Vexed tradutor Inglês
142 parallel translation
- Adolphus sana çok kızmış.
- Adolphus is very vexed with you.
Umarım bana kızmazsın ama Bayan Delany'ye 3 paund kaybettim.
Why... I hope you won't be vexed with me, but I've lost three pounds to Mrs Delany.
Bir süredir birbiriyle çatışan duygular, düşünceler içindeyim.
Vexed I am of late, with passions of some difference.
Büyük Efendi'nin de canı sıkıldı.
Great Lord is vexed as well.
Haber vermeden çıkmanızın nedeni ona biraz sinirlenmiş olmanız mıydı?
Was part of your reason for going without his knowledge because you were vexed?
Onu buraya getirdiğim için bana kızmadın değil mi?
You're not vexed at me for bringing them?
Dertleri neyse, canları neye sıkılıyorsa, onları yüreklendirelim.
Let them what's troubled, Let them what's vexed of mind, take heart.
Control, Riemeck'in ortadan kaldırılması Nedeniyle Mundt'e oldukça kızgın.
Control's pretty vexed about Mundt liquidating Riemeck.
Canım sıkkın ve yorgunum, iki, üç.
I am vexed and ratty, two, three
Neler olduğuna dair o sıkıcı soru.
The whole vexed question of what is going on.
Buna canı en çok sıkılan kişi benim.
I am the one most vexed about this.
Profesör kızgın, bana güvenmiyor ve sizden korkuyor.
The professor is vexed, he won't trust me, and fears you.
Onun sıkıntısından babanın saçları ağardı.
Your papa was dead vexed about that.
Demin olanlardan öfkelenmiş değilim.
I am not very much vexed at this adventure.
Bir gün o karşınıza çıkacak o zaman yaptığınız hatadan dolayı acı çekeceksiniz.
Wait, he will appear and then you will be vexed with your mistake.
Neylesin, nasıl etsin de görsün ki gerçeği sevginin gözü,
O, how can love's eye be true... that is so vexed with watching and with tears?
Her adımında canını sıktım.
Oh, I have vexed you at every turn.
Gerçekten çok üzüldüm.
Yes, I'm severely vexed, I don't mind telling you.
Çünkü verdiği cevap çok canımı sıkmıştı.
Because his answer vexed me so grievously.
Bu tartışmalı bir soru.
That's a vexed question.
Tartışmalı bir soru gerçekten, bayım.
Vexed question indeed, sir.
Üzülme.
Don't be vexed.
İlk iki dansını onunla yaptı. Sonraki dansını Charlotte Lucas ile yapması canımı çok sıksa da neyse ki hemen akabinde büyük bir mutlulukla yine Jane'i dansa kaldırdı.
For he danced the first two with her, and then the next with Charlotte Lucas, which vexed me greatly, but lo, there in the very next nothing would please him but to stand up with Jane again.
Belki, şu küçük beyaz kız olabilir, size başında ne dediyse demiş olsun, kendi ırkından birinin hapse girmesine üzülecektir tabii ki.
Maybe that chubby white gal who'd be sorely vexed to let one of her own kind be put away, no matter what she told you.
Ağır hareketlerle ilerliyor, yine karanlık çöküyor. Ama şimdi biliyorum ki 20 asırlık taşlı uyku sallanan bir beşikle kabusa dönüşmüş. Ve sonunda vakti gelince kaba canavar tembelce Beytüllahim'e doğru yürür.
The darkness drops again but now I know that 20 centuries of stony sleep were vexed to nightmare by a rocking cradle and what rough beast, its hour come round at last slouches towards Bethlehem to be born? "
Eğer çok kısıtlı bir zamanın olduğunu bilseydin, kızar mı kızmaz mı diye düşünmeden annene yığınla soru sorardın.
If you knew you had a limited amount of time, you'd sort it out. You'd ask your mum questions regardless of whether she got vexed. Like, I don't know.
Çok üzücü. Çok hastaydı ve herkes ona kızdı.
So ill, and everyone vexed with her.
Beni bu kadar sinir eden bir detayla hiç karşılaşmamıştım!
Never, in all my years, has a little detail so vexed me!
"... canınız sıkılabilir " derdi.
- lest you be vexed. "
Annem hep "izleme yanarsın" derdi.
My mother always used to say, "Peep not at a keyhole, - lest you be vexed."
Bulduğum her fırsatta çalışıyorum.
Who do the others turn to when vexed by a problem?
Hayır, tüm hayatım boyunca beni hiç kızdırmadın, Roger.
No, you never vexed me in my whole life, Roger.
Çok canım sıkıldı.
I'm terribly vexed
Enid, kızgın olduğumu söylemek zorundayım.
Enid, I have to say that I'm vexed.
Evet. Bunun tam karşılığı kızgın sanıyorum.
Yes, vexed is precisely the word for it.
Papa'nın yasaları ve insanların öğretileri yoluyla inananların vicdanları sefilce incitilmiş ve yaralanmıştır.
Through the laws of the Pope and the doctrines of men, the consciences of the faithful have been miserably vexed and flayed.
Eğer yalan söylüyorsan, çok kızgın olacağım.
If you're lying, I will be sorely vexed.
Ben kızgın olduğumda ise gerçekten sıkarım.
When I get sorely vexed, I get really mean.
Eve giderlerken, Caroline Crale ile kocası arasında, Angela'nın okula gönderilmesi konusunda yaşanan bir tartışmayı duyuyorlar.
On their way up to the house, they overhear a discussion between Caroline and her husband on the vexed subject of Angela being sent away to school.
Doktor. Doktor!
- And here is another thing that has always vexed me about that show.
Ne o bunu kabul eder, ne de ben!
Neither must be vexed.
Çok sinirlenmistim.
I was vexed.
Ne kadar sıkıldığımı hayal bile edemezsin.
You can't imagine how vexed I was.
Patronum ortadan kayboluşunuza... nasıl denir... biraz gücendi.
My employer was a little... how should I say that... vexed at your disappearance.
Annemizi düşündüm. Hain oğullarına üzülen ama birlikte olmamızla avunan annemize.
I thought of our mother, vexed by her perfidious sons, always consoling herself with the notion that we had each other,
Ah, evet.. bunun tam karşılığı kızgın sanıyorum.
Yes, vexed is precisely the word for it.
Eğer hayal kırıklığına uğrayan bir hayvan resmi arıyorsa ona canı sıkkın bir yavru kedi resmi önerelim.
If he's looking for pictures of disappointed animal, we have a very good one of a vexed kitten.
Diyor ki elimizde çok iyi bir canı sıkkın yavru kedi resmi var.
Oh, she says we have a very good one of a vexed kitten.
Bitkin kedi olabilir ama canı sıkkın olmaz.
An irked kitten, perhaps, but not vexed.
Vexed?
Vexed?
Jack'in canını sıkan bir şey var.
Something's got Jack vexed.