Ule tradutor Inglês

İhtiyacın var gibi görünüyor.

You look like you could use ule.

Tutulmayı yaşadım ben Şule.

- I fully experienced it, Þule.

Estağfurullah Şule Hanım.

Do not mention it, Mrs. Þule.

- Şule Hanım mı?

Mrs. Þule?

Şule, Şule sen vurulmadın.

Þule, you weren't shot.

Şule, bu herif var ya, acayip dallama bir herif bu ha.

Þule, this guy there, is an asshole all along.

Şule be, sabahtan beri girip çıkmadığım insan kalmadı.

Þule, today there is no one left I haven't come in and out of.

Şule, bir dakika.

Þule, don't go.

İşte böyle.

This is how life is Þule.

Size Başkan Taylor ve eski Başbakan Matobo'nun işgal sonrası strateji hakkında konuşmak için şu sıralarda buluştuğunu söyleyebilirim.

I can tell you that President Taylor and former Prime Minister Ule Matobo... are meeting as we speak to formulate a post-invasion strategy.

Ne oluyor Ule?

What is happening, ule?

Korkuyorum, Ule.

Ule, I'm scared.

Ule!

Ule...

Adamı dinle, Ule.

Listen to him, ule.

Seninle son görüştüğümüz günü hatırlıyor musun, Ule?

Do you remember the last time we saw each other, ule?

Sangala'ya döneceksin, Ule. Ve General Juma'ya işbirlikçilerinin isimlerini verecesin.

You'll be taken back to sangala, ule, and you will give general juma the names of all your fellow traitors.

Kararı sen vermedin, Ule.

It was not your decision, ule.

Juma rejiminin süratle yıkılacağına ve Başbakan Ule Matobo'nun önderliğinde demokrasinin yeniden inşa edileceğine eminiz.

We are confident that the Juma regime will collapse swiftly, and that democracy will be restored under the leadership of Prime Minister Ule Motobo.

Ule.

Ule.

Başkan ayrıca eski Başbakan Ule Matobo'nun yeni bir demokratik devletin inşasında görev alacağını söyledi.

She also says former Prime Minister Ule Motobo will be reinstated to work towards building a new democratic government.

Haha...

Glumeþule.

- Ule'la kilisede randevumuz var.

Ule and I have a meeting at the church.

- Ule nerede?

- Where is Ule?

- Ule! Alama, hayır!

- Ule... get him out of there!

- Bunu yapmak istiyorum, Ule.

- I want to do this, ule.

Beni durduramazsın, Ule.

You can't stop me, ule.

- Ben de seni seviyorum oğlum.

- And I love you, omuleþule!

U dönüşü yaptım ve birden ters yolda hızla gidiyordum. ... sonra bir gökkuşağı çıktı.

I made a ule and suddenly I'm going fast the other way and there's a rainbow.

Programıma ekleyeceğim.

I'll add it to my shed-ule.

Teşekkürler, Ule.

Thank you, Ule.

Şule.

Þule!

Hah, Şule, gel kızım.

Þule. Here, honey.