Vereceksin tradutor Inglês
6,667 parallel translation
Ardından sen Vinny'ye geri gidip ona bu mektubu vereceksin. Resmi olarak iş ortaklığımızı bitirmek için.
Then, you're going back to Vinny and give him this letter, officially dissolving our
- Peki nasıl vereceksin?
How are you going to get him to take it?
Göreceğiz, sen karar vereceksin.
We'll see, you decide.
Ne zaman milletin hatalarından ders çıkarmasına izin vereceksin?
When do you let your people make their own mistakes so that they can learn?
Şimdi, bunun karşılığını vereceksin.
Now, you'll have to pay for this.
Önceden kestirilemeyen duygusal tepkiler vereceksin.
Your emotions will be unpredictable.
Ve onu bana vereceksin, öyle değil mi?
And you're going to give it to me, aren't you'?
Onlara küçük şeyler vereceksin. Onları sıkıştıracaksın. İşe yarıyor.
You got to give them little trinkets, you got to pinch them... it works.
Onu ele vereceksin yani?
You'd sell her out? Just like that?
Tam da bu yüzden elindeki bilgiyi bana vereceksin.
That's why you're gonna give me all the dirt you have on them.
Kime vereceksin oyunu?
Who's your guy?
- Şimdi de canını vereceksin.
~ Which you will now sever.
Her şeye rağmen ben de bir zombi olursam bu defteri bana geri vereceksin.
If I turn out to be a zombie after all, give it back to me.
Soruya nasıl yanıt vereceksin peki?
And how do you plan to answer the question?
- Bana vereceksin!
- You give me that diamond!
Bütün hafta bunu mu vereceksin?
Are you planning to serve this all week?
Vernon, Olive'e ders vereceksin.
Vernon, you will have to teach Olive.
Sahneye koşup ona gözlüğünü vereceksin.
You're wrong there. You run into the chamber and you give her the glasses and you keep running until you hit the ocean.
Evlenmemize izin vereceksin.
You spare her for me... get us married.
Bir de bu yönünden bak. Diyet yapmadan 5 kilo vereceksin.
Look at it this way... you're about to lose five kgs without a crash diet.
Hippiler. Kazanmalarına izin vereceksin.
Wookiees... you know, you gotta let'em win.
Daha kaç kez daha denemesine izin vereceksin?
How many times will you let him try more?
Resmi mührü bize vereceksin.
You're to return to us the Great Seal.
Resmi mührü bize vereceksin.
You're to hand over the Great Seal.
- Bana bir torun vereceksin.
You will give me a granddaughter.
Ateşe mi vereceksin beni? Boğacak mısın?
You're going to burn me?
Bu dosyaları vereceksin.
You're gonna give me these files.
Bobby, eğer ben bunu yaparsam Jules'a kendini nasıl vereceksin?
Bobby, how are you gonna give yourself to Jules if I do this?
Kavga işini bir kızın yapmasına izin mi vereceksin?
You're going to let a girl do your fighting for you?
- Kaç yıldız vereceksin?
- Oh. How many stars?
Biz mi yoksa sadece sen mi karar vereceksin?
We are, or you'll just decide?
Bizimle böyle konuşmasına izin mi vereceksin?
Are you gonna let her talk to us like that?
Küfür ettiğin için 5 dolar vereceksin!
That's $ 5 for swearing.
Herkese onlar için ölüp bitiyormuşsun havası vereceksin.
Your goal is to act like everyone is interesting - and important.
Sana 10 tane evet ya da hayır sorusu soracağız doğrulukla cevap vereceksin, biz de bir tahminde bulunacağız.
We ask you 10 yes or no questions, you answer truthfully, and we have one guess.
Ben senin babanı iyileştirdim. Şimdi de sen bana bebeği vereceksin.
I cured your father, now you have to give me the baby.
Bana hemen bir çocuğun adını vereceksin yoksa pantolonunu indirip seni şaplaklarım. Hem de kahrolası ponpon kızların önünde.
You're gonna give me a kid's name right now or I'll pull down your pants and I'll spank you in front of the fucking cheerleading squad.
Daha ne kadar ona şans vereceksin?
How many chances are you going to give him?
- Sen mi vereceksin?
You'll make the call? Yeah.
Gerçek bir kadın gibi görünmek istiyorsan köklerinin uzamasına ve gözünün altında torba olmasına izin vereceksin.
Look, if you wanted to look like a real woman, you would let your roots grow out and get some bags under your eyes.
Cidden Frieza'nın kazanmasına izin mi vereceksin?
You mean you'd really let Frieza win?
Hiçbir olay çıkarmayacağına dair bana söz vereceksin!
You must promise to me that there's not gonna be any drama.
Öylece oturup bu adamın seni enayi gibi göstermesine izin mi vereceksin yoksa onun fikrini çalarak tomarla para kazanıp kafayı mı bulacaksın? "
"Are you just going to sit there and let this guy make you look like a dummy... " or are you going to steal his idea and make a bunch of money, and then get high? "
Geri mi vereceksin?
Give it back to him?
Paramı geri vereceksin.
You will return my money.
Şimdi istediğini yapmasına izin mi vereceksin?
Now you're letting him do whatever the hell he wants?
bundan sonra bir parti vereceksin galiba.
Gawde, you have to throw a party after this is over. Of course, sir.
Benden hiçbir şey istemiyeceksin ve sana soracağım herşeye cevap vereceksin.
You will ask nothing of me, and you will answer any question that I ask you.
Ama buraya geldiğimi sır olarak saklayacağına söz vereceksin bana.
But you've got to promise me you can keep it secret that I came here.
Teknik bir ayrıntı sadece. O yüzden peşin hüküm mü vereceksin?
- You're gonna judge me for that?
Yemeklerini ya sen vereceksin ya da hiç kimse.
You give them food or you don't.