English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ U ] / Uranium

Uranium tradutor Inglês

786 parallel translation
Rutherford, uranyum, toryum ve potasyum gibi Dünya'nın içindeki bazı elementlerin radyoaktif olduğunu farketmişti ve bunlar sıcaklığın büyük bir kısmını oluşturuyordu ; bu Kelvin'in hesaplamasının temelini tamamen değiştiriyordu çünkü sürekli soğumak yerinde, Dünya içinde gerçekten sıcaklık kaynakları bulunduruyordu ve dolayısıyla Kelvin'in argümanı artık Dünya'nın yaşını hesaplamak için kullanılamazdı.
McKENZIE : Rutherford realised that various elements inside the Earth were radioactive, like uranium and thorium and potassium, and that these generated an important amount of heat, and that this completely changed the basis of Kelvin's calculation, because instead of the Earth cooling all the time it actually had heat sources in it and that you couldn't any longer use that argument to estimate the age of the Earth.
Her kayanın içinde, uranyum gibi elementler içeren mineraller saklıydı.
Hidden inside every rock were minerals containing elements such as uranium.
Zaman geçtikçe, radyoaktif bozunum nihayet uranyumu kurşuna dönüştürerek kayanın kimyasal yapısını değiştiriyordu.
As time passed, radioactive decay was gradually turning the uranium into lead, changing the chemical composition of the rock.
Uranyumun, sıcaklık ya da basınç ne olursa olsun kurşuna sürekli aynı hızda bozunacağını biliyorsunuz.
You know that uranium will always decay to lead at the same rate, no matter what the temperature or the pressure or...
Ve anladın ki sadece ikisi... uranyum ve toryum ışın saçıyor.
And you found that only two of them... uranium and thorium gave off rays.
O halde Pitch-Blende cevherinde uranyum ve toryum test ettin.
Then you measured the uranium and thorium in the pitch blende ore.
Pitch-Blende, uranyum ve toryumun sahip olduğu miktarda radyasyon ile açıklayabildiğimden daha fazlasına sahip.
The pitch blende has more radioactivity than I can explained by the amount of uranium and thorium had in it.
Ve şimdi biliyoruz ki ışınlar pitch-blende içindeki uranyum ve toryumdan geliyor.
Now we know that the rays came from the uranium and thorium that are in this pitch blende.
Bu da içinde uranyum ve toryum olan pitch-blend'in koyulduğu yer.
Here is the ground pitch blende throw in the uranium and thorium in it
Bu pitch-blende içinde hala uranyum ve toryum varken sekiz ölçülüyor.
This pitch blende with the uranium and the thorium still in it comes to eight.
Şimdi saf uranyum.
Now, here is pure uranium
Şimdi uranyum ışınlarının ne kadar enerjisi olduğunu bulduk.
Now, we will find out how much energy the rays in the uranium have.
O halde biliyoruz ki... uranyum ve toryum içeren pitch-blende sekiz verirken tek başına uranyum iki veriyor.
We know then that... the pitch blende with the uranium and thorium in it comes to eight and that the uranium alone reads two.
Uranium ve toryum pitch-blende içindeyken ölçüm sekiz.
When the uranium and thoarum are in the pitch blende the reading is eight.
Sadece uranyum ve toryum ışıma yapıyor.
Uranium and thorium are the only elements that give off rays.
Uranyum oksit - % 75
Uranium oxide - 75 %
Uranyum ve toryumu çıkardıktan sonra içinde olmalı.
After I extract the uranium and the thoarum it must be in there.
Metal uranyumdan üretilen bu patlayìcì öyle kuvvetli ve yìkìcìydì ki oldukça küçük bir bombanìn 20. 000 ton TNT'nin yìkìcì etkisine sahip olacagìnì gösteriyordu.
American scientists were developing Process 97... the secret ingredient of the atomic bomb - an explosive derived from the metal uranium - so powerful and devastating that one relatively small bomb... gave promise of having the destructive power... of 20,000 tons of T.N.T.
Birisi uranyum atomu ile oynamış olmalı.
Someone must've been messing about with the uranium atom.
Devlin'in getirdiği kum uranyum madeni içeriyordu.
That sand that DevIin brought in shows uranium ore.
Uranyum kaynağının yeri çok önemli ve biz bu işe çok az insan ayırabiliyoruz.
The location of the uranium deposit is of vast importance and... we're putting quite a few people on it.
- Uranyum mu?
Uranium?
Hepiniz Joe Gillis'i tanıyorsunuz. Ünlü yazar, uranyum hırsızı ve Siyah Dalya sanığı.
Fans, you all know Joe Gillis, the well-known screenwriter... uranium smuggler and Black Dahlia suspect.
Uranyum!
It's uranium!
Uranyum mu?
Uranium?
Geiger sayacı içindeki Uranyum parçalarından dolayı reaksiyon gösteriyor.
Your Geiger's reacting to a roomful of uranium ore samples.
Diğer bir deyişle sahnede usulca soyunan şu kadın bedeni yağlı bir biftek bir bardak likör bir şişe kafur streptomycin, uranyum...
In other words, that female body gently undulating up there on stage is a juicy steak, a glass of liquor, a bottle of camphor, streptomycin, uranium...
Para ettiğini duymaları dışında hiç bir şey bilmedikleri uranyum cevheri araştırmasındaki iş ortaklarım.
And they were my... associates, In a quest for uranium, an element not one of them knew the first thing about except they'd heard you could get dough for it.
Harry'nin toprakları uranyum dolu.
Harry's land simply teems with uranium.
Uranyum kralı olduğunu görürsem hiç şaşırmam.
It wouldn't surprise me to see him become the uranium king.
Chelm'lerin toprağındaki uranyumdan haberim var.
I know about the uranium on the Chelm's land.
Londra'daki Chelm nüfuzuna ilişkin saçmalıklar. Topraklarındaki uranyum hakkında söylediklerin.
All that junk about the Chelm interest in London, uranium on your land.
Bilakis, benim beklentim, ülkenin uçsuz bucaksız uranyum yataklarını boşaltmak için üçkağıt çevirmeye çalışan düzenbazlar çetesine daha büyük alâka göstermeleri yönünde.
On the contrary, I expect them to show considerable interest in a gang of crooks who are trying to swindle the country out of vast uranium deposits.
Bu şeyler, aslında, yapmayı planladıkları şeyler krallığımızın uranyum kaynaklarını sömürmeyi içeren imparatorluk meseleleri.
Things in point of fact that are a matter of empire, involving as they do a plot to exploit our kingdom's uranium resources.
# Ve yok, etmeyeyim aile ağacımızı # # Babamı başını dik tutayım #
A genie hidden in the atoms of this metal, uranium.
Eğer onu açığa çıkarırsam, asıl o zaman onu öldürürler.
I happened to leave a piece of uranium on a wrapped photographic plate in a dark drawer.
Yaşıyorum! Öyleyse hangi ölümlüyü korumam gerektiğini söyle bana, Büyük Atamız,
While seeking the source of the radiations from uranium, they discovered a new element which gave off even stronger rays.
Örneğin, gözlerim zırhının altını bile görebilir. Oooh! Pekala, bu kadarı yeter!
92, uranium, the famous radioactive element.
Üzgünüm. Ah -
The uranium nucleus split in two.
Onun adını sormadım. Ben seninkini sordum!
A nuclear chain reaction in uranium.
Buna uranyum örneği testi derler.
It's called the uranium-lead test.
Aptalın biri uranyum madeni mi buldu?
Did some galoot make a uranium strike?
Daha ayrıntıya girersek, kurşunun uranyuma dönüştürülmesi.
More specifically, the conversion of lead into uranium.
Uranyuma dönüştürme çalışmanız başarılı olduğunda bu ışının etkisi, kat be kat artacak.
When your lead-to-uranium process is working properly, the effectiveness of this ray will be increased enormously.
Size uranyum lazım.
You need uranium.
Uranyum anlaşmasının kokusunu kedinin balığın kokusunu aldığı gibi alabilirler.
Can't you get it through your head that the population down there has trained noses that can smell a uranium deal like a cat smells fish?
Atalarım, duamızı işitin.
Apparently, the uranium had exposed it even in the darkness and through the wrapping.
Mulan'a göz kulak olun.
This uranium, it seems to possess some mysterious activity and give off some type of radiation all by itself.
Gelmiş geçmiş en iyi birliklerinin
The leading character, that strange metal called uranium.
İyi şanslar, Baba.
Otto Hahn and Fritz Strassmann were probing the secrets of the uranium atom. Like Rutherford, they used atomic bullets.
Bu disiplini simgeler, ve bu da gücü simgeler.
Blocks of uranium serve as atomic fuel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]