Unuttunuz tradutor Inglês
1,320 parallel translation
Bir şey unuttunuz.
You forgot something.
Temel probleminizi unuttunuz mu?
Have you forgotten your basic problem?
- Unuttunuz sanmıştım.
I am afraid you'd forgot
Onun ruhunu unuttunuz mu?
Did you forget his spirit?
Piskopos Omalley'nin bizden çektiklerini unuttunuz mu?
Have you forgotten the trouble we caused Bishop O'Malley?
Yoksa bunu nasıl yaptığımızı unuttunuz mu?
Or have you forgotten?
Lütfen kavga etmeyin. Bugünün hangi gün olduğunu unuttunuz mu?
Are you forgetting what day it is?
Hey, bayan, bunu unuttunuz.
Hey, miss, you forgot this.
Sodanızı mı unuttunuz?
Forget your sodas?
Bayım, çantanızı unuttunuz.
Mister, you forgot your bag.
Sanders'i tanıyorum, unuttunuz mu?
I know Sanders, remember?
Fakat o telaşla pencereyi açık bırakmış olmanız gerekiğini unuttunuz şu hırsız hikayeniz için..
But you omitted to make sure that the window it was left open to support this burglar theory.
Diğerlerini unuttunuz!
You forgot others!
Sen ve diğerleri, bir fanatiğin ilk kuralını unuttunuz :
You and the rest, you forgot the first rule of a fanatic :
Bir şey unuttunuz mu diye bir bakayım.
I'm gonna make sure you didn't forget anything.
Onları banka dolandırıcılığından tutuklayabilirdim. Ama beni orada unuttunuz.
I could have nailed them on 40 counts of bank fraud, but you left me there.
Galiba unuttunuz.
I was from Africa.
Korkarım ki unuttunuz, Bay Hunter, bu savaş gemisi, bunun için tasarlandı.
Lest you forget, Mr. Hunter, we are a ship of war, designed for battle.
İlk söylediğiniz şeyi unuttunuz.
- No, sir. What I'm saying is that you accidentally forgot that the first thing you said...
Şu bir gerçek ki siz Henri Young'ı zindana attınız ve tamamen unuttunuz.
It's a fact you simply put Henri Young in that dungeon and forgot all about him.
- Hey, bir şey unuttunuz!
- Hey, you forgot something!
Sabbath ( Cumartesi günü ) olduğunu unuttunuz mu?
Have you forgotten it is the Sabbath?
Pardon, bir şey unuttunuz!
Excuse me, you forgot something!
Burada resminizi unuttunuz!
You forgot your picture!
Buzz'a yaptıklarını ne çabuk unuttunuz?
Have you forgotten what he did to Buzz?
Şapkanızı unuttunuz.
You've forgotten your hat.
Bir şeyi unuttunuz sanırım, Bay Morden.
You seem to have forgotten something, Mr. Morden.
Bacaklarınızı unuttunuz.
You forgot your legs.
Affedersiniz, sanırım bana ekmek vermeyi unuttunuz.
Excuse me. I think you forgot my bread.
Onun içinde bir insan olduğunu unuttunuz mu?
Have you forgotten that there's a human being in there?
Onunla akşam yemeği yiyecektiniz unuttunuz mu? Chez Royale.
You're meeting him for dinner, remember?
Unuttunuz mu?
Can you have forgotten?
Geçen yıl RICO davasında ona karşı olan savcıyı unuttunuz mu?
Are you forgetting the prosecutor spent the last year... building a RICO case against him?
Bay Clark'ın bize ne kadar yardım ettiğini unuttunuz mu?
Have you forgotten how much Mr. Clark has helped us?
"Paris'in en çirkin suratı", unuttunuz mu?
"Ugliest face in all Paris," remember?
Nil nehrinde gezinirken, siz muhtemelen beni unuttunuz.
It was during a cruise on the river Nile, you have probably forgotten me.
- Belki orada unuttunuz.
Maybe you left it there.
Bedduanızı unuttunuz mu, baba?
- You forgot your curse, Father?
Eski kocamla yatıyordu unuttunuz mu?
She was screwing my ex, remember?
Unuttunuz mu?
Have you forgotten that?
Unuttunuz mu?
Have you forgotten?
Hey, terliğinizi unuttunuz. Oh!
Hey, you forgot your slipper.
Beni keyiflendiren bir noktayı unuttunuz :
You've forgotten one matter of joy to me : that I made the match myself.
Unuttunuz mu? Sizin ofisinizde buluşacaktık.
Remember we were supposed to meet in your office?
Unuttunuz... Beni!
You forgot your- - you forgot your- - me!
Her şeyi unuttunuz mu?
Have you forgotten everything?
Sizinle konuşanın kim olduğunu unuttunuz mu?
I am Queen Astrid!
Ben bir detektifim, unuttunuz mu?
Of course I am aware of it, that I'm a detective, Remember?
Bayan Banks, gebelik vitaminlerinizi, tekrar anne olmakla ilgili broşürleri ve ultrason resmini unuttunuz.
- Oh, well. - Oh. - Mrs. Banks.
Onlara ücretsiz telefon numarasını vermeyi unuttunuz.
You forgot to give them the toll free number.
Unuttunuz mu?
Kudo-kun.