Verirsin tradutor Inglês
4,148 parallel translation
Sonra düşmanlarının aleyhinde oy verirsin.
Then you vote against your enemies.
Ama sonra kalbine göre verirsin ki, bu gece öyle yapacağım.
But then you vote with your heart, which is what I'm doing tonight.
- Ona bir ders verirsin, o zaman seni rahat bırakır.
- Teach him a lesson, then he'll leave you alone.
Haber verirsin.
Keep me in the loop.
Ben kazanırsam, bu saçmalığa son verirsin.
I win, you stop this nonsense.
- Sonra verirsin, Jeannie.
Just give it to me later, Jeannie. I, um,
Dinle, yarın polis ifade vermeni istiyor sonra bir psikologla görüşeceksin. Ne yapacağına sonra karar verirsin.
- Okay, listen, tomorrow the police wants to hear your statement... and you have to go see a psychologist and then you will decide what to do with her.
Durum değişirse haber verirsin değil mi?
Will you let us know if that ever changes?
- Ona zarar verirsin.
- You can hurt him.
Bu konuda sana yardımcı olabilirim karşılığında sen de bana sahne zamanından birkaç dakika verirsin.
I can help you with that, and you can help me in return by giving me a couple of minutes of your stage time.
Kendine nasıl zarar verirsin?
How do you hurt yourself?
Kıza ödediğinden biraz daha azını bana verirsin.
You can pay me slightly less than you pay your girl.
Wyatt'ı cidden seviyorsan, Fausta'yla birlikte olmasına izin verirsin.
[Both cheer] If you really love him, you'll let him go to Fausta.
Eğer olmanı istediğim ortağımsan, olabileceğine inandığım ortağımsan, bu düşünceye derhal bir son verirsin!
If you are the partner that I invited you to be, the partner that I believe that you can be, then you will stop this line of thought immediately!
Ödün verirsin.
Make a compromise.
- Eğer gidecek gibi olurlarsa mercimeği fırına verirsin.
Right, see if I can't calm things down, smooth a few feathers.
Bunu, ona geri verirsin.
You return it to him.
Bunun olmasına nasıl izin verirsin?
How could you let this happen?
Bunu kaça verirsin?
How much for this?
Artık et kancasıyla şebekeden elektrik çekmeye bir son verirsin bari.
Well, maybe now you'll stop siphoning electricity off the grid with a meat hook.
Ya Joey'yu bulabileceğim bi adress verirsin, yada bunların ağzına sokarım, anladın beni?
you're gonna give me an address where I could find Joey, or I'm gonna stick this down your lying throat, you understand me?
Haber verirsin.
Great. Just let me know, okay?
Bebeğim, totoşuma birle ağız sulandıran arasında puan versen, kaç verirsin?
Babe, what do you think of my tushie on a scale from 1 to mouthwatering?
Nasıl bundan yırtmasına izin verirsin?
How could you let her get away with this?
Görsen bana hak verirsin.
You don't even get it, bruv.
Artık seninle kalmama izin verirsin diye düşünüyorum.
I'm guessing you're going to want me to stay.
Panditji ona nasıl izin verirsin?
Panditji how could you let him in?
Bak, umarım beni haber verirsin.
Look, I hope you keep me posted.
- Haber verirsin.
Keep us informed.
İşin bitince haber verirsin.
All right, you let me know when you're all done.
Birincisinde yerde, sırtında domuz gibi bıçaklanmış bir şekilde yatarsın. İkincisinde de dizlerinin üstünde onlara hizmet verirsin.
one position is curled up on the ground like a pig with a shiv stuck in your back and the other position is on your knees, serving them like the bitch that you are.
Bunu ona verirsin ve yakında hepsini ödeyeceğimi söylersin.
You'll give this to him and you'll tell him I'll pay everything soon.
Eğer erkek olursa, ona çadır verirsin.
If it's a boy, you can give it a tent.
Benimle konuşmak istediğinde Lena, haber verirsin.
When you feel like talking to me, Lena. Let me know.
Haber verirsin, olur mu?
You let me know, okay?
İşin bittiğinde geri verirsin!
Give it back when you're done borrowing!
Dini değerlere önem verirsin.
You're so spiritual.
Gitmesine nasıl izin verirsin?
How could you let this happen?
Sen ne cüretle bana emir verirsin? Ne cüretle bütün bunları benim zayıf yanım sanıp beni bununla tehdit etmeye kalkarsın?
How dare you command me, threaten me with what you wrongfully perceive to be my weaknesses?
Eğer hastaneye giderken bir sıkıntı olursa ona bunu verirsin.
If there's a problem on the way to the hospital, give her this.
Ya bana paramı verirsin ya da torununu Çin'deki bir fabrikaya satarım.
Either you give me my money, or I will sell that grandson of yours to a button factory in China.
Ne kadar büyütmeme izin verirsin.
How big would you let me get them?
Bana haber verirsin.
Well, let me know.
İnanamıyorum sana. O köpek manyağını etkilemek için bütün okulun önünde nasıl bana Fransız öpücüğü verirsin?
I can't believe you- - Force-Frenching me in front of the whole school just to impress that dog weirdo?
İşler kızışırsa bana verirsin.
You pass her up to me if she escalates.
Helikopter gelince haber verirsin.
Let me know when you have it.
Anı geldiğinde, umarım o onuru bana verirsin.
When we get there, I hope you let me do the honors.
Bayan Shaw'ın tıbbi tecrübesi var. O yüzden ya izin verirsin o mermiyi çıkarır ya da bu meseleyi kanınız zehirlenene kadar tartışabiliriz.
Now, Ms. Shaw has medical experience, so either you can either let her retrieve the bullet, or we can continue to discuss the matter until you contract sepsis.
Bize istediğimiz bilgiyi verirsin ya da bu maskaralığı sürdürmeye devam edersin.
You can give us the information we're asking for, or you can keep up your stupid charade.
Yeşil bölgede kalıp, dalışa son verirsin.
You stay in the green area and you stop diving.
Hayat çizgine sen karar verirsin.
What are you talking about? A divorce?