Uygulaması tradutor Inglês
1,079 parallel translation
Eğlenceli, sağlıklı, uygulaması kolay, ve çocuklar buna bayılacak.
It's fun, healthy, good exercise, and the kids'll love it.
Yaz saati uygulaması gerçekleşiyor.
For the entire summertime... occurring in one day.
Ama Alcotts uygulaması serbest aşka aykırı, değil mi?
But didn't the Alcotts practice free love, is it called?
Dikiş uygulaması.
I'm practicing sutures.
Karşılaştığımız herhangi bir yabancı dili tercüme edecek bir çevirme izotopu uygulamasıyla.
They will translate any alien language we encounter by applying a molecular conversión isotope...
Bölgede karantina uygulamasına geçildi.
A local advisory and quarantine have been established.
Bana göre devletin bu programı uygulamasının vakti geldi.
As far as I'm concerned, it's time the State got with the program.
Aynı anda masum lise öğrencileri, yaz saati uygulaması şerefine verilen bir dans partisine gelmiştir.
Perhaps a hostage or 20 might help.
Yaşasın yaz saati uygulaması! Yıkılıyor oğlum!
At the same time innocent high-school students attended a dance in honor of daylight-savings time.
Yani pozisyonu uygulaması seni rahatsız etmez mi?
You don't care if he does the move anymore?
Eski bir hayvanat bahçesi uygulamasıdır.
It reflected an old, nonprogressive zoo policy.
Deri matris uygulaması formülü, numara 2,714.
Implementing skin matrix formula number 2,714.
- Bu kulübün bir uygulaması var.
- We have a policy in this club.
"Öğrenme uygulaması edep ve ahlak ile sağlanır."
"Further learning... is achieved through practice, decency and morality."
Demek istediğim, yaşamın kutsallığı konusunda vaaz versek bile, uygulamasını yapmıyoruz.
Cause I mean even with this stuff we preach about the sanctity of life we don't practice it.
Toz, telepatların en büyük sorunudur çünkü kullananın telepatik bir tecavüz uygulamasına izin verir.
Dust is a major problem for telepaths... because it allows the user to commit a kind of telepathic rape.
Bunlar düzenli olarak tekrarlanır... yeni değiştiğini görmek için ilaç uygulaması.
We'll repeat them on a regular basis to monitor changes as we begin the new med regimens.
İnsan uygulaması üzerinde bir karara varmalıdır.
Man has to decide on its application
Bunlar mahkemelerin uygulaması gereken şeyler, öyle mi?
These are things a court should enforce?
Ben özellikle yeni dosyalama sistemi uygulamasıyla ilgili olanı beğendim.
I especially like what I see about implementing a new filing system.
Özgürlüğün uygulaması bazen acılıdır.
The application of freedom is sometimes painful.
- Daha yaz saati uygulaması başlamadı.
- It's not daylight-savings time yet.
Bu onun değiştirmeyi düşünmeyeceği bir uygulamasıdır.
It's his uncompromising standard.
Abluka veya daha sonra adlandırmak üzere karantina uygulaması.
A blockade, or a quarantine, as it later came to be called.
Bu saldırgan oluşumu durdurmak adına Küba'ya nakledilen askeri ekipmanların tamamına sıkı bir karantina uygulaması başlatılmıştır.
To halt this offensive buildup, a strict quarantine on all offensive military equipment under shipment to Cuba is being initiated.
Kömür tükendi, elektrik kesildi ve gıda karnesi uygulaması daha katılaştı.
Coal ran out, electricity failed, and food rationing grew even tighter.
Savaş sırasında hiç ekmek karnesi uygulaması olmamıştı, savaştan sonra oldu.
We never had bread rationing during the war, we had bread rationing after it.
Peki evlilik akdini yasaların uygulaması gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
The law should enforce a marriage contract?
Kolcuları tüm üye ırkları temsil eden bir güce dönüştürmeni anlıyorum ama uygulaması zor olabilir.
I understand your desire to make the Rangers representative of all the member races, Delenn but this may not be practical.
Ama planı uygulaması gereken kişi bendim.
But I was the one who had to make it happen.
Anayasal fikir özgülüğü hakkı uygulaması.
Exercising the First Amendment
Burada, "eletriksel sinir gazı" olarak veya daha sonradan "Taos vızıldaması" diye anılan silah uygulamasından bahsetmeye gerek yok.
Not to mention that it's a potential weapons application. It's been referred to as " "electrical nerve gas," "or may be behind the so-called" "Taos Hum." "
Kanunları uygulaması için seçiğiniz adam.
The man you elected to enforce your laws.
Havayollarının titreyen bagajlar konusunda bir uygulaması var.
Airlines have this policy about vibrating luggage.
- Dartmouth uygulaması hakkında hala daha bir açıklama yok mu?
- There's still no word on the Dartmouth application?
Ulusal Uzay Araştırma Uygulaması yok.
There's no National Space Exploration Administration.
İnsanın içini temizleyen ve rahatlatan volkan uygulaması.
The super cleansing colonic volcano.
Ben insanın içini temizleyip rahatlatan... volkan uygulamasını pas geçeceğim.
I think I'm going to pass... on the super cleansing colonic volcano.
Bütün bu siktiğimin uygulaması faydasız ve tamamen mantık dışı.
The whole thing is fucking pointless and it's completely without logic.
O yüzden ben dönene kadar, "Dokunmama" uygulamasını " yürütelim. Anlamı hiçbir şeye dokunma.
So until I get back, let's just employ a hands-off policy, meaning, don't touch anything.
Ne tür bir robot bedava bir yakıcı, sıcak reçine uygulamasını reddeder ki?
What sort of robot turns down a free blast of searing-hot resin?
1,5 saat sonra, nasıl bir araba kazasına bakmadan duramıyorsak Doktor Shapiro'nun. Tantrik Seks uygulamasından da gözlerimizi alamıyorduk.
An hour and a half later, crippled by our inability to look away from a car crash we watched as the Dr. Shapiro illustrated tantric sex.
Belge 294-PS şöyle başlıyor.. Kararın verildiği ve ceza uygulamasının başladığı kanısına vardım.
Document 294-PS begins as follows....
Bay Skakle, 5 dakika kuralı uygulaması başlatılmıştır.
Mr. Skakle, the five-minute rule is in effect.
Narkotiklerin atılmasının bir uygulaması vardır.
We have a protocol for disposal of narcotics.
Şimdi koro uygulaması zamanı, Rahibe.
Time for choir practice, Priest.
Ama zaten fark etmez, üniversitenin hoşgörü göstermeme uygulaması var.
But it doesn't matter because the university has a no-tolerance policy.
Herhangi bir çiftleşme ritüeli uygulaması yapmadım. Eğer sorduğun buysa.
Well, I haven't performed any mating rituals if that's what you're asking.
O bir yıldız filosu subayı, her zaman olası bir şiddet uygulamasından kaçınmak için yetiştirildi.
She is a Starfleet officer, trained to avoid violence whenever possible.
Gerda Bernhardt'ın kardeşi Manfred, Nazi uygulaması sonucu öldürülen 5,000 çocuktan biriydi.
Within months, it was no longer just babies who could be killed, but disabled children as well.
Nazi uygulaması bu.
That's like something out of the Nazis!