Uptight tradutor Inglês
1,024 parallel translation
Başında bant olan bayanı boş verin, o çok telaşlı.
Never mind the lady with the headband, she's very uptight.
Gelmeden önce... bu iş için hazırlanırken kendilerini o kadar sıkmışlar ki!
By the time they got there... they were so fucking uptight about going through this massive preparation.
Çok gergin, heteroseksüel, beyaz erkeklerin dünyası. Rock'n'Roll dünyası.
I mean, it's an extraordinary sort of uptight, white, hetero set... the rock'n'roll set.
Fazla telaşlanma.
Don't get so uptight.
- Bunu böyle büyütme.
- Don't get all uptight.
- Gerginsin.
You're uptight.
Şuna bak, nasıl da heyecanlı.
Look at him, so uptight.
Bakın demir adam...
Look, iron man you're uptight.
Evet, aynı zamanda sinir bozucu...
Yeah, with such uptight -
Bu kadar gergin olma.
Don't be so uptight.
Şef Brody, çok gerginsin.
Chief Brody, you are uptight.
Bir kere de sinirleri bozulan o olsun.
Let him be the uptight one for a change.
Hepsi de çok sinirli.
And they're very uptight, you know.
Onu birkaç saatliğine burda korumamız gerekiyor.
They seemed a bit uptight so we need to shelter him for an hour or two.
Ve bu yüzden evde olmak çok gergin bir duyguydu.
And it was kind of an uptight feeling at home because of it.
Burada bir köy bakiresini oynamıyorsun.
You're not an uptight village virgin.
Daha önce yaptığımda hep siyah izler oluyordu, annemle sıkıntı yaşadım o yüzden.
I got black marks all over my butt and mom's getting uptight about it.
Sizin gibi delilerin arasında daha fazla dayanamayacağım.
I get uptight around creeps like you!
Tatlım, neden bu kadar gerginsin?
Honey, why are you so uptight?
- Nefret ettiğim başka bir ifade daha. - "Gergin" mi?
That's another expression I hate. "Uptight"?
# kendimi, gergin tuttuğumdan #
# Lettin'myself get uptight #
Saçların konusunda neden bu kadar katısın?
Can you tell me why you're so uptight about having your hair cut?
Bu kadar neye sinirlendiğini bilmiyorum.
I don't know what you're so uptight about.
Kızdığım şey bu.
That's why I'm uptight.
Telaşlı olduğunu düşünüyordum!
I was thinking, he's so uptight!
Tamam, sinirliyim, tamam mı?
All right, I'm uptight, okay?
Öyle sıkı oğlan ki, kıçıyla ceviz kırabilir.
He's so uptight he could crack nuts with his butt cheeks.
Bütün olanlardan sonra nasıl rahat olabilirler?
How could they not be uptight after what happened?
- Hem de en sıkıcı olanı.
- Yeah, and the most uptight.
- Niye bu kadar gerginsin?
- Oh, why are you so uptight?
- Ve seni gevşetmemi.
- And make you less uptight.
Dünyanın en sinir itleriyle altı yıI.
Six fucking years, with the most uptight assholes on earth.
Çok tutucu kimseler.
Those people are so uptight.
Benim de şu an yaptığım bu! Bu kadar gergin olma!
That's what I'm doing now Don't be so uptight!
Gergin olduğum zamanlarda klasik müziğin beni rahatlattığını keşfettim.
I find that classical music helps me relax when I really get uptight about things.
Ne tür gerginliklerin var?
What have you got to be uptight about?
Onu bu şekilde görmek hoşuma gidiyor.
This is a look I like to see on him. Not so uptight, not so- -
Zaman zaman biraz kontrolcü olabiliyorum.
Maybe I do tend to be a little uptight at times.
Biliyor musunuz, ne zaman Meccacci adını duysam içimden bunu yapmak geliyor.
Whenever I hear the name Meccacci I get all uptight. Ain't that weird?
Kızmanıza gerek yok, komiser.
Hey, no need to get uptight commissioner!
İnsanların eli darda.
Everybody's uptight.
Dinle, hiç kızıp köpürme.
Come on, don't be so uptight.
O gergin, it dalaşı New York yöntemi buralarda sökmez.
That uptight New York dog-eat-dog mind-set just doesn't make it down here.
Sinirli olmaya dayanamıyorum.
I can't stand to be uptight.
Neden herkes sıkkın bilmiyorum.
I don't know why everybody's so uptight.
Öyle kasılıyor ki, kıçıyla fındık kırabilir.
He's so uptight, he could crack nuts with his butt cheeks.
Sinirlenmek işe yaramaz. Niye utanıyorsun ki?
No use getting all uptight.
- Sende en az benim kadar streslisin.
Gary, you're just as uptight as I am, all right? Let me tell you something.
- Kimse senin kadar olamaz.
Nobody can be as uptight as you, okay?
- Tutucu seni.
- Uptight.
Bana kızdın.
You're uptight.