Vefat tradutor Inglês
3,033 parallel translation
Bay Grove'un karısı Harriet, dün gece uykusunda vefat etti.
Mr Grove's wife, Harriet, died in her sleep last night.
Annesi vefat etmiş ve tek kuruş parası yok.
Her mother's passed and she hasn't a brass farthing.
- Yaşıyor mu yoksa vefat mı etti?
Alive or deceased?
- Vefat etti.
Deceased.
Ve mecliste vefat eden eşlerinin yerine geçen 46 kadın olduğunu biliyor muydun?
And did you know that 46 women have succeeded their late husbands in congress?
O gece vefat etmiş.
He expired that night.
Yoldaşınız vefat etti.
Your comrade died.
Ne? Biz üniversitedeyken Lily'nin annesi vefat etti.
Lily's mom passed when we were in college.
... büyük annem vefat etti.
My, my grandma passed away.
Evet. Utanarak söylüyorum ki... Cornelius'un asistanı olarak bir ömür geçirdikten sonra vefatına alışmak benim için oldukça zor oldu.
Yes, I'm ashamed to say that after a lifetime as Cornelius's assistant,
- Annesi saldırıda vefat etti.
His mother passed away in the attack.
İki yıl önce vefat etti.
He passed away. Two years ago.
İki hafta önce vefat etti Frank.
Well, he passed two weeks ago, Frank.
Bazı hastalar burada oldukları için o kadar rahatlıyor ki ilk geceden vefat ediyorlar.
Some patients are so relieved to be here, they pass their first night.
İnsanlar vefat ediyor.
People passing away...
Tatlım Doktor Sherman geçen hafta vefat etti.
Honey... Dr. Sherman passed away last week.
Kocası, yüzünde bir gülümsemeyle orada vefat ettiğini söyledi.
And her husband said that that is where she passed with a smile on her face.
Yarım saat kadar önce vefat etti.
She passed about 30 minutes ago.
Ne yazık ki, bildiğiniz üzere babanız vefat etti. Evet.
Unfortunately, as you know, your father has passed away.
Aslında bu ofiste, ilçede vefat eden insanların yakınlarını bulmakla görevliyiz ve hata...
Well, actually, in this office, we're charged with tracing the relatives of those who passed away in the borough. And, failing that...
Ama kesinlikle, şimdi o vefat ettiğinde çocuklarının yapması...
But surely, now that he's passed away, his children should...
- Aslında bir kaç hafta önce vefat etti.
Actually, he passed away a few weeks ago.
Senin bu şanssız vefatın sevgili ülkemiz Hırvatistan'ın sadece mayınlar, patlayıcılar ve hatta düşman işgali tehdidi altında olmadığını, ama aynı zamanda en az onlar kadar feci düşmanlar olan kurtlar, ayılar ve yaban domuzları tarafından da tehdit edildiğini kanıtlamıştır.
Your death proved that in Croatia, we are not endangered by mines and explosives only, abandoned and scattered around by the occupying enemy, but by beasts similar to them, wolves, bears and wild boars.
Vefat eden oğlunuz Stjepan, yedi sekiz ay içinde baba olacak.
I think your late son Stephen will become a father in seven or eight months.
Biz Hıristiyanız. Ölümden sonra yaşama inanırız. Vefat eden Stjepan'a belki bugün sormuş olsak muhtemelen bu çocuğu çok isterdi.
And late Stephen, if you asked him now, he would probably want that child.
Ani vefatımı kutlamak için gelen herkese çok teşekkür ederim.
I want to thank you all for coming out to celebrate my untimely demise.
Hapları karıştırıp Exile'i dinleyeceğiz ve vefat eden dostumuzun şerefine aletlerimizi çıkartacağız.
We'll consume narcotics, and listen to Exile, and... get our penises out in honor of our fallen comrade.
Vefat etmiş Konuşmak ister misiniz?
Deceased Would you like to contact?
Dün gece vefat etti.
She passed away last night.
Benim halam, babamın ablası Victoria vefat etti.
My aunt, my father's sister Victoria has passed on.
Yeni vefat etti.
She just passed.
- Annesi 10 yıl önce vefat etti.
- Her mother died ten years ago. - Oh.
Kocasının nerede olduğunu bilmiyor çünkü kocası 30 yıl önce vefat etti.
She can't find out where her husband is because he's been dead for 30 years.
Ama ailesi tarafından takdir edilmek isterken vefat etti.
But she died wanting her parents to be told she did good...
Bir ay önce, Dusseldorf'ta bir milyoner gizemli bir virüsten dolayı vefat etmiş.
A month ago, a millionaire died of a mysterious virus in Dusseldorf.
Ailesi vefat etmiş.
Parents deceased.
Bu sabah anneniz vefat etmiş.
Your mother passed away this morning.
Hayır, vefat etti.
No, he passed away.
Vefat ettiğinde çok üzülmüştün.
You were very upset when she passed.
Vefat mı etti?
Passed?
Üzgünüm, Riley vefat etti.
I'm sorry, Riley passed away.
Annesi vefat etti.
Her mother died.
Annem bu yılın Temmuz ayında vefat etmişti.
Mom passed away in July that year.
tommy ve ben arkadaş olmadan çok önce vefat etti.
She passed away before Tommy and I became friends.
İki saat önce vefat etti.
She died two hours ago.
Vefatına hazırlan!
Prepare for your demise!
Ancak altı ay geçmesine rağmen Matthew'ün vefatından bir hafta sonraki halinden farkı yok.
But it's six months now, and she's no better than she was a week after he died.
Öyle leydim ancak o da bir kaç ay sürdü çünkü hizmetçisi olduğum yaşlı hanım vefat etti.
I did, m'lady, but it only lasted for a few months because the old lady I was working for died.
Anneleri Marjorie de Fitchburg'de vefat etti.
Lost their mother, Marjorie, in Fitchburg.
Vefat ettiğinden pek içimden gelmedi.
I haven't felt the urge since he passed.
Ağabeyinizin vefatı, her ne kadar trajik ve zamansız olsa da... -... dışarıdan bakıldığında dava açılacak bir suç değildi.
Well, your brother's death, while tragic and untimely, was not, on the face of it, actionable as a crime.