Unvanın tradutor Inglês
672 parallel translation
- Ama unvanınızı, malınızı kaybettiniz.
- But it's lost you your rank, your lands.
Dickon bir şövalyeydi. Ağabeyiniz küçük bir aksilik yüzünden unvanını geri aldı.
Dickon was a knight before your brother hacked off his spurs over some little mischance.
Ama bugün, onunla savaşmak ayrıcalığına sahip olanlar... asker unvanını hak eden biri varsa, bu kişinin, o olduğunu bilir.
But those who had the privilege of serving with him today... know that if ever a man deserved the name and rank of soldier... it was he.
Ve düşündük ki şampiyonluk unvanını 6 ya da daha fazla ay kadar elimizde tutarsak, para kazanabiliriz.
And we figure if we can hold the title for six months or more, we could pick up some easy money.
Unvanın çok büyük diye burada ölecek miyim yani?
Am I supposed to die because you've got a big name around here?
Eğer samuray, zina yapan eşini kendisi cezalandırmazsa unvanını ve mülkiyetini kaybeder.
If a samurai does not kill the adulterer himself, he loses his rank.
Unvanının ve mallarının lağvedilmesini talep ediyoruz.
We demand that her titles and estate are rescinded.
- O zaman, hükümdarlık unvanınız kutlu olsun!
- Then I salute you with this royal title -
Sonra Tony Zale'in unvanını elinden alacak ve dünyadaki herkese nasıl biri olduğunu gösterecek.
Then he's gonna take the title away from Tony Zale and show everybody in the world who he is and what he is.
Rocky Graziano son altı aydır başına gelen talihsizlikleri üzerinden atıp,.. ... kendisini nakavt etmiş tek adamı yenerek unvanını elinden alabilecek mi?
Can Rocky Graziano shake off every roof that has caved in on him during the past six months and bounce back to take the title from the only man to ever knock him out?
Senin unvanın vardı.
You've a title.
1931'de Mickey Walker orta sıklet unvanını bıraktığında kiminle mücadele etti?
In 1931, when Mickey Walker gave up the middleweight crown, who fought for it?
- Unvanınızı iade edeceğim.
- I'll restore your title.
Sonra şampiyonluk unvanına uzanacaksın.
One fight and then a shot at the title.
Bu Azabu daki herkesi gururlandırır..... kendi masörlerimizden birisi en üst seviyede masör unvanını elde edecek.
It will make everyone in Azabu proud to hear that one of our own masseurs has gained the top rank.
Bu sayede Papa Hazretleri Krala "İmanın Savunucusu" unvanını verdi.
For which he was named "Defender of the Faith" by His Holiness, the Pope.
" Hükümdarımız Lord Henry'nin şüphesiz ve mutlak unvanını...
" That you did willfully and maliciously deny and deprive...
Hepsi Majestelerinin unvanını hakli buldu.
His Grace's title to be just and good!
Örümcekler, Dünya Güreş Şampiyonası'nda unvanını korumaya çıkan "Mavi Şeytan" ın maçına heyecanla koşuşturan zavallı insanlara acımasızca saldırarak, ölüm ve yıkıma gark ederler.
The Arachnids begin a pitiless attack on Earth, bringing death and destruction to it's hapless inhabitants who at that moment are excitedely attending their idol Blue Demon's match, defending his world wrestling championship.
Böylece Frederick, Essenbeck adını ve unvanını elde edebilir.
And Frederick will be able to obtain the name and the title of Essenbeck.
Siz alt düzeysiniz demiyorum, sadece unvanınız.
I don't mean you're inferior, I mean the title is.
Emekli olup kenara çekildiği takdirde Kont de Bleuchamp olarak unvanının tanınması.
Official recognition of his title when he retires into private life as Count de Bleuchamp.
Evet, Neaps End'li Ron Obvious kendisine bir Anglikan katedralini yiyen ilk kişi unvanını kazandıracak girişimine başlamak üzere.
Well, there he goes, Ron Obvious of Neaps End in an attempt which could make him the first man ever to eat an entire Anglican cathedral.
Unvanınıza saygımdan dolayı sizi tutuklatmıyorum.
It's only out of respect for your rank I don't have you arrested.
İngiltere kralı unvanını taşımaya layık olmayan bir adam.
A man unfitted to bear the title, king of England.
Ya da doktor mu demeliyim? Ya da albay, ya da unvanınız her neyse.
Or doctor, or colonel, or whatever it was they called you.
Halkın Sanatçısı unvanını elinde tutuyor.
He holds the rank of People's Artist.
Cumberland onun unvanını bu taşınmaza verdi, Komiser.
Cumberland gave her title to that property, Lieutenant.
Kurada ona Buck Roan'ın şampiyonluk unvanını elinde bulunduran Hint boğası Sunshine çıktı.
And he drew for himself the current champion Brahma bull... Buck Roan's Old Sunshine.
Bu gece, kalenin mabedinde nöbet tutacağım ve şafakta sizin elinizden yüceltici şövalyelik unvanını alacağım.
Tonight, I will hold vigil in the chapel of thy castle... and, at dawn, receive from your hand... the ennobling stroke of knighthood.
Şafakta, şövalye unvanını alacaksınız.
At dawn, you shall be dubbed knight.
Bu sebeple de bana şövalye unvanını vermenizi rica ediyorum.
I therefore beg you, dub me knight.
Ünvanımı sana devredeceğime gerçekten inandın mı?
Did you really think I meant to turn the title over to you?
Başı sıkıştıkça salak babasından yardım alan, unvan düşkünü kızın teki.
Title-crazy, with a fatheaded old father to buy her in and out.
Bu yüzden kendisine bu alayın onbaşısı unvanı veriyorum.
So I'm going to appoint him a corporal in this regiment.
Bu şekilde şampiyonluk unvanı maçına hemen çıkarsın.
This way you fight for the championship right away.
Unvanı kazanmadın, Charlie!
You didn't win the title, Charlie!
O zaman da unvan maçına bir yumruk uzaktaydın.
You were just one punch away from the title shot then!
Ünvanı olan biriyle hiç tanışmadınız mı?
Haven't you ever met anyone who held a title?
Babam hâlâ insanların unvan taşıdığı olduğu dünyada yaşıyor.
My father still lives in a world where people use titles.
Ünvanını aldığın zaman, İngiltere'nin kralını korumak için kudretini, kalbini ve kılıcını vermeyi taahhüt ettin.
When you were dubbed, you pledged your hand, your heart and your sword to defend the true king of England.
Bir isim, bir unvan mı olacaksın?
To be a name, a title?
O unvan sizi aldatmasın. Geçinmek için çalışıyor.
Don't let that title fool you.
Programdan önce, unvan almıştınız!
You were knighted just before that broadcast.
Kralın yeni unvanıyla ilgili fikrimi de söyleyeyim.
I'll tell you my opinion of the King's title, too...
Zira tasarı, hem Kralın yeni unvanıyla, hem de Kraliçe Anne'le evliliğiyle ilgili.
For as much as it concerns the King's new title and his marriage to Queen Anne.
Nasıl olduğunu da Tanrı bilir... ben de şimdi suç ilamı... ve Kralın unvanı hakkında düşüncelerimi açıklamaya karar verdim.
God knoweth how... I will now discharge my mind... concerning the indictment and the King's title.
Ama unvanımın onayı konusunda eminim.
But I'm determined my title shall be recognised.
Bunun gerçek olduğunu kanıtlayabilirsem çağın keşfini yaptığım için kesinlikle şövalyelik unvanı verirler bana.
If I could prove that this is the genuine article I shall undoubtedly receive a knighthood for the greatest scientific discovery of the age.
Kraliçemin bana haber vermesi sonucu öğrendim.. Şövalye Ünvanınızda geri alınmıştır....... Altın Kolyeyi iade edin.
As the Queen informed you we're stripping you of your title of Knight of the Golden Fleece.
Unvanım Halkın Sanatçısı.
My title is People's Artist.