Under tradutor Inglês
76,307 parallel translation
Enkazın altında gerçekten gömülmüştü.
It was really buried under the debris.
Son olarak, şu ana kadar tahmin edebilirsiniz ki şartlı tahliye memurunuz sizi söyledi, Bayan Raines doğru şartlar altında, bu adamı bulmamda yardım etmeye razı olabilirsiniz.
Finally, as you may have guessed by now, your parole officer said that you, Ms. Raines, under the right circumstances, might be willing to help me locate this man.
Hâlâ yargılanıyorsunuz.
You are still under trial.
İkinizi aynı çatı altında görmek o kadar iyiydi ki.
It was so good having you two under one roof.
Baskı altında oldukça iyiydin.
You're pretty cool under fire.
Boğazında ufak bir gıdıklama hissettiysen, bu, ani patlamalarını kontrol, altında tutmak için koyduğumuz sinir önleyicisindendir.
If you feel a light tickle at the back of your throat, that's just the neuroinhibitor, modified to keep your outbursts under control.
Evet, bariz şekilde kontrolün altındaydı.
Yeah. You clearly had it under control.
Demek seni duvarın altından geçerken yakaladılar.
So, they caught you going under the wall.
Su ve Enerji Departmanı'nın altındaki bu tünel doğrudan şehir merkezine çıkıyor.
The tunnel under an old DWP substation that leads right into downtown.
Bu bloğa sonuç alması için baskı yapılıyor. Ve sabretme lüksüm yok.
This bloc is under pressure to produce results, and I don't have the luxury of patience.
Hakkımda soruşturma var.
I'm under investigation.
Okuldaki bir öğretmeni vasıtasıyla bir direniş hücresine katıldı. Ve duvarın altından geçerken yakalandılar.
He joined a resistance cell through a-a teacher at his school, and they were caught going under the wall.
Altından mı, nerede?
Under? Where?
Bu gün burada vereceğin ifadenin doğruyu yalnızca ve yalnızca doğruyu yansıtacağına mahkeme önünde yemin ediyor musun?
Do you swear under the penalty of perjury that the testimony you're going to give here today is the truth, the whole truth, and nothing but the truth?
Yüz elli yaşıyor Kontrolünüz altındaki termonükleer füzeler.
One hundred and fifty live thermonuclear missiles under your control.
Ayna dizilerinin altında.
Under the mirror arrays.
Şimdi, saldırı altında olduğunuzu söylemiştiniz.
Now, you said that you were under attack.
Sutton'ı radyo sen mi vereceksin? Ve takımın saldırı altında olduğunu söyledi.
You radioed Sutton and said your team was under attack.
Belters Fred Johnson'un bayrağı altında hiçbir zaman birleşmeyecektir.
Belters will never unify under Fred Johnson's flag.
Onun hücresinde nöbet tutuyor.
Under guard in his cell.
Ameliyattan sağ çıkabilir mi?
Can she even handle going under the knife?
Sadece şimdilik kendinizi ve özellikle sarışın Helena'yı örtü altında tutun.
Just keep yourselves and particularly Helena the blonde under wraps for now.
Özellikle sevgili Rachel'ın altında.
Particularly under dear Rachel.
- Niye barın altından kaydırıyorsun?
Why are you sliding that under the bar?
- Rezervasyon hangi isimle yapıldı?
What name is the reservation under?
Kocamla ben her yıl bu şeyi yaparız... farklı bir isimle otele giriş yapar... ve sonra odasının kilitlendiği otelde kalarak başka bir misafir gibiymişim gibi davranarak onun kapısını kilitlerim.
My husband and I have this thing where every year on our anniversary, he checks into a hotel under a different name, and then I knock on his door and pretend like I'm another guest staying at the hotel
Anahtar bitkinin altında değildi.
Key wasn't under the plant.
Gözlerinin altında ufak kırışıklar çıkarıyor.
It's causing little, tiny wrinkles to sprout up under your eyes.
Chuck, hala kendini gizli güçler tarafından saldırıya uğramış gibi mi hissediyorsun?
So, Chuck... do you still feel as if you're under attack... by unseen forces?
Axe Capital'de hiç kimse sözleşme yapılmadan çalışmaz.
No one at Axe Capital works under a contract.
Beni buradaki diğerleriyle aynı kefeye koyma.
I'm not under the same mandate as the other staff.
Chicago'dan işletme mastırımı almak üzereyim. Eugene Fama ile çalışabilirim.
I'm getting my MBA in Chicago under Eugene Fama, the Nobel Laureate.
Chester evin altında ölü bir çocukla ne halt ediyordu?
What the hell is Chester doing with a dead kid's body under his house?
Bana altında ceset olan bir ev bıraktı.
He left me a house with a dead body under it.
Yukarıda bana öğütler verirken karnımı doyurup bana masallar anlatırken ayağımızın altında bir ceset varmış.
He upstairs here, teaching me how to tie a fishing fly, tucking me into bed at night, reading me bedtime stories. And we got a dead body rotting under our feet.
Ayağımızın altında!
Right under our feet!
Bak, Chester'ın evinin altında bir ceset buldum.
Look, I found a dead body under Chester's floor.
Bu durumdayken.
Under the circumstances.
Hanson'ın bunu ört pas etmesine seyirci mi kalacaksın?
Yeah, are you seriously gonna let Hanson just brush this under the carpet?
Hizasına gel.
Get under it now.
Hani evin altında bulunan çocuk cesedi var ya?
See... The dead boy who was found under the house?
Suyun altında?
Under all that water?
Yaptığım her şey didik didik inceleniyor.
Everything I do is under a microscope.
Masanın altına saklan, jaluziye gölgen vurmasın.
Hide under the desk so they don't see your shadow through the blinds.
Ve 24 saat izinde.
And under 24-hour watch.
Duvarın altından geçmeye çalışırken yakalandı.
He was caught trying to go under the wall...
Duvarın altından geçmekten daha tehlikeli değil.
It's no more dangerous than going under the wall.
Korumam altındaki, yeni gelen küresel yetkililerin malı ile oldukça ilgiliydi.
He was very interested in the Global Authority property that recently came under my protection.
Bu çocukları sen kanatlarının altına aldın.
You took those kids under your wing.
Hepimiz çok gerginiz ve burada yeraltında olmak işimizi kolaylaştırmıyor.
We're under a lot of heat, and it's not doing any good sitting in a box down here.
Harcamaların artması bekleniyor ama çok katı kurallar altında çalışıyor. Harcamaların artmasını sınırlıyorlar.
is expected to ask to increase spending, but he is operating under strict new rules that limit spending increases.