Uzundu tradutor Inglês
657 parallel translation
Lanet yok çok uzundu.
Took a long fucking walk.
Bir hafta çok uzundu.
One week was long...
- O zamanlar saçım uzundu.
- l had long hair then.
Çok uzundu!
Very tall!
Senin taşıyacağın zincir, bundan yedi Noel önce bunun kadar ağır, bunun kadar uzundu.
The chain you will bear was full as heavy and as long as this... seven Christmas Eves ago.
Mineola'ya yolculuk uzundu ve trenler arasında dinlenmeyi severim.
It's a long trip to Mineola, and I like to relax between trains.
Bugünkü dua çok uzundu.
Today's sutra was long.
Geldiğimiz yol daha uzundu, dinamit için daha emniyetli.
Our route was longer because we carried explosive. It was safer.
Molaları, olması gerektiğinden uzundu. Ağır adımlarla,... çok ama çok yavaş yürüdüler.
Their pauses were longer than they should have been, they walked with a heavy tread, more and more slowly.
Araç öyle uzundu ki, şoförle konuşmak için telefonu kaldırdığımda şehirler arası yazıyordu.
Listen, that car was so long, when I picked up the phone to talk to the chauffeur... I had to call long-distance.
Önü açık ve uzundu.
It was broad and high.
İlk başta mektupları uzundu ama hep ciddiydi.
His letters were long at first, but always serious.
Albuquerque'den buraya yol uzundu.
Well, I had a long ride up here from Albuquerque.
Saçım o zamanlar daha uzundu.
My hair was a little longer then.
Nasılsınız? - Yolculuğunuz nasıl geçti? - Uzundu.
It was long, anyway.
Benim gördüklerim hep çok daha uzundu.
The ones I've seen have always been much taller.
Daha önce gelmek istedim ama yolum çok uzundu.
I'd have come sooner, but I had a long way to ride.
Saçların o zaman daha uzundu.
Your hair was longer then.
Kolu mızrak kadar uzundu.
It seemed as long as a spear.
Kule gibi uzundu.
Tall, like a tower.
Boynu demiryolu tünelinden uzundu.
His neck was too long for the railroad tunnel.
Bayağı uzun boyluydu. Küçük bir kız için fazla uzundu, ama gerçekten çok sevimliydi.
Taller than little, you know, but she was really lovely.
Bu gece uzundu.
Tonight was long.
- Daha uzundu.
It was longer.
İnsanlar ne kadar acı çekmişlerdi. Zafere giden yol ne kadar da uzundu.
Still, a lot of things had to be done and a long road to be traveled to reach the final destination.
Yıllar geçti, artık boyu babasından da uzundu.
Years have passed, and he's taller now than Father was.
Ve geçen kış... geçen kış çok uzundu.
And last winter... last winter was very long.
İstediğinden daha da uzundu.
And you waited two buttons longer than you had to.
Biri uzundu, biri kısa ve birinin bacağı sakattı.
One was tall, one was short and one had a bad leg.
İsa'dan daha uzundu.
Taller than Jesus.
Saçları çok uzundu!
Her hair was so long!
Onun cezası 2 haftadan uzundu.
Her punishment is two weeks long.
Şey uzun boyluydu, diğerlerinden uzundu.
Well, he was tall, taller than the rest.
Girişten buraya yol çok uzundu.
It was a long walk from that gate.
Bir ara sakalım çok uzundu, uzatmak gerçekten büyük mesele.
I had a fantastic beard once, but it was too much work.
- Uzundu, 1.80 boyunda falan.
- He was big, about six feet tall.
Bundan yedi Noel önce benimki kadar ağır ve uzundu.
It was as heavy and long as this seven Christmases ago.
altı uzun ay... kadınsız bu süre çok uzundu onun için.
Boy, that did it....... six long months at Fort Reunion, and no women...
Kötü zamanlarımız o kadar uzundu ki.
Our hard times did go on for a long time.
- Uzundu. - Uzun. - Çekici.
She was a tall... attractive... young lady.
- Babanın boyu 1.80'den uzundu.
Your father's a very tall man, six foot or better.
Onlar gibi gözleri vardı, ama senin kadar uzundu... ve sarhoştu.
He had their kind of eyes, but he was tall, tall as you and drunk.
Benim kadar uzundu.
He was as tall as I am.
San Domenico di Castello Hapishanesinde geceler uzundu.
The nights in the prison of San Domenico di Castello were long.
Çok fazla tartışmalı değildi ve çok uzundu.
( Butler ) lt wasn't very controversial. It was very long.
Yol uzundu. Hava ise, 1943 yılı sonlarında bilhassa kötüydü.
It was a long way, and the weather at the end of 1943 was particularly bad.
- Çok iyi, bayağı uzundu ama.
- Very good. That was very long.
Kahverengi saçları vardı... ve uzundu farklı bir model.
She had brown hair... and wore it longer, kind of different, you know.
Gelenler daha kısa ve daha uzundu.
There was a smaller and a taller one.
Uzundu.
I even prepared a speech for Mimsy.
- Bayağı uzundu.
- Very long.