Waltzing tradutor Inglês
185 parallel translation
İki kez sopa yedin, boğazlandın, silahla darbe aldın kobay fareler gibi kafayı sıyırana dek uyuşturucu verildin...
You've been sapped twice, choked, beaten silly with a gun... shot in the arm until you're as crazy as a couple of waltzing mice.
- Valste çok iyi sayılmam.
- I'm not very good at waltzing. - No...
Nerdeyse şu şeyi çıkarıp onunla vals edecekler.
They'd have that thing up waltzing with them.
Başkasıyla vals mi yapacaksın?
Waltzing with another man?
Birdenbire hayatına, çekici ve oldukça yakışıklı bir yabancı giriveriyor.
Suddenly, waltzing into your life comes this charming, relatively handsome stranger.
- Artık işimiz kolay olmayacak.
- We ain't waltzing'no more.
En sempatik Altın Dişi Kurt ödülü vals yapan ikizler Aslan ve Kaplan'a.
A Golden Wolf to the waltzing twins,... Lion and Tiger.
Islak çimentoda dans ediyor gibiyim.
It's like waltzing in wet cement.
"Waltzing Matilda" yı söylememi ister misin?
would you Iike me to sing Waltzing Matilda?
"'2 çılgın fare dans edene kadar zıplamaya ve ayağa kalmaya çalıştın. "'
"'You've been shot full of hop "'until you're as crazy as two waltzing mice.
Julia Rainbird ve sen medyumlukla uğraşırken ne sen ne ben "eğer" lerle karnımızı doyuramayız.
I can't eat ifs and neither can you while Julia Rainbird and you are waltzing around in the great beyond.
Sen dans ediyorsun.
You're Waltzing.
Vals yapan orkideler gibi okyanusta kanat çırpan canlılar var.
There are beings that flutter through the ocean like waltzing orchids.
Buraya gelmesini beklediğim son kişi sendin.
RANCE : You're about the last person I expected to come waltzing in here.
Dans edeceğiz.
We're waltzing.
Waltzing Matilda'yı Hank Williams'ın bestelediğini sanıyordum.
"Waltzing Matilda", I thought Hank Williams wrote it.
Ve Demir Perde'den rahatlıkla kurtulduktan sonra San Pedro limanı gözüme ufak bir cennet gibi göründü.
And after waltzing my way out from behind the Iron Curtain, San Pedro harbor looked like a little piece of paradise... but not for everybody.
Vals yapıyorlar.
They are waltzing.
- Herhalde ikiniz vals yapmıyordunuz, huh?
- Guess you guys weren't waltzing, huh?
Ve senin Tanrın tasasızca evrende valsini sürdürüyor... bir tür kozmik Billy Burke gibi.
And your God goes waltzing blithely through the universe... like some kind of cosmic Billie Burke.
O güzel valsleri yapacağız bir, iki, üçleri.
We'll go waltzing those old one, two, threes
Evliliğinin ilk ayları, orman gezintileri, vals yapan Vicomte, hepsi yeniden gözünde canlandı.
Her early married life, walks in the woods... the Vicomte waltzing all passed before her eyes. Leon suddenly seemed as remote as the rest.
Ama kesinlikle İlyas'ın içeri dalmasını beklemiyorsun.
But you certainly don't expect Elijah to come waltzing in.
Vals yapar gibi etrafımdan dolaşmış.
He had me waltzing like a skirt.
Ve sen, Burada müzik kulağı olmadan vals yapmaya çalışıyorsun. Düşük yaşam Elvis taklitcisi... Benim büyük konçertomun ortasına düz bir sesle dalıyorsun.
And you come waltzing in here like some tone-deaf, low-life Elvis impersonator... throwing a B-flat into the middle of my A-sharp major concerto!
Oynuyor onunla.
He's waltzing with him.
Jaguarlı bir ayak doktorunun elinde ştrudellerle gelip...
I'm not letting a podiatrist with a Jaguar full of strudel come waltzing in here and...
Para biriktiriyorum dostum günün birinde dans ederek bu kapıdan içeri girdiğimde her şeyim yerli yerine oturmuş olacak.
I've been saving my pennies, buddy boy, and one of these days, I'm gonna come waltzing in that door with everything packed into all the right places.
Her yıl o zammı alıyorduk ama şimdi bu nazi çoraplı karı ortalıkta vals yapıyor, zammımızı vermiyor bunu da bize kemer sıkma politikası saçmalığıyla yutturuyor. Hiç adil değil!
We've been getting that raise every year and now this Nazi in nylons comes waltzing in here and cancels it with some vague crap about corporate belt-tightening.
Rıhtımdaki sarhoş Ruslar, 7 ve 8 yönünde. Büyükelçilikte benim yanımda vals yapan çift 9 ve 11 yönünde. Merdivenlerin üstünde Hannah'nın arkasında duran papyonlu garson, tam karşıda.
The drunk Russians on the embankment at 7 : 00 and 8 : 00, the couple waltzing around me at the embassy at 9 : 00 and 11 : 00, the waiter standing behind Hannah at the top of the stairs.
Sanki şu kapıdan dans ederek çıkacak...
As if he'll come waltzing right through that...
Bütün evrene sahip olmak üzereyim ve... bunu mahvedebilecek tek sersem ortalarda mı dolaşıyor? !
I'm about to rearrange the cosmos... and the one schlemiel who can louse it up... is waltzing around in the woods!
Hâlâ onun hayatına son verebiliriz.
Wait, big guy. - We can still cut in on his waltzing.
Genç bir erkeğin, vals yapmak ve çömlek boyamak gibi kadınsı olan aktivitelere katılması kesinlikle utanç verici bir şey.
On the scale of embarrassing and decidedly non-butch activities for a teenage male to be involved in waltzing is up there with painting pottery.
Buda ne demek oluyor, sen ve şu eksik etek Beaumanor'da ne yapıyordunuz?
What the hell is this about, you and some skirt waltzing around Beaumanor?
Gizlice fabrikaya gittiğimize inanamıyorum.
I can't believe we are waltzing right up to the factory.
Dalağım dışarı fırlamış vaziyette yolun ortasında yatıyorum... ve bir bakıyorum, bir dansözle birlikte güle oynaya geliyor.
I'm lying in the middle of the road with my spleen hanging out... and I see him waltzing up with some belly dancer girl.
Birilerinin arka bahçesine gidip vals yapmak istemeyiz.
We don't want to go waltzing into their backyard.
Dansı yatayda devam ettirmekten bahsediyorum ben.
I'm talking about waltzing horizontally.
Bir dahaki sefere buraya caz yapmaya gelirken bunu unutma.
Now don't forget that the next time you come waltzing in here.
Dışarıda bir aşağı bir yukarı dolaşıyor olacak...
He'll be waltzing up and down outside...
Buraya ödünç büyülerle gelip bana ne diyorsun?
Waltzing in here with your borrowed magics...
Ve gole gidiyor!
He is waltzing in for 6.
Belki Waltzing her işin olduğunda izin veriyor olabilir,
MAYBE WALTZING IN ANY TIME YOU PLEASED WAS OKAY WHEN YOU WERE RUNNING THINGS,
.. döndüğümde Chantal'ı salonda çırılçıplak bir halde buluyorum.
Chantal will come waltzing in the living room completely naked!
Vals yapıyorlar Mitchell.
They're waltzing, Mitchell!
3 ay önce dana derisinden bir çantam vardı, 3 parçalı bir takım giyip hükümet salonlarında vals yapıyordum.
Three months ago I had a calf-leather briefcase, wore a 3-piece suit... and I was waltzing through the halls of government.
Geçen seferki gibi kör noktamda dolaşarak bana gözdağı veremezsiniz.
And you waltzing around in my blind spot. not going to intimidate me this time.
Ne? Vals ve orkideler mi?
Waltzing and orchids?
Lisa kapıdan gelecek ve hata yaptığınımı söyliyecek?
Lisa's gonna come waltzing through that door, saying she made a mistake?
Tıpkı vals yapar gibi, dönüyorsunuz, tıpkı bir yarasa kadar körsünüz.
You " re, like, waltzing around, twirling around, you are, blind as a bat.