Unwashed tradutor Inglês
128 parallel translation
.. çok meraklı olduğumu mu sanıyorsun?
and seeing your face beside me, unwashed and shiny?
Hanımefendiler yıkanmamış bardaklardan içmez.
Ladies don't drink from unwashed glasses.
Muayenehanemi gördünüz, o yıkanmamış hastayı.
You saw my clinic, one unwashed patient.
Yüzünü yıkamamış olsan bile...
Even with an unwashed face.
Bildiğiniz gibi, dün gece boyunca ve bugün ayaktakımı kalabalık, kâh şakıyıp, kâh böğüren patavatsız Mesihlerini dinlemek için köy yollarından adeta akıyor.
As you know, for all last night and today the legion of the unwashed and holy have been rivering out of the rustic backways to listen to their plump messiah coo and bellow.
Ayak takımını hala koruyor musun?
Still protecting the great unwashed?
Geçen hafta bana yıkanmamış bardak verdi.
Last week he offered me an unwashed glass.
Büyük Londra çetesinin mutlu birer üyesi olurlar.
They ´ ll happily be part of the great London unwashed :
Sarhoşlar, ayıklar, büyük yada küçük günahkarlar, temiz yada kirli olanlar.
The drunk, the sober, the big and little sinners, the clean and the unwashed.
20 yıldır karşımda bu halının üzerinde duruyorsunuz, yıkanmadan ve pişmanlık duymadan.
For 20 years you've been standing in front of me on this strip of carpet, unwashed and unrepentant.
'Yıkanmamış devir'e ne dersin?
Or how about, the era of the unwashed?
Sanki, şu takıldığın, yıkanmamış idiyotlardanmış gibi, hissediyorum.
It makes me feel like one of those unwashed idiots you hang out with.
Pis, cimri domuzlar!
Stingy, unwashed pigs.
Yontulmamış yığınlar bu kategoriye girmezler.
The majority of the great unwashed does not fit into this category.
Savaş alanında, tatlı, kılıksız, pasaklı, küçük Lina gözleri kan çanağına dönmüş bir şekilde Hamburg'un à la Prince'inde kendi kendine saldırısına başlar.
In the war zone, sweet, slovenly, unwashed, little Lina, her eyes red with tears, made an autonomous thrust a la Prince of Homburg.
Öyleyse niye tıraşsız suratınla bahçeme daldın?
Then why do you invade my garden, unwashed, unshaved?
Otostopçu, vahşi ve pis.
A hitchhiker, wild and unwashed
Otur ve bir şeyler iç.
Have a drink with the unwashed.
Ben, Al Bundy yıkanmayan kitlelere ayakkabı giydireceğim.
It is I, I, Al Bundy who shall shod the unwashed masses.
İşçi sınıfıyla iş yapanlardan bir çift büyütülmüş göğüs ve mutlu son. ve bunlar daha çok bağırıyorlar.
Give the great unwashed... a pair of oversized breasts and a happy ending... and they'll oink for more.
Buffy, pasaklı kitleyle evcilik oynamak istiyorsan, sen bilirsin.
Buffy, if you wanna play house with the unwashed masses, that's fine.
omuzları aslında ovamayacak kadar meşgulüz?
To actually rub shoulders with the great unwashed?
- Babacığıma güzel bir tavuk çorbası.
- Chicken soup to the great unwashed.
Yıkanmamış üniformalar kokuyordu. Bu garip kokuya alışıyordunuz. Savaş esirleri arasında bu kokunun yerini... hemen tespit edebiliyordunuz.
There was a smell of unwashed uniforms a curious smell one got used to and came to recognize wherever they had been among prisoners of war.
İngiltere denizin dibine batsa dahi, Alfred bir tane bile kirli bulaşık bırakıp gitmezdi
Alfred wouldn't leave a dirty dish unwashed if England were sinking into the sea.
Ona Michael Jordan'ın son maçında giydiği terli çorapları alacağım. İmzalı ve yıkanmamış, 500 Dolar'a.
I'm getting him the sweat socks that Michael Jordan wore in his last game signed and unwashed, for $ 500.
Yıkanmamış 0-neg nakli yapmalıyız.
We have to transfuse with unwashed O-neg.
Kirli bir demir soba ve basitinden kap kacaklarla dolu bir oda.
On the iron stove there are unwashed kitchen utensils of the simplest kind.
Tamam, 10 yıkanmış, 10 taşlanmış, 10 yıkanmamış bol kesimli, dar kesimli ve bunu istiyorsunuz şalvar kesim.
Okay, you got ten pre-washed, ten stone-washed, ten unwashed, loose-fit, easy-fit, and you want these. Baggy-fit.
- Okula yıkanmadan gelen mahlukları hiç gördün mü sen?
- Have you seen the unwashed miscreants that go to that school?
"Kedi kendini yıkar.. yıkanmamış çocuk da kurbağa olur.."
"The cat washes itself, and the unwashed child turns into a frog..."
Saçları kirli, yıkamamış.
Dirty hair, unwashed.
Elini uzatmış orada oturuyorsun ama sadaka kabul etmeyecek kadar gururlusun, seni ucuz, pasaklı, yalancı serseri. Seni koca sahtekâr. Tamam.
You're the big fraud, Louis.You sit out there with an outstretched hand, but you're too proud to accept a handout.You cheap, unwashed lying loser!
Yıkanmamış. Tıraş olmamış. Kaşınıyor.
Unwashed, unshaven, scratching himself.
İsmim Nightcrawler ve en azından yıkanmamış deri pantolon gibi kokmuyorum.
The name's Nightcrawler, and at least I don't reek like unwashed lederhosen.
Yeterince zeki ise gerçek kitleleri sokağa dökecektir.
If it's brainy enough, it'll weed out the real unwashed masses.
Başbakanımıza büyük kirliden ne var bugün.
What has our Prime Minister received today from the great unwashed?
Bu ne böyle? David bu pasaklı çocuklar kim?
Who are all these unwashed boys?
Onları iki uzun, beceriksiz, yardımsever, bazen pis kızlar olarak düşünün. Kızınızı koruyan kızlar olarak.
Yeah, think of them as two tall, gawky, caring... sometimes unwashed girls... who are watching out for your daughter's safety.
Yılda 100 bin poundun altında kazancı olan herkesi "ayaktakımı" olarak nitelendirir.
He refers to anyone who earns less than £ 100,000 a year... as "a member of the great unwashed."
Ayaktakımı ile ilgili sorun bu işte.
That's the problem with the great unwashed.
Hayır, tatlım. Sadece yukarı çıkıp o yıkanmayan hippinin kokusunu üstümden atmak istiyorum.
No, honey, I just wanna go upstairs and get the smell of unwashed hippie out of my nose, okay?
Ama o insanlar belki de Nagamitsu dedikleri adamın..... ne kadar "Big" olduğunu fark edemeyecekler.
All you unwashed masses will probably figure it out after I'm gone. You'll realize that the man named Nagamitsu was a real-deal bigshot.
Sokaktaki adamla bağlantımı koparmamam gerek. Halkla, toprak kokusuyla... Kirli, sevilmeyen, istenmeyen tanınmayan, çekici olmayan insanlarla.
You see, I have to stay in touch with the common man... the common folk, the salt of the earth... the unwashed, the unloved, the unwanted... the unknown, the unattractive.
İşçi sınıfı kahramanlığından, halkın içine.
Working-class heroes to the great unwashed.
Ölü yapraklar, yıkanmamış hayvanlar ve bulanık göl suyu.
Like dead leaves, unwashed animals and murky lake water.
- Kızım yıkamadan yeme şunları!
Umut, don't eat those unwashed.
Ben o kelimeyi kastettim.. ya da biraz terbiyesizcesini.
I mean the word... or unwashed, I mean.
Sokak çocuklarıyla takılmaya devam edersen... nasıl memur olacaksın?
How are you going to become officer material... if you insist on fraternizing with the unwashed?
Ayaktakımından insanlar.
The great unwashed.
"Unwashed" grubu olarak şimdilik programı bitiriyoruz.
We're the Unwashed. That's it for now. Good day.