Weeks tradutor Inglês
39,259 parallel translation
Kurban son iki haftadır güvenliğini yükseltmek için 16 kanal kamera sistemi kurdurmuş.
Our Vic upgraded her security over the past two weeks and had a 16-channel camera system installed.
Son birkaç haftadır, aynı numarayı 40 kere aramış.
Over the past couple of weeks, she made over 40 calls to the same number.
Birkaç hafta içinde onunla konuşmadım.
I haven't spoken to him in a few weeks.
Her iki haftada bir, müşterilerini almak için sana para ödeyecek. Poughkeepsie Belediye Havaalanı'nda.
Every couple weeks, he'd pay you to pick up clients of his at Poughkeepsie Municipal Airport.
Sen ve bu adam Amerika'ya geldi Sadece birkaç hafta önce.
You and this man arrived in the United States just a few weeks ago.
Birkaç hafta önce, onun konuştuğunu duydum. Telefonda bir kadınla, geç gece
A couple weeks ago, I heard him talking on the phone with some woman, late at night.
Yani, ben daha önce yaptığım da, planlaması haftalar sürmüştü.
I mean, when I did it in the past, it took weeks of planning.
Son altı haftadır benimle birlikte kalıyor.
For the past six weeks, she's been living with me.
Sara'nın bir kaç hafta içinde onlara gitmesi gerekecek, o yüzden araştırmaya devam edip konuşacak birini bulacağım.
Sara's not scheduled to leave for a couple of weeks, so, I'm gonna keep digging, find someone who will talk.
- Ne kadar oldu, iki hafta mı?
- For what, two weeks?
Her yaz iki haftalığına... zor mahallelerde oturan çocuk suçluları ağırlarmışlar.
They bussed in juvenile delinquents from rough neighborhoods every summer for two weeks.
Bir sene, çocukları yaz ayında birkaç hafta... ağırlamaya açık oluo olmadıklarını sordum. Ve onlar da kabul etti.
One year, I asked them if they were open to hosting the kids a couple weeks out of the summer, and they were all for it.
Hayır, genelde gardımı indirmem haftalar alır.
No, usually it takes me weeks to let my guard down.
Haftalardır ona karşı bir dava oluşturuyoruz.
We've been building a case against her for weeks.
Son altı haftada o kadar çok şey oldu ki sanki seni hiç göremedim, hiç konuşamadım.
A lot's happened in this last six weeks. I feel like I haven't seen you or talked to you.
Altı hafta önce bir FBI ajanı bana geldi.
Six weeks ago, an FBI agent approached me.
Tek bildiğim, biz daha dosyayı bilmezken, haftalar önce Hookstraten'a gidip planları istediği. Yani ya herkesin dediği gibi deli ya da bir şey biliyor.
All I know is that she went to Hookstraten looking for the blueprints for the Capitol Building weeks before we knew about the file, so she's either crazy, like everybody says or she knows something.
- 3 hafta önce ölmüş.
She'd been dead for 3 weeks.
- 3 yıl ve 3 hafta.
3 years and now 3 weeks.
Haftalardır görmediklerini söylemişler.
They said they hadn't seen him in weeks.
Geçtiğimiz haftalarda bu derin incelemelerin birisinde mi çalışıyordu?
Was he on one of these deep dives the last few weeks?
Ama bilginize ihtiyacım var. Son bir kaç haftadır Russell'ın nerde olduğunu bulmaya çalışıyoruz.
But I need some information from you- - we're trying to find out where Russell had been staying the last few weeks.
Geçtiğimiz haftalarda çalıştığı lokantaya bir çok kez geldiğini söylemiş.
Said he was in her diner a bunch of times over the last few weeks.
Birlik nişanından haftalar öncesinden haberin vardı. - Bana niye hiç bir şey söylemedin?
You've known about the unit citation for weeks- - why didn't you say anything?
Seni haftalar önce öldürmek istemiştim.
I wanted to kill you weeks ago.
-... bir otel odasında tutuyorsun beni.
- with your goons for weeks. - Goons.
Cabe, bir kaç haftalığına çökecek bir yere ihtiyacın var değil mi?
Cabe, you need a place to crash for a couple weeks, right?
Eğer mecbur kalırsak, burada haftalarca dayanabiliriz.
We could last in here for weeks if we had to.
Haftalarca burada kalacağımızı mı düşünüyorsunuz cidden?
You really think we'd be here for weeks?
Önümüzdeki birkaç hafta ihtiyacın olacak şeyleri al.
Just whatever you need for the next few weeks, okay?
Haftalar geçti.
It's been weeks.
Normalde bir sahte parça üzerinde haftalarca çalışır.
He usually spends weeks preparing a single counterfeit.
Mac'in El Noche ile temas kurması ve onun güvenini kazanması günler sürecektir.
It could take days or weeks for Mac to make contact and gain El Noche's trust.
Saigon'un birkaç haftası kaldı diyorlar
They say Saigon has weeks
Bana altı haftalık paramı verdi ama bir haftaya gidiyorum
He gave me six weeks income, I'll be gone in one
Polis bizim elemanlardan birini üç hafta önce yakaladı.
A cop took one of our guys three weeks ago.
Haftalar boyunca Frank seni ilk gününde çıkarmaktan söz etti.
You know, for weeks, all Frank could talk about was taking you out on your first day.
Bu tür hastalar yeni böbrek olmadan birkaç haftadan fazla yaşamazlar.
Patients like this don't live more than a few weeks without a new kidney.
İyileşme sürecin altı ila sekiz hafta sürecek.
Your recovery would take... six to eight weeks.
Daha dört haftalık hamile. Haiti'deki doktoru gözden kaçırmış olmalı.
Her doctor in Haiti must have missed it because she's only four weeks along.
Donör olmaya karar verdi. İyileşmesi en az altı hafta sürecek.
Now that she's decided to donate, she'll be in recovery for six weeks.
Tüm ekibim ve Patterson yayının yapıldığını yeri bulmaya çalışıyor. Ama bu, haftalar sürer.
I've got my whole team trying to trace it to a location, and so does Patterson, but... that would take weeks.
- İki hafta falan mı oldu?
- For what, two weeks?
Merak etme, bu cipsler birkaç haftaya belli olmayacaktır ve o zamana kadar da doktorumu değiştireceğim.
Don't worry. These chips won't show up for a couple of weeks, And by then i'll have switched doctors.
- Aslında haftalardır hazır.
Actually, it's been ready for weeks.
Kanka, kanka dinle. Her şey yolunda. Sadece dairesindeki işin birkaç hafta önce bittiğini öğrenmeni istememiş.
Buddy, buddy, listen, nothing bad is going on, she just... she just didn't want you to know that the work on her apartment was finished a couple weeks ago.
Mesela bunu haftalardır biliyordum ama ona en çok koyacak zamanı bekledim.
See, I've known that for weeks, but, you know, I waited till the moment when it would cause him the most pain.
Evim iki haftadır hazır.
My place has been ready for two weeks.
Belki haftalar içinde.
Maybe weeks.
Birkaç haftaya deri hücrelerimizi beyin hücrelerine dönüştürdüğümde ne kadar mutlu olacağını düşün.
Just think how happy you'll be in a few weeks when I've converted our skin cells into functional brain cells.
Peki 3 hafta önceki kurban Debra McDermott?
Now, what about Debra McDermott, the victim from 3 weeks ago?