Weeble tradutor Inglês
25 parallel translation
Bundan daha aptal bir dalgıç gördün mü?
Have you ever seen a weeble snorkel? Look at him.
Sadece Weebles oyuncağım değildi, Weebles Sarayı ve Weeblesların sallanması için cankurtaranlı Weebles yolcu gemisi de vardı.
It wasn't just the Weebles, but the Weeble Play Palace and the Weeble's Cruise Ship with this lifeboat for the Weebles to wobble in.
Ama dallama hala burada.
And yet the weeble's still here.
Ne kadar terbiyesizdiler, bana Tombalak dediler.
They were so mean. They called me a Weeble.
Hey, dün gece Weeble Village'ın hemen arkasında EZ Bake fırın setini buldum.
Last night, I found a whole Weeble village behind the Easy-Bake Oven.
Kıçını al da, şuraya geç bakalım.
Bring your weeble-wobble ass over here.
Hayır, dışarıdaki sesleri dinliyorum.
Uh, no. This "Weeble Wobble Song", or whatever it is, scared me half to death.
Ben hacıyatmazım ve hacıyatmazlar sallanıp durur.
I'm a Weeble, and Weebles wobble. I'm gonna blow the whole finale... and the town is gonna hate me.
Weeble ile makineyi A ucunda başlatırız.
We start the machine with the Weeble at the A end.
Weeble toplamda iki dakika geçirmiştir ve tekrar...
The Weeble... has experienced a total of two minutes, and again it curves- -
Aaron, Weeble's aptal.
Aaron, the Weeble's stupid.
Weeble'ı B noktasına bile koysak hâlâ B noktasından atılana kadar bir ileri bir geri sıçrayacak.
Even if we were to put the Weeble in at point B... it's still going to bounce back and forth until it's kicked out at the B end.
Hakime, tahta tokmağıyla vurması için bir hacı yatmaz aldım.
I brought a Weeble for the judge to whack with his wood hammer.
Yani, oğlumuz smaç yapabilsin diye benim hacıyatmaz gibi olmamın önemi yok mu?
So, it's all right if I look like a Weeble Wobble as long as our son can dunk a basketball?
Acımasız Fıstık, Viski'den bir çifte yiyip raydan çıktı fakat tekrardan ayağa kalkıyor.
Babe Ruthless gets a double shove to the rail served up by Whiskey. But she's back up like a Weeble.
Tuzaklı falan değil Frank, bomboş bir sandık ve sen de mal gibi içine düşmüşsün.
It's not booby-trapped, Frank ; it's an empty trunk, and you fell into it like a Weeble wobble. Let's go.
"... hayat seni hacıyatmaz gibi devirdikçe...
" it's that when life knocks you down, like a Weeble,
"... sen de yine hacıyatmaz gibi doğrulacaksın.
" you have to come straight back up, also like a Weeble.
Tekerlekli tek hacı yatmazı ben imal ettim.
I mean, that's what these cars are about, right? I made the only rolling weeble wobble ever.
Hiç iyi değil, Weebble.
Not good, weeble.
Weeble, hayır!
Weeble, no!
Weeble ile arkadaşız.
I'm friends with Weeble.
Weeble'in tünelinin işe yaradığına inanamıyorum.
I can't believe Weeble's tunnel worked.
Sen benim, büyük, yuvarlak, kel, tüylü tombilimsin.
You're my big, round, bald, fuzzy Weeble-Wobble.
Hanimiş popoş topoşum?
Aw, who's the little weeble wobble?