English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ U ] / Unwind

Unwind tradutor Inglês

362 parallel translation
Ben de tünellere inip, onu açayım.
And I'll unwind it down some of the tunnels. Oh, no.
Sanırım onları düzeltsen iyi olacak.
Guess you better unwind it.
Zor bir görev başardınız, biraz dinlenmeye ihtiyacınız vardır o yüzden, ABD'ye gönderilmenizi talep edeceğim.
You've had a rough patrol and need a little time to unwind so we are recommending you be sent back to the States.
Bu biraz gevşememi sağlıyor.
This gives me a chance to unwind.
Kendini rahat bırak.
Unwind yourself.
Yani, bir gün bile olsa açılmağa korkuyorsun.
I mean, you're afraid to unwind even for a day.
Rahatlamaya, yorgunluk atmaya...
Relax... unwind.
Eve gelip de zavallı adamı görmeden önce bir kadehle rahatlamak isteyebilirsin.
Just a little drink to unwind before coming home to face the little man.
Eğer şeridin kullanılan bütün kesmini geri sararsak, Bay Jerome'un ne yazdığını görürüz.
And if we unwind the entire used section of the ribbon, we see what Mr. Jerome typed.
Yapmanız gereken şey dinlenip gevşemek ve kendinizi temizlemek.
All you have to do is rest, unwind and we'll get you cleaned up.
Saç kurutucusunun altında köle gibi çalıştığı zorlu gün sonunda... amaçsız gerilim kitaplarıyla gevşemeye ihtiyacı oluyor.
After a hard day slaving under the hair dryer, she needs to unwind with a few aimless thrills.
Biraz gevşemek için her zamanki gibi biraz tütsü yaktım.
I dropped a little incense like I always do, just to unwind a little bit.
Orası Waggner'in bizi açılmamız için... gönderdiği yer.
That's where Waggner sends us to... unwind.
Sadece gül, o zaman gerginlikler biter.
* Just smile and tensions will unwind *
Nasıl rahatlayacağını bilmiyorsun.
You don't know how to unwind.
İşten sonra kurtlarımızı dökmek iyi oluyor.
It's nice to unwind after work.
Niçin biraz rahatlamıyorsun?
Why don't you unwind a bit?
Kendisi de poker oynamaya bayılırmış.
HE LIKES TO UNWIND WITH A LITTLE RED-HOT POKER.
Rahatlarız, güneşleniriz. Bunun etkisinden kurtuluruz.
- Unwind, sunbathe, unload this.
Gevşeyeceğim, değişiklik olsun diye Gerçekten mi?
I'll unwind, for a change Really?
Bandajı çıkart.
Unwind the bandage.
Rahatlamama yardımcı oluyorlar.
They help me unwind.
Bana geliyor ki molaya ihtiyacın var, gevşe biraz.
Looks to me like you need a break. Unwind a little.
Kral prova veya egzersiz yapmadığı zamanlarda 3 tv birden seyrederek yorgunluğunu atmayı severdi.
When the King wasn't rehearsing or exercising... he liked to unwind by watching up to three TVs at once.
Dinlenmem lazım.
I need to unwind.
Ancak bu gezilerde rahatlıyorum.
This be the only time I can unwind.
Neden Kells'e gidip bir şeyler içmiyoruz?
why don't we stop by kell's for a drink? it might help you unwind.
Aklım çok dolu, dağıtamıyorum.
I can't unwind. My mind keeps racing.
Helen Sinclair rahatlamak için birer içki içmemizi önerdi.
Helen Sinclair suggested we go for a drink to unwind.
.. oyuncaklardan biriyle bir not. "Hayatın fare yarışını aratmayan koşuşturmasında.. .. kurgularından kurtulmayı unutma."
"In the constant rat race of life, don't ever forget to unwind."
Aynı zamanda bu kadının mesaiden arta kalan zamanında eski okul arkadaşlarıyla bir araya gelip Amerika bayrağını ateşe vermesinin bir önemi yok.
Never mind that this woman`s idea of how to unwind at the end of a tough day... is to get together with her ACLU pals and to set American flags on fire.
Peki zor bir iş gününden sonra yorgunluğunu nasıl atıyorsun?
But what do you do to unwind after a tough day at work?
Ama aslında bir erkeğin gidip, rahatladığı, gevşediği ve estetik cerrahi ile değiştirilmiş kadınların kötü bir müziğe dans edip zıplamasını izlediği yerdir, Peg.
In reality it is a place where men go to relax and unwind and watch surgically-altered hooters sway oddly to bad music, Peg.
Biz de rahatlamak ve gevşemek istiyoruz.
We wanna relax and unwind too.
Rahatlamama yardımcı oluyor.
It helps me unwind.
Yemek pişirmek Neelix'in gevşemesine hep yardımcı olur.
Cooking always helps Neelix to unwind.
Evet, daha sonra dengede durabilince benimde kesinlikle gevşemeye ihtiyacım olacak.
Yes, and after we stabilized I certainly needed to unwind.
Onun rahatlamasını istiyorsun.
You want him to relax, unwind.
Dinlenmek.
Unwind. - Hm.
Bana nasıl rahatlayacağımı söylüyordun.
You were about to tell me how to unwind.
Bana yardım eden bir heykeltraş bulmak beni gevşetip rahatlatıyor.
I find sculpting helps me unwind, relax.
I GOT UP SO TIGHT I COULDN'T UNWIND I SAW SO MUCH
I got up so tight l couldn't unwind
Biraz rahatlamamız lazım.
We need to unwind.
Bu rahatlatır işte bizi.
That'd help us unwind.
İstiyorsam neden bir içki içmeyim ki?
Why can't I have a little drink to unwind myself?
Bu işte kendini çok kasmaman gerekir, Jack yoksa seni öldürür.
You've got to unwind in this job, Jack... Or it'll kill you.
Hadi gidip biraz kafamızı dağıtalım.
Now, let's unwind.
- Tony nerelerde?
- Unwind, Action.
- Bu yolculukla ilgili, Bayan Massingale...
- About this march, Mrs Massingale... - Just unwind. This march to Denver... impossible.
Beni ektin.
Unwind me.
Çözüleceğiz, sakinleşeceğiz.
Unwind.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]