Underdog tradutor Inglês
323 parallel translation
Her zaman, zayıfın yanında görünmen tuhaf değil mi?
Isn't it strange you always seem to fight with the underdog?
Bir puan kazanmak için bir mazlumu kurban etmeye her zaman hazırsınız.
Always ready to sacrifice some underdog to win a point.
Her zaman, zayıftan yana olan büyük bir şampiyondum ben.
I've always been a great champion of the underdog.
Kalabalığın desteğini alıyorsun ya.
- Hey! - Well, you're the underdog, aren't you?
yani Apollo Creed 1 Ocak'da sıradan yerel bir boksöre fırsat verecek.
So, Apollo Creed, on January 1st, gives a local underdog fighter an opportunity.
El değmemiş bir boksöre. Onunla beraber posterde resmim olacak.
A snow-white underdog, and I'm gonna put his face on this poster with me.
Tanınmamış biri, Külkedisi masalı gibi.. .. ve dünyanın her yerindeki insanların hayallerini süslüyor.
A 50-to-1 underdog living a Cinderella story, and he's captured people's imaginations all over the world.
Ve Rocky Balboa'nın kazanma şansı 5'te 1.
And Rocky Balboa, I know, is a 5-to-1 underdog.
Şimdi bahisler 12'ye 5.
Now you're a 12-5 underdog.
Biz mazlumuz.
We're the underdog.
Bu şartlarda idealist olmak çok kolaydır ama madalyonun iki yüzü vardır.
It's easy to fall in love with the underdog, but there's an upside and a downside to this thing.
Ayrıca ileride kolej futbolu, bölüm hikayeleri, ve devasa şişirilmiş mazlum gösterileri olacak.
And someday there'll be college football, And department stores, And a parade with a giant inflatable underdog.
Moe ve Joe Flatbush ve Beneath the Underdog dinleme zevkiniz için gururla sunar. Bleek Quintet!
Moe and Josh Flatbush and Beneath The Underdog proudly present for your listening enjoyment the Bleek Quintet.
Boksta kazanması zor olanın geri dünüşü kadar sevilen iş olmaz. Kazanma ümidi olmayanın geri dönüşü.
There's nothing more commercial than a long-shot comeback of a down-on-his-luck underdog.
Sonra Pierre, Forizon'un mahkemeye sunacağı savları içeren mahkemeye sunulacak kitabı hazırladı.
That's a feeling that's stuck with me - you should stick with the underdog.
Haksızlığa uğrayan kişilerin duygularını paylaşmanı anlıyorum.
I understand you're used to sympathising with the underdog.
Marshall alıştığı sürpriz takım rolünü... Batavia karşısında da üstleniyor.
Downstate Marshall plays its familiar role as underdog... to third-ranked Batavia.
Görüyorsunuz, biz favori değiliz.
See, we been the underdog.
Underdog kaçtı!
Underdog got away!
Şişme köpekte ters bir şeyler oldu ve kafasını tekrar şişiremediler.
Something went wrong with Underdog and they couldn't inflate his head.
Sen, mazluma yardım etmeyi seversin
You love to help the underdog
Mazlumun yanında olmayı severiz.
We love to root for the underdog.
Artı, zayıf birine kaybedersem, tekrarında avantajlı olurmuşum. Asıl para ikinci maçta.
Plus, if I lose to an underdog, it would set me up for a rematch, and the rematch is where the real money is.
Sevilmeye alışık biri değilim.
I know what it's like to be an underdog.
Ezik çocuk öne çıkmalı, altın çocuk değil.
This film needs to be about the underdog, not the golden boy.
- Zor durumda olan o.
- He's the underdog.
Pinciotti, 5 sayı önde.
Pinciotti, the underdog, up by five.
Sayılan oylar gösteriyor ki şeytani Richard Nixon sıfır oy alacak.
Exit polls show evil underdog Richard Nixon... Trailing with zero votes.
Herkes bir kaybedeni seviyor.
Everybody loves an underdog.
- Mazlumdan.
- The underdog.
Çünkü bu devrimde zayıfların öç aldığını görüyorum.
I see in the Revolution the underdog's revenge. To each his chance.
Ve hayatınızda ilk kez, favori olmayan tarafsınız...
And for once in your life, you are the underdog...
Michael favori olmamaktan hoşlandıysa bile, bir şampiyonun becerisi ve özgüveniyle takımını ileri götürerek... arkadaşlarına favori olmadıklarını hissettirmedi.
If Michael enjoyed being the underdog, he never let his team feel like one, driving them forward... with the fair and confidence of a champion.
Pek, haksızlığa uğrayan taraf gibi görünmeyeceğiz.
It hardly makes us look like an underdog. It'll give a feel of consensus.
- Cassius, sen 7'ye 1 bir köpeksin.
- Cassius, you're a 7-1 underdog.
Daha önce hiç ezilmemiştide ondan.
He's never been the underdog before.
Ve tabii ki, Mitnick yenilen taraf olurdu.
And, of course, Mitnick would be the underdog.
Açılış gongundan beş saat önce Çelik'e konan bahisler ikiye birden, yenilecek diye beşe bire düşmüş.
Five hours before the opening bell, Steele goes from a two-to-one favorite to a five-to-one underdog.
Şu ana dek durumumdan memnunum.
I've enjoyed my underdog status up to now.
Gavurlar buraya gelmesini ve yerli halkın boyun eğip onlara yaşamayı öğretmesini kutluyoruz.
We celebrate the subjugation of an indigenous people... with yams and Underdog floats.
Underdog'un kasıklarından, Bart Simpson'ın sol kulağı ve sağ bacağından Garfield'in sahibi John'un alnından.
Underdog's groin, Bart Simpson's left ear and right shin... Garfield's owner John's forehead.
Seabiscuit koşuya 2'ye 1 dezavantajlı olarak girdi. Ancak iç sahadaki sesler öyle göstermiyordu.
Seabiscuit entered the race a 2-to-1 underdog, but you would never know it from the growing noise in the infield.
Mazlumlardan bahsediyorum.
I mean the underdog.
KAZANMA UMUDU OLMAYAN KORE ÇEYREK FİNALDE 13 yıl.
Underdog Korea! Miraculous Quarterfinals! 13 years
Avila'nın şansı düşük olabilir ama eşleşmenin adil olmadığı söylenemez.
Avila may be an underdog, but you can't claim this is a total mismatch.
Kazanma şansı pek olmayan Danny Avila'nın, Johnny Smith'in kehanetleri sayesinde ruhani bir takviye alıp almayacağı merak konusu.
Still, you've got to wonder if the underdog Danny Avila isn't getting a psychic boost here from Johnny Smith's latest prophecy.
"Underdog'un sesini kim yaptı?"
"Who was the voice of Underdog?"
Underdog'un sesini o yaptı.
That's the voice of Underdog.
- Zavallı.
- Underdog.
- Stempel, başarısız biri.
Stempel is an underdog.
Büyük Şampiyon Iceman!
Monroe is a forty-to-one underdog... goin'up against the Iceman, a great champion,