Vurdun tradutor Inglês
4,358 parallel translation
Bana vurdun adamım.
You just connected, man.
Vurdun işte gitsene puşt herif!
Just go, you asshole!
Damardan mı vurdun?
Went by "Boot"?
Vurdun Mikey!
All right, Mikey. You got it, you got it.
Turnayı gözünden vurdun!
You're in luck.
İki ay önce şu senin su testisini bacağından vurdun mu?
Were you in hot rod's apartment two months ago when you shot him in the upper thigh?
Arabadan çıktın, tekrar ateş edip onu göğsünden vurdun.
You got out of the car, you fired again, you shot him right in the chest.
- Onu vurdun.
You shot him.
- Irene, sen mi vurdun?
- Irene, did you shoot it?
- Sen mi vurdun?
- Did you do it?
Vurdun!
You got it!
Kafasına üç kez vurdun.
You hit her in the head three times.
Bunu yapmayacaksın! Kardeşimi vurdun!
You shot my brother!
Turnayı tam gözünden vurdun, Mosby.
You picked a real winner, Mosby.
Dün zaten bir tanesini kaçarken sırtından vurdun.
you shot one in the back when they ran.
Şimdiye kadar itiraf etmemi sağlayacak kadar çok vurdun bana.
You've given me enough pucks to the face for me to confess by now.
Ona neyle vurdun, kayayla mı?
What did you hit him with, a rock?
Strike! İyi vurdun, bebeğim, iyi vurdun.
Strike!
Çat! Bir adamı tam kalbinden vurdun.
Shoot a man right in his heart.
Onu soğukkanlılıkla açıklamasına izin vermeden vurdun.
You shot her in cold blood before she could explain herself.
Ve tüm parayı kendine almak için Julian Reese'i vurdun.
And... you shot Julian Reese so that you could have all the money to yourself.
Beni kıçımdan vurdun!
You shot me in the ass!
Nerede vurdun?
Where was it?
- O zaman bana niye vurdun?
I am. Then why'd you slug me?
Kendini bir şantajcının insafına bırakma yoluna baş vurdun!
You refer to putting yourself at the mercy of a blackmailer? !
- Ajan Howard'ı vurdun.
You shot agent Howard.
Sonra sen Ajan Howard'ı vurdun.
And then you shot Agent Howard.
- Bana aniden vurdun!
You sucker punched me!
- Başını mı vurdun?
- Did you hit your head?
Sen de onu vurdun!
So you shot him!
Ve onu vurdun.
And you shot him dead.
- Beni vurdun!
- You shot me!
Onu vurdun.
You shot him.
Vurdun onu.
You shot him.
Yüzüme vurdun!
you hit my face!
Ona ne ile vurdun?
Right... What... what did you smack him with?
Bir dakika, senin düzen budalası olduğunu biliyordum, Skinner ama halına kanayana kadar vurdun mu?
Wait a minute, I knew you were a neat freak, Skinner, but you beat your rug till it bleeds?
Tam ondan vurdun.
You got him.
Demek istediğim, vurdun, yaraladın, ama hala peşimizden geliyor değil mi?
I mean, you shot him, and you hurt him, and he's still coming at us?
Beni kendi nasihatimle vurdun demek.
You just did the take-a-risk switcheroo.
Vurdun mu?
Did you get her?
Ona vurdun mu?
Hit her?
- Beni vurdun.
- You shot me! - You're okay.
Ya da satıcı seni soydu, sen de onu vurdun panikledin, onu yaktın ve onu arabanın içinde bıraktın.
Or the dealer ripped you off, you shot him, you panicked, you burned him, and you left him in your car.
Onu vurdun, şimdi de kurtarmaya mı çalışıyorsun?
You shot him, now you're trying to save him?
- Vurdun.
- Hit. - Yes!
Ne oldu vurdun mu ne yaptın?
Did you smack her?
Ona vurdun ve öfken yüklendi.
You hit her and then the rage took over.
Ablama da böyle mi vurdun, seni pislik herif? !
Did you hit my sister like that, too, you jerk?
Çok özür dilerim. - Beni vurdun!
- You shot me.
- Evet, vurdun işte!
- Yes, you did!