Waddle tradutor Inglês
92 parallel translation
- Sadece tek bir şey işleri yoluna sokabilir?
- Only one thing can waddle it up.
Anne? Onlar gibi paytak mı yürüyeceğiz?
Do we have to waddle like they do?
Bayanlar baylar, Hafif Eğlence Ödülü adaylarını okumak üzere huzurlarınızda merhum Sör Alan Waddle'ın kalıntısı.
Ladies and gentlemen To read the nominations for the "light entertainment" award The remains of the late sir alan waddle.
Bırakın da, şunun badi badi yürüyüşünü sökeyim.
That does it. Let me at him. I'm gonna rip off his waddle.
- Tıpış tıpış gel de aç şunu.
- Waddle on over here and open up.
Mini minnacık erkeğim.
Just a little - wittle waddle - addle man.
artık 100 $'ımız var ve Radyoaktif Adam'ı almak istiyoruz neden uslu uslu gidip o dergiyi getirmiyorsun?
We've got $ 100, and we'd like to buy Radioactive Man. Why don't you just waddle over and get it?
O şişko kuş böyle bir partiye asla davet edilemezdi o kıyafetler, o paytak yürüyüşü, o yüzgeçleriyle asla.
That fat bird would never get invited to a party like this not with those clothes, that waddle, those flippers.
Ben seni 8,5 aylık hamile halinle badi badi haber kovalarken gördüm.
I saw you waddle off 8 1l2 months pregnant to chase a story.
Bu ülkeye neler oluyor? Bir kadın karşı cinsten, kutsal sığınağıma, iş yerime geliyor ve göğüslerini açıyor.
What is happening to this country, when a woman of the opposite sex can just waddle into your place of business, your holy sanctuary and bare her breasts?
Bu Bay Waddle.
This is Mr. Waddle.
Hayatım boyunca şişmandım. Ve mihraba doğru öyle yuvarlanarak yürümeyecektim. Ve Richard Simmons'un reklamını gördüğümde- -
Well, I just have been fat my whole life, and I was not gonna waddle down that aisle, and when I saw that Richard Simmons infomercial...
Waddle'ı tercih ederim.
I'd prefer Waddle.
Daha çabuk yürü!
Waddle quicker!
Tamam, şimdi evine uza.
AII right, Tiny. Now just waddle on home.
Her neyse, gitmem gerek... Yoksa "paytak paytak" mı demeliydim?
Anyway, I've got to run, or shall I say waddle.
Goriller genelde ağaçlarda yaşamaya uyum sağlamıştır ve o yüzden dik yürümeye çalıştıkları zaman paytak olurlar.
Apes are primarily adapted for a life in the trees, which is why they waddle if they try to walk upright.
Dilerim, onun yalıncı gagası üzerindeki uzanmış gözlerine kanmam, veya yürüdüğü zaman küçük sevimli hareketine, veya boynuna komik bir şekilde batırılmış tüylerine, biliyor musun?
I wish I'd never laid eyes on that lying beak of his or that little cute waddle when he walks or that feather that sticks out in that funny way on his neck, you know?
Neyse, iki ördek paytak paytak bara giderler.
So, two ducks waddle into a bar.
Sahile bile zor yürüyorum.
I can barely waddle to the beach.
Cennetteki ördek bahçesinde sonsuza dek huzur içinde yatsın.
May she waddle forever in the big duck yard in the sky.
Şu anda paytak yürüyorsun. - Paytak yürümüyorum.
Right now, you waddle.
İtiraf edeceğim belki biraz daha nazik oldum ama paytak olmadım.
I'll admit I may be a little less graceful, but I don't waddle.
Gerçi senin bir sağa bir sola yatan koca kıçını görmek için büyük göz lazım değil ya!
Yeah, well, all the better to see your fat ass waddle away with!
Eğer tartının üzerine paytak yürümek istiyorsan...
If you just wanna waddle over to the scales.
Ve şöyle olacaklar, "Bu gıdıyı istemiyorum."
There going to be "Oh, I don't want to waddle."
Tirkkonen, kafeteryaya doğru al voltanı bakalım.
Hey, Tirkkonen, try to waddle on down to the cafeteria.
Şimdi, lütfen, yürü git.
Now, please, just waddle off.
Sandalyene yuvarlana yuvarlana gidermisin?
Do you wanna waddle back to your seat, my love?
Koyu kahverengi, uzun ve titrek çok şeker bir yürüyüşü var.
He's also dark brown and long and jiggly and he walks with the cutest little waddle.
O badi yürüyüşle buraya kadar getiremezdi.
Oh, he's not going to waddle his fast food self all that way.
Paytak yürüyüşüme çalışıyorum, Skipper.
I've been working on my waddle, Skipper.
Paytak paytak yürüyüşle, tuhaf ama bir o kadar tatlı göbek atışını gerçekleştiriyorum.
Executing waddle with odd but somehow strangely endearing body shakes.
Bak, eğer milletin hamile olduğunu düşünmesini istiyorsan gerçekten öyleymiş gibi konuşmalı ve paytak yürümelisin.
If you want people to think you're pregnant, you've gotta start talking the talk and walking the... waddle
Tuvalete yetişebilecek kadar yakınım.
I am close enough to the bathroom that I don't have to waddle far.
Göğüsleri, poposu, hindi gibi sallanan gıdığı,... ve belki göz altı torbalarını da hafifletebilirsiniz.
Her tits, her ass, that turkey waddle under her chin, and maybe you could lighten the luggage under her eyes.
Penguenler ise hâlâ, buzlarda bir delik bulabilmek için paytak paytak yürüyorlar.
Penguins still waddle over the frosty landscape, searching for a break in the ice.
Polimer tahliyesini sağlayan hazne filan değil.
That's no poly-waddle discharge whatever.
Badi badi yürüyebilirsin.
You can waddle.
Kazayla bir ördeği öldürsen ve suçlu kazın paytak paytak yürümesine izin versen sen nasıl hissederdin?
How would you feel if you killed an innocent duck And let a vicious goose waddle free?
Glenn Hoddle ve Chris Waddle bir kanepeye oturmuş, dünyayı titretiyor.
Glenn Hoddle and Chris Waddle sat on a sofa, banging the world to rights.
Baba, Glenn Hoddle ve Chris Waddle sahiden arkadaş mıydı yoksa sadece isimleri mi kafiyeli mi?
Here, Dad, were Glenn Hoddle and Chris Waddle actually mates, or was it just cos their names rhymed?
Sanırım Chris Waddle'la ortak işletiyordu.
I think he... co-owned it with Chris Waddle.
Aman Tanrım, aman Tanrım!
looks up, and Waddle... Oh, dear, oh, dear!
Güm, güm, güm.
Waddle, waddle, waddle.
Bak paytak yürüyorum ve sen de paytak yürüyorsun.
I'm Private! Look, I waddle, and you waddle too, because you're...
Sen aklını mı kaçırdın?
Waddle, waddle, waddle! Have you lost your mind?
Tanrım!
I do waddle.
- Evet, yürüyorsun.
- I don't waddle. - Oh, yes, you do.
Bir şeyler içebiliriz, sanırım.
OK, that's all we've got time for, so if you'd like to waddle out of the room, we'll see you all next week. Cheerio!
Çenem sarkmış.
I have a waddle.