English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ U ] / Uzanıyorum

Uzanıyorum tradutor Inglês

188 parallel translation
Uyumak için uzanıyorum, Tanrıya ruhum için dua ediyorum
I lay me down to sleep, I pray the Lord my soul to keep...
Kalkıyorum, oturuyorum, uzanıyorum hepsi bu...
Just getting up, sitting down, lying down...
Çimenler içinde, altın sarısı yapraklar arasında yanında uzanıyorum. Yakında yağmur yağmaya başlayacak.
I lie beside you in the grass among golden leaves soon it will begin to rain
İçeri baktın, ve parmağını bana doğrulttun ve ben bir eyerin karşısında uzanıyorum ve iki Tatar başımda dönüyor.
You look in, and wag your finger at me and I'm lying across a saddle and two Tatars twist my head.
Uzanıyorum, aynı hayal ettiğim gibi.
I reach out, just as I'd imagined.
Buna uzanıyorum.
I reach that, brother.
Bundan sana bahsetmedim ama bazı geceler bütün gece öylesine uzanıyorum.
I haven't mentioned it, but sometimes I lie awake all night.
Seviştiğim zaman, erkeklerin hayal bile edemeyecekleri bir şeye uzanıyorum.
When I make love, I reach for something that men never dream of.
Çamurda hasırımın üzerinde uzanıyorum bir şey duyduğumu düşünüyorum.
I'm lying on my mat in the mud... and I think I hear something.
"Bazen... burada, bu yatakta uzanıyorum... " yolun karşısında penceresinin önünde Glenn'i görüyorum...
'Sometimes when I'm lying here in bed..... I see Glenn in his window across the way..... getting ready for bed.
Ağzımı açıp yere uzanıyorum ve ağzımdan içeri koşmalarını bekliyorum.
I lie on the floor with my mouth open and hope they scurry in.
Bir köpek gibi ayaklarının dibine uzanıyorum.
I lay down at his feet like a dog.
Şimdi uyumak için uzanıyorum, Ruhumu Tanrı'ya emanet ediyorum.
Now I lay me down to sleep, I pray the Lord my soul to keep.
Burada uzanıyorum... gözlerimi kapamışım ve yatmaya çalışıyorum.
I'm only laying here with my eyes closed... trying to get some goddam sleep.
Şu an uzanıyorum.
Well, I'm lying down.
Çok uzun bir zamandır uzanıyorum.
I've been lying in the same position too long.
Karın üzerinde uzanıyorum. Çırılçıplağım.
And I'm just layin'there... naked.
Her sabah yatakta uzanıyorum ve düşündüğüm şey seninle olmak.
Well, every morning I lie in bed, and the only thing I can do is think of you. Oh, really?
Bunu hissedebiliyorum. Bazen uzanıyorum ve her şeyin daha az kötü olacağını hissediyorum.
Sometimes I wake up knowing everything will be less bad.
Güneşte uzanıyorum.
I'm lying in the sun.
- Bence çok iyi bir karar verdiğini... * İçeriden uzanıyorum * -... düşündüğümü bilmeni istiyorum. Nasıl gelişeceğini çok merak ediyorum.
I just want you to know I think you've made a really great choice, and I can't wait to hear what happens, and I can't wait to hear what happens,
- Evet. Sana uzanıyorum.
- Yeah, I'm reaching out to you.
Buraya uzanıyorum ve en kötüsünü duymayı bekliyorum.
I'm going to lie down and I want to hear it. Your absolute worst.
Uyanık, uzanıyorum... bekliyorum... senin nerede olduğunu bilerek.
I lie awake... waiting... knowing where you are.
Sadece uzanıyorum.
Just relaxing.
Neyse, ben kanepeye uzanıyorum.
Uh-huh.
Telefonuma uzanıyorum.
I'm reaching for my phone.
Ve yatağa uzanıyorum.
and I'm lying down.
- Sadece uzanıyorum.
- Just kicking back.
- Uzanıyorum burada.
- l'm just lying here.
Bornozumu çıkarıyorum, yatağa uzanıyorum, sola dönüyorum, kıçımı yaslıyorum.
I drop my robe, slide under the sheets, turn on my left side, and stick out my ass.
Ve etrafta insanlar varken, sokakta uzanıyorum. Uzanırken onları dinleyebiliyorum.
And as I lie there on the street with people surrounding me, listening to them while I lie there
Ve onun bacakları arasında uzanıyorum.
And I sort of lay down between his legs.
Dolabın önünde durduğum zamanı hatırlıyorum. Yarı giyiniktim. Ayakkabılarıma uzanıyordum, sonra çizdiğin kalbi gördüm.
I remember standing in the closet, half-dressed, reaching for my shoes when I saw that you had drawn this little heart in the dust on my shoe.
Kelepçelerden uzanıp alamıyorum.
These irons get in my way.
Öylece uzanıp, boğulduğu suya bakıyorum.
I just lie, and I look at the water where he went down.
Hatırlıyorum öylece uzanıyordum gözyaşlarımdan boğuluyordum.
I remember... just lyin'there... chokin'on my own tears.
Ben bu ayrıcalığı bu ofise yerleştirmek için başından beri uğraşıyorum... Bunun emsalleri en az IV. William'a kadar uzanıyor.
It is a right which I've always tried to prescribe to this office with precedents dating back at least to William IV...
Etrafta uzanıp duruyor, ona bakamıyorum.
Oh, hi, Buddy.
Sık sık uzanıp düşünceden düşünceye dalıyorum ve kendime soruyorum neden böyleyim diye?
I often lie, turning over from side to side and asking myself why I am like that?
Sizi uyarıyorum, kolum her yere uzanır ve nerede olurlarsa olsunlar düşmanlarımla savaşmak için hazırım.
Be warned that I have a long arm... and I'm prepared to fight my enemies wherever they may be.
Ağzımı açıp yere uzanıyorum ve ağzımdan içeri koşmalarını bekliyorum.
- Very good shot, my Lord.
Yatağımda uzanıp, her günümüzü, her mutlu anımızı baştan yaşıyorum.
" I lie on my bed and go over every day and every minute of our happiness.
Istrian vadisinde bir çiftlikte çalışıyorum uzun zamandır uzanıp uyumadım.
Atticus. I work a farm in the Istrian valley. Though it's been too long since I've laid eyes on it.
Sonra kasığıma uzanıp abes gerçeklerle karşılaşıyorum.
But then I reach for my groin and face the absurd facts once more.
Çok küçükken oynadığım bazı oyunları hatırlıyorum da... mesela, mahalleden küçük bir kızla oynadığım. o yatağında uzanıyor ve üstündekileri çıkarmış olurdu ve gözleri kapalı şekilde uzanırdı.
I remember very early on playing games where- - actually it was with a little girl down the block, she would lay down on her bed and take off all of her clothes and just lie there with her eyes closed.
Yatağıma çıplak uzanıp vücudumun gelişmesini izlediğimi hatırlıyorum.
And I remember I used to lay on my bed naked, and watch my body develop.
Şimdi uzanıyorum.
I'm lying down now.
Analizde..... sadece divana uzanıIdığını sanmıyorum.
I realize that in therapy... one doesn't just stretch out on the couch.
Uzanıp yatabiliyorum ama aradığım rahatlamayı bulamıyorum.
I can lay my body down but I can't find my sweet release
Uzanıp tadını çıkarıyorum, götlek!
JUST MADE LOVE TO DAVID UNDER A TREE, ASSHOLE.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]