Utandırıyorsun tradutor Inglês
683 parallel translation
- Ne olursa olsun, onu utandırıyorsun.
- Even so, you're embarrassing him.
Beni utandırıyorsun.
You make me ashamed.
- Beni utandırıyorsun ama!
- Ah, you're embarrassing me!
Beni utandırıyorsun.
I'm scandalized at you.
- Beni utandırıyorsun.
Y-You're just embarrassing me.
Beni utandırıyorsun.
Well, you make me blush.
Şimdi beni utandırıyorsun.
Now you're making me self-conscious.
- Beni utandırıyorsun.
- You're embarrassing me.
Neden beni böyle utandırıyorsun?
How come you shame me like that?
Beni utandırıyorsun Mel.
You make me feel ashamed, Mel.
Senin izinden giderdim. Her zaman seni taklit ederdim ama bugün beni utandırıyorsun.
And I've always looked up to you, tried to ape you but today I'm ashamed for you.
Hepimizi utandırıyorsun.
You're embarrassing us all.
Whitey, beni utandırıyorsun.
Whitey, I'm ashamed of you.
Bas git, insanı utandırıyorsun.
Go away, you're a disgrace.
Yalvarıyorum. Beni utandırıyorsun.
I beg of you, you embarrass me.
Beni utandırıyorsun!
You're making me blush.
Şimdi beni utandırıyorsun!
Now you make me ashamed!
- Beni utandırıyorsun, biricik Sophie'im.
- You blush, my dear Sophie.
Aldo bizi çok utandırıyorsun.
Aldo you make us so ashamed.
Beni utandırıyorsun.
You put me to shame.
- Üniformanı utandırıyorsun. - Ne?
- You're a disgrace to the uniform!
Beni utandırıyorsun.
You embarrass me.
Beni utandırıyorsun?
You are ashamed of me?
Beni gerçekten utandırıyorsun.
You are actually ashamed of me.
Beni utandırıyorsun.
You're embarrassing me.
Beni utandırıyorsun.
You're putting me to shame.
- Hayır, beni utandırıyorsun.
- You ain't doing me no favors!
Beni utandırıyorsun.
You're embarrassing me. I'm 33.
Beni utandırıyorsun.
You are embarrasing me
- Beni utandırıyorsun.
Embarrassing me.
Beni herkesin önünde utandırıyorsun.
You're embarrassing me in front of everybody.
Beni utandırıyorsun.
You shame me.
Tetsu, gelme. Beni utandırıyorsun!
You're embarrassing me!
- Beni utandırıyorsun.
- You'll make me blush.
Beni utandırıyorsun.
You're embarrassing the shit out of me.
Buraya gelerek beni utandırıyorsun.
You shame me by coming here.
Onlara hakaret ediyor ve beni utandırıyorsun.
You're insulting them and embarrassing me.
Beni utandırıyorsun.
Hurt old man feeling.
Joey bazen beni o kadar utandırıyorsun ki. u make me so ashamed
Joey, sometimes you make me so ashamed.
Tillie bu insanların önünde beni utandırıyorsun.
Tillie, you are embarrassing me in front of these men.
kes sesini. beni utandırıyorsun.
Shut up. You embarrass me.
Sen beni utandırıyorsun.
You might embarrass me.
Hadi ama, Ben, beni utandırıyorsun!
Come on, Ben, you're embarrassing me!
Babanı neden utandırıyorsun?
Do not insult your father!
Sen kendini utandırıyorsun.
You shame yourself.
Susan'ı utandırıyorsun. Kalk ayağa.
You're embarrassing Susan.
Oğlunu utandırıyorsun.
You're embarrassing your son.
Beni utandırıyorsun ama.
Oh, but you're embarrassing me.
Beni utandırıyorsun.
You embarrassed me.
Şerifin önünde beni utandırıyorsun.
You're embarrassing me in front of the sheriff.
Ne oldu aşkım? Andre'yi utandırıyorsun!
- You're embarrassing André!