Vakıf tradutor Inglês
629 parallel translation
- Yargı, vakıf fonunu kaldıracak.
Judge will take away the trust fund.
- Vakıf fonu mu?
Trust fund?
Çocukların vakıf fonundan Bayan Ritchey mi sorumlu?
Is Mrs. Ritchey in charge of the children's trust fund?
Kızı öldürüp annesiyle evleneceksin ki vakıf fonunu kapacaksın.
You'll take her out and marry her and grab the trust fund.
- Vakıf fonu olduğunu kim demiş?
Who said there was a trust fund?
5 milyon doların tamamının... onlar için açılacak bir vakıf fonuna gitmesini sağlayacağım.
I shall see to it personally... that the whole $ 5 million goes into a trust fund for them.
Vakıf avukatı.
The lawyer for the Foundation.
Vakıf gemimizi suya indirdiğinde denizlerin eski bir kuralını benimsediler : Gemide kadın olmaz!
Now, when the Foundation launched our vessel, it very wisely followed an old rule of the sea, no women aboard.
Ama ben bir vakıf değilim Bay O'Neil.
But I'm not a foundation, Mr. O'Neil.
Vakıf gemiyi suya indirdiği zaman denizlerin en eski kuralını uyguladılar.
And when the Foundation first launched its vessel, it wisely followed an old rule of the sea. No women aboard.
Vakıf fonu babasının mülkleriyle ilgili yasal sıkıntılar.
It's got to do with trust funds... her father's estate, all sorts of legal complications.
- Vakıf fonu da, babanın mülkü de, senin mi?
- And the trust fund, the father's estate, yours?
- Babanın anısına kurmakta olduğun bir vakıf fonundan bahsetti.
He mentioned something about a trust fund you were setting up in memory of your father?
Ama malûmun Pazartesi günü büyük doğum günü var. Vakıf üzerine yediemin anlaşması imzalayacağın gün.
Oh, but this coming Monday is the big birthday, as you know, the day you sign the trust agreement over to the foundation.
Evlenmezse, onun için bir vakıf fonu kurulacak ve her ay düzenli geliri olacak.
- Oh, a lot you know. Well, in the event that she doesn't, a trust fund is being established. And from that she'll be given a sensible income each month.
Bahsettiğiniz vakıf mı?
The foundation you referred to?
Kendisine vakıf meselesini daha önce açmıştım.
I've told him many times about the Foundation.
Üstüne su boca edilen kızlar için bir vakıf kuracağım.
So I'll set up a foundation for waterlogged girls.
Vakıf Sekreterliği...
" Secretary to the trustees.
Vakıf için oynadığımız Pansiyoner'in İkilemi'ni hatırladınız mı?
Remember our play for the renovation fund, The Lodger's Dilemma?
"Bağış vakıf şeklindeydi şartlarını açıklamadılar."
"The gift was in the form of a trust, the terms of which were not disclosed."
Tahmin edemeyeceğiniz konulara vakıfım.
I am familiar with things that you can hardly guess at.
"Vakıf, atom radyasyonunu gidermenin çaresini arıyor... "... böylece nükleer enerjinin barışta sanayi ve tıpta kullanımı daha emniyetli olacak.
The foundation wants to find a way to neutralize atomic radiation, to make the peaceful uses of nuclear energy safer for industry and medicine.
" Kâr gayesi güden bir firmayla iş yapan Vakıf, yasaya aykırıdır!
Well, because a foundation doing business with a profit-making organization is illegal!
Unidyne ile Vakıf arasındaki bağla ilgili her şeyi biliyorum. Joe Turtle ve Caselle'in bildikleri bunun yanında solda sıfırdı!
I know about the connection between Unidyne and the foundation, which is a damn sight more than Joe Turtle or Caselle knew!
Birkaç vakıf yöneticisinin bunu paylaşmasını istiyorum.
I'm asking several of the trustees to share it.
- Henüz olaylara vakıf değiliz efendim.
- We don't have the facts yet, sir.
- Vakıf işi de öyle.
- So is the foundation.
Vakıf ise malikaneyi 11 yıl kadar önce satın almış.
The foundation purchased it from the estate some 11 years ago.
Üstüne vakıf size kira mı ödüyor?
And the foundation pays you a salary?
Bir vakıf için çalıştığını sanıyordum.
I thought you worked for a foundation.
Vakıf falan yok.
There is no foundation.
En az bir yıl içinde vakıf ödemek zorunda kalabilir.
I could repay the foundation in less than a year.
Bizimki gibi bir hayırsever vakıf neredeyse sadece kendi fonlarının 100.000 Dolarının cebe atan bir yöneticiye kapılarını açabilir.
A philanthropic foundation like ours can hardly open its doors to a manager who's just pocketed $ 100,000 of its funds.
Onlar için bir vakıf kuruyorum.
They're the start of my new foundation.
Benim kendi vakıf hesabım var.
- I have my own trust account. - You did.
Vakıf fonumdaki paraları fidyeye verdin.
You used all of my trust account to pay the ransom.
Vakıf fonundan yılda yirmi beş bin gelecekti.
My trust account was for 25 a year.
Vakıf yeni bir çek yazacak... ve onu senin için konservatuara gönderecek.
The Foundation will make out a new check and send it on to you at the conservatory.
Grastner, kızı için vakıf fonu kurmuş.
Grastner set up trust fund for daughter.
Bir vakıf oluşturulacağını bilmemi istedi, sadece, ola ki, Charles bir takım parlak fikirler oluşturabilir.
He just wanted me to know there'd be a trust set up, in case Charles got any bright ideas.
Ve, sizin için küçük bir vakıf dışında, Bayan Clay, her şeyi bağışlayacaktı.
And, except for a small trust fund for you, Mrs. Clay, he was gonna give it all to charity.
Unutma ki bütün masralarımız Vakıf tarafından karşılandı.
All expenses paid by the Foundation, of course.
Vakıf, Alpine Crest Kasabasına bir ödül veriyor ; suç oranı kişi başına en düşük olan yer olduğu için.
The Foundation is presenting an award to the town of Alpine Crest... for the lowest per capita crime rate in the state.
Şerif, Bay Barnswell, belediye meclisi üyeleri, bayanlar ve baylar, Yöneticisi olduğum vakıf her sene, kişi başına suç oranı en düşük yerleşim birimine bir ödül vermektedir.
Sheriff, Mr. Barnswell, members of the town council, ladies and gentlemen, the Foundation, of which I am the director, annually presents an award... to the community with the lowest per capita crime rate.
Söylememe gerek bile yok, o insanlar senin Vakıf adına çalıştığını bilselerdi, beni kürsüden anında atarlardı.
Not to mention, if those people had known that you were employed by the Foundation, they would have thrown me off the dais.
Eğer Vakıf'la birlikte çalışıyorsan, niçin bunu büyük bir sır olarak saklıyorsun?
If you're with that Foundation, why are you keeping it such a big secret?
Bana kalırsa sen ve vakıf, dünyanın diğer sorunlarıyla ilgilenmelisiniz.
But you and The Foundation take care of your part of the world.
Evet. O sırada vakfın adına çalışıyordun, Michael, Maddi destek vakıf tarafından sağlandı.
You were on Foundation business, Michael, sponsored by Foundation funds.
Teçhizat ve istihbarat, vakıf tarafından düzenlendi.
Coordinated by Foundation equipment and Foundation intelligence.
Bu bir Vakıf dosyası haline mi geldi yani?
Does this mean it's a Foundation project?