Uysal tradutor Inglês
654 parallel translation
Onun öğretisi olacaktır... ve sonuçta çelik gibi sert organizasyonunda... taktiklerinde uysal ve bütününde kolay uyum sağlayan ;
It will in its teaching... and was ultimately in its organization hard as steel... malleable in its tactics and adaptable in its entirety :
"Üç yaşında, uysal, ve köpeklerden hoşlanıyor."
"He's three years old, gentle, and he likes dogs."
- Bir yavru kedi kadar uysal.
- He's as gentle as a kitty.
- Yavru kedi kadar uysal mı?
- Gentle as a kitty?
İzninizle ben Dorothy'yim küçük ve uysal olan.
If you please I am Dorothy the small and meek.
Ve karım uysal birine dönüşüverdi.
My wife became very docile.
O, uysal, yumuşak başlı, halinden memnun bir hayvandır.
- He's gentle, he's kind, he's contented.
Uysal, yumuşak başlı ve halinden memnun.
Gentle, kind and contented.
Uysal, yumuşak başlı ve halinden memnunmuş.
They're gentle, kind and contented.
Canavar için seçtiğim yeni beyin çok basit. O kadar uysal olacak ki size eğitimli bir köpek gibi itaat edecek.
The new brain I've chosen for the monster is so simple, so pliable, he will obey you like a trained dog.
Bu kadar uysal olma.
Don't be so docile.
Oğlum ne zaman uysal bir Apaçi oldu?
When did my son become a tame Apache?
Amerikalılar sığır besliyor ama uysal ya da zayıf değiller.
The American keep cattle but they are not soft or weak.
Gérard, senin şu yaban kedileri çok uysal görünüyor.
They don't seem very wild
Uysal?
Gentle?
Bu uysal atları nereden buldunuz?
Where'd you boys, uh, get these here gentle horses?
Uysal atlarınızın hepsini, tanesi 50 $'dan bize satmaya ve fazladan bir 100'lük daha kazanmaya ne dersiniz?
Well, how'd you boys like to sell us all these here gentle horses of yours at $ 50 a head and maybe pick yourselves up an extra hundred or so on the side?
Bazı anlar var ki, sevgili Petronius müzik ruhumu okşarken kendimi beşikteki bir bebek kadar uysal hissediyorum.
And there are moments, my dear Petronius, when... when music caresses my soul, I feel as gentle as a child in a cradle.
Sana çok uysal olduğunu söylemiştim.
I told you you were too soft.
Önce bir yavru köpek alırsın, sonra... uysal bir kızılderili bulursun ve bir söğüt dalı kesersin.
First you get yourself a puppy and then, you hire yourself a tame Indian and cut a willow switch.
Uysal politikanızın buradaki kadınlar için ne anlama geldiğini... hesaba katıyor musunuz?
Yang's an animal. Are you thinking of what your policy of meekness would mean to our girls?
Uysal ve samimi insanları olan bir kasabaya.
Where people are easygoing and sincere.
Aşkım kollarında uysal beyaz bir kuş.
And my love in your arms is a soft white bird
Bir erkek dolu mideyle daha uysal olur.
A man's got a better temper on a full stomach.
Yerinde olsam, onun daha uysal bir hayvana binmesini isterdim.
I'd see she rides a more gentle animal if I were you.
Galiba horozlarımız başka çöplüklerde daha uysal öter.
I think our roosters would crow more softly on another roof.
Şimdi, bunlar çok ürkek, çok çekinik, uysal.
Now, these are very timid, very retiring, non-aggressing.
Uysal bir sihirbaz sadece.
Just a tame magician.
Bakımsız biraz ama uysal bir tip.
Look sloppy. Easy going sort
Ne uysal değil mi?
See how nice he is.
Şimdi tek yapman gereken uysal olman.
Now all you gotta do is be agreeable.
İlgililerin söylediğine göre, Logan ölümünü uysal bir biçimde bekledi, bir rahip talep etti, ayrıca ölüm saatinden önce gazete temsilcileriyle görüşmesine izin verilmesini istedi.
Officials said that Logan awaited death in an orderly fashion, requesting a priest, and asking that he be allowed to talk to representative newspaper reporters before the hour of his death.
Yumuşak, uysal.
Soft, easy.
Hiç kavga etmez, hiç şikayet etmez, hiç karşılık ermez hep uysal ve itaatkar.
Never quarrels, never complains, never answers back always meek and obedient
Ama bizim atlarımız çok uysal.
Back then we had good horses!
"Akıllı ve uysal bir çocuktu."
"He was such an intelligent and obedient child."
Nedir bu? Uysal, sevecen küçük bir hayvanı minyatür bir şeytana çevirdin.
You have turned a placid, affectionate little animal into a miniature devil.
Dört saat içinde ilacın etkisi geçecek ve o eski uysal haline geri dönecek.
Within four hours, when the drug has worn itself off he will revert to his former placid self.
Çok daha rahat uyursunuz, Daha uysal olursunuz.
He'll fall asleep much faster, and we will have some peace.
Kriz durumları geçtiğinde, tamamıyla normal hatta uysal ve dostane görünürler.
When they're no longer in crisis, they seem completely normal... even agreeable and friendly.
Bu kızda, benim vicdanımı rahatlatacak uysal nitelikler eksikti.
This girl lacked that easygoing quality to ease my conscience.
Concetta'yı severim çok kendi halinde ve uysal biri ama Tancredi'nin önünde muazzam bir gelecek var.
I'm fond of Concetta, so placid and submissive, but Tancredi has a great future ahead of him.
Hayatıma anlam kat ve senin uysal kölen olayım.
Give my life meaning, and I'll be your obedient slave.
Dinleyin beni, bütün erkekler sadece sessizliği sever uysal, itaatkâr kızları...
Listen, everyone, men only like quiet... gentle, obedient girls.
Tecavüzden sonra gayet uysal birer eş oldular.
I believe they made tolerably good wives afterwards.
Artık uysal ve sessiz hizmetkarlar değiliz
No more the meek and mild subservients we
Gelin, bu tehlikeli ve şeytani eseri yakından inceleyelim uysal kadın tenine sarılıp sarmalanmış bu yeni türü...
Let's examine closely then this dangerously evil creation, this new breed, encased and contained within the supple skin of woman.
Resime bakarsak ; 38-45 yaş arası, zor karakterli, görünürde uysal, kızgınken soğukkanlı, kadınlarla sükseli.
Looking at the photograph, I say he's about 40, difficult personality, cold rages, a ladies'man.
Uysal oyun, süpürgeler falan.
Soft game... broom sticks.
Ben uysal bir Apaçi'yim.
I'm a tame Apache.
Saygılı, uysal bir çocuktu.
Calm down, we'll fix it.