Vitamin tradutor Inglês
1,311 parallel translation
- Süt, yulaf ezmesi, biberiye, amber çiçeği, yarım yumurta, Normal'dan gizlice yürüttüğüm biraz A Vitamini, ve biraz at kuyruğu, mikro dönüşüm için.
- Milk, oatmeal, rosemary, hibiscus, half an egg, some vitamin A that I caged from Normal's stash when he wasn't lookin', and some horsetail, for microcirculation.
Vitamin takviyesi alıyor musun?
How about vitamin supplements?
Bir miligram K vitamini.
One milligram of vitamin K, I.M.
Tank'a verdiğim organik vitaminler yüzünden Eddie ona artık ayak sağlayamıyor.
Sorry about that, Daphne, but with the organic vitamin paste I've been feeding Tank, Eddie can't keep up with him anymore.
Biraz vitamin "B" ekle!
Try a little vitamin "G"!
- Vitamin almak zorundayım.
- I gotta get nutrition somehow.
İşte bir bardak soğuk D vitaminimizden ve taze çöreğimizden deneyin.
Here, try a glass of our cold vitamin "d" And our fresh scones.
Sentezlerken, vitamin desteğini de eklemelisin.
You could include a vitamin supplement when you replicate.
Hiç ilaç bulamadım, ama bir sürü vitamin vardı.
I didn't find any medication, but there are a lot of vitamins.
anlaşılan vitamin işe yarıyor.
That vitamine has been working.
Bir sürü vitamin hapı.
Horse pills.
Endişelendiğin haplar... sadece vitamin destek hapları.
The pills you were worried about were just vitamin supplements.
Yeterince vitamin aldığını söyledi mi?
Did he say you're getting enough vitamins?
Yeterince vitamin aldın mı, Harry? .
You got enough vitamins, Harry?
- Alerji yapmıyor ve vitamin katkılı.
... and it's vitamin enriched.
Bugün C vitaminini aldın mı?
Had your Vitamin C today?
C vitamini tadi alabiliyorum sanki.
I can, like, taste the vitamin C.
Bana sadece bir kaç vitamin verin.
Just give me some vitamins.
Ona, çok katlı pazarlama diyoruz ve vitamin benzeri çok şey sattık.
It was called "multi-level marketing" and we sold a fine line of vitamins.
Çünkü saklamadan önce içlerine vitamin enjekte etmiştim.
Because i had injected them with a vitamin solution Before i hid them.
Burun spreyi?
Vitamin C? - Ow! - Nasal spray?
- Sadece Vitamin.
- Just vitamins.
Anlaşılan vitamin eksikliği varmış.
Turns out he's got a vitamin deficiency.
Ephram fazla C vitaminin deney farelerinde körlüğe yol açtığına dair bir yazı okumuş.
Dad Ephram read that high doses of vitamin C cause blindness in lab rats.
İçinde C vitamini, folik asit var. Hazma iyi gelir.
It has vitamin C and folic acid, and it helps with your digestion.
İçinde C vitamini, bitki özleri varmış. Bugünlerde deri bakımında bu çok moda. Göz bakımı da şişlikleri indiriyor ve ince çizgilerin görünümü azaltıyormuş.
It has vitamin C and plant extracts in it... which is the hottest thing in skincare these days.
B12, K vitamini desteği.
B1 2, vitamin K supplements.
Yatmadan aspirin ve C vitamini iç. Bol bol da su.
Take some aspirin before you go to bed, and vitamin C. Drink lots of water.
Karla ona başka vitamin alır.
karla can get her more vitamins.
Benim için vitamin gibi.
They're like vitamins to me.
Askerler artık açlıktan, vitamin eksikliği ve zatürreden daha hızlı ölüyorlar.
The men are dying off fast now from starvation, scurvy, pneumonia.
İşte! Saçları parlak sarıydı. Vitamin içtikten sonra çişinizin alacağı renkte.
"Her hair was bright yellow... like the color of your pee after you take a mulltivitamin."
E vitaminine ihtiyacım var.
A man needs his vitamin E.
Bu hafta daha fazla vitamin verilecek, hastaneye gideceğim.
Gonna go get more vitamins this week, go to the hospital.
Bunlar vitamin.
- These are supplements.
Bu kutuda vitamin var.
- This packet contains supplements.
Bunlar vitamin.
- They're supplements.
Vitamin eksikliği var sende, yükleyelim biraz.
You're vitamin deficient Here get loaded up
D vitamini önemlidir!
"get some, Vitamin D!"
Fasülyede çok vitamin var.
Beans are full of vitamins.
Bu serum kan dolaşımını arttırıp vitamin verecek. Şimdi uyu!
This IV is to rehydrate and give you vitamins, Now go to sleep!
Art, hiç A vitamini eksikliği tedavisi gördün mü?
Art, tell me something. Have you ever been treated for a vitamin A deficiency?
- Vitamin mi?
- Vitamins?
- B12 vitamini.
- Vitamin B12.
Adamın evinde market açacak kadar vitamin, şifalı ot ve organik gıda vardı.
This guy had enough vitamins, herbs and organic food to open his own health market.
- Vitamin ya da şifalı ot yok mu?
No vitamins, herbals?
Vitamin? Hayır, kalsın.
VITAMINS?
O zaman o kişiyi elektronik arabasına bindirmek ona vitamin içeceğini içirmek... ve o kişiyi yine de sevebilmek gerekiyor. Kimse seksi gelmese de.
Then you have to be able to help them into their electronic car or make their vitamin drink and still love them even though no one feels sexy.
Hala bir menepoz hapı yapamadılar, dolayısıyla bende Çakmaktaşların vitaminlerinden alıyorum.
They don't make a pill for menopause, so I took a Flintstone vitamin.
- Vitamin sadece.
- It's vitamins.
Hayır, o A vitamini.
Vitamin A, but you're right, it keeps the eyes sharp.