaşatıyordum. Ama artık ona tutunamıyorum.
I've held him so clearly in my mind's eye.
- Tutunamıyorum!
- I can't get a grip!
- Tutunamıyorum...
- I can't hold....
Zeyna! Tutunamıyorum!
Xena, I can't hold on!
Muhtemelen bu yüzden bir işte tutunamıyorum yada bir erkeği elde tutamıyorum.
It's probably why I can't hold a job or keep a man.
- Tutunamıyorum!
I can't hold on!
Zeyna, tutunamıyorum!
Xena, I can't hold on!
Size tutunamıyorum.
I can't hold on to you.
Tutunamıyorum!
Everything is disappearing up there!
Yani, kocam, babam.... hiçbir yere tutunamıyorum.
I mean, my husband, my father... I don't really fit anywhere.
Bir işte tutunamıyorum evliliği yürütemiyorum ama beceriksizliğe gelince benim üzerime kimse yok.
I can't hold down a job or make a marriage work, but when it comes to screwing'up, man, I'm the all-time champ.
Daha fazla tutunamıyorum!
I can't hang on any longer!
Tutunamıyorum, tutunamıyorum, tutunamıyorum.
No grip, no grip, no grip.
- Tutunamıyorum.
Hold on! - I can't!
Hiçbir işte tutunamıyorum.
I mean, I can't hold a job.
- Neden bir işte tutunamıyorum?
- Why can't I keep a job?
- Tutunamıyorum! - Geliyorum!
Let Patricia.
Tutunamıyorum. Hadi ya!
I'm losing my grip.
Tutunamıyorum.
Can't hold on.
Bir ilişkide tutunamıyorum.
I can't maintain a relationship.
- Tutunamıyorum!
- I can't hold on!
Bir yerde tutunamıyorum.
Yeah, well I can't settle.
Tutunamıyorum.
I can't get a grip.
Craig, Craig, yardım et, tutunamıyorum!
Craig, Craig, help me. I'm losing my grip!
Tutunamıyorum.
I can't.
Çünkü ne zaman hayatımda yeni bir şeyler olsa, ona tutunamıyorum.Yapamıyorum. Buna ihtiyacım var.
Every time I try to do something new, can not be given to it.
- Tessa, tutunamıyorum!
- Tessa, I can't hold on! - Dad!
Güzelce tutunamıyorum.
I can't get a good grip.
Hızıma tutunamıyorum.
I can't hang on to my speed.
Yakışıklı, başarılı, müthiş bir kadınla evli bir kardeşim var ve ben hiçbir işte tutunamıyorum.
My brother's handsome, successful, married to a gorgeous woman. And I can't even hold down a job.
Tutunamıyorum!
I'm slipping!
Tutunamıyorum!
I... I can't!
Tutunamıyorum.
I can't hold on!
Tutunamıyorum!
I'm losing my grip!
- Tutunamıyorum!
Hang on!
- İpe daha fazla tutunamıyorum.
I can't hold onto the rope!
Tutunamıyorum.
[Screams] I can't hold on.