Vraiment tradutor Inglês
33 parallel translation
Vous etes vraiment un imbecile! ( Gerçek bir gerizekalısınız!
Vous etes vraiment un imbecile!
Gerçekten vermek isterdim... ama dediğim gibi. Hayır canım. Çok sıkışık durumdayım.
Non j'peux pas je suis vraiment cassée.
Neden?
Non je voudrais bien mais je suis vraiment cassée.
- Bizi yanıltmak için. - Vraiment ( Gerçekten de ), Başmüfettiş.
- Vraiment, Chief Inspector.
Hayır, bayan. Tanımayacağınızdan neredeyse emindim.
Vraiment, mademoiselle, I knew that with certainty you would not.
Çok şaşırttım. Ama bu çok olası birşey.
Vraiment, un moment plus tard... et ca allait etre le desastre.
Daha kolay olur.
Vraiment /, it is simpler.
Gerçekten mi?
Vraiment?
En hasta ve en çarpık ödülünü kazandınız.
Tu mérites vraiment I'oscar du plus grand malade.
Seni uyarayım, sinirlenmeye başlıyorum.
Je te préviens que je vais vraiment m'énerver.
Gayet tabii.
Vraiment.
Gerçekten çok güzel bir yer.
O'est vraiment superb.
Anladığıma göre Bay Lesley Ferrier, Bayan Drake'in kızı Bayan Frances'le çok yakınmış.
Vraiment. Now I am given to understand that Ms Lesley Ferrier was close to Mdms Frances, the daughter of Madame Drake?
Çok teşekkür ederim.
Vraiment merci.
Yaptığım şeyden sonra hâlâ iş bulabildiğime bile şükrediyorum.
After what I did, I'll feel lucky to have a job. C'etait vraiment un Sazerac?
Sahi mi?
Vraiment?
Gerçekten mi?
Huh. Vraiment?
Hadi canım! "Mina, yazsana."
Vraiment? "Oh, mina, you type it for me."
Beni tüketiyorsun artık!
Tu commences vraiment à me fatiguer toi!
- Gerçekten mi?
Vraiment?
Gerçekten, bayım, ısrar ediyorum... beni oyuna katmayın.
Vraiment, monsieur, I insist..... that you excuse me from this game.
Güzel Ruth Anne Litzenberger'in dikkatini çektin, oteline dek geldi ve odasına gelmen için not yolladı.
Drew the attention of a beautiful Woman named Ruth Anne Litzenberger qui était, vraiment, une femme fatale. MASON : And who followed you here to this very hotel in Baltimore and sent you a note to come to her room.
Ils n'en valent vraiment pas la peine!
Ils n'en valent vraiment pas la peine!
Bu hatayı belirteceğiz.
Je suis desole. Vraiment desole, monsieur.
Çok özür dilerim.
Je suis vraiment désolé, hein!
Bu gece beni çok utandırdın.
Tu m'as vraiment embarassé ce soir, tu sais?
Vraiment ( Gerçekten mi )?
Vraiment?
Sahi mi?
Oh, vraiment.
Doğru, bayım.
Non, vraiment, monsieur.
Gerçekten mi?
- Vraiment? - Oui.
Evet, gerçekten.
Vraiment.
- Sahiden mi?
~ Vraiment?