English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ W ] / Weepy

Weepy tradutor Inglês

184 parallel translation
Kafayı bulup ağlamayı mı planlıyorsun?
Planning to get sloshed and weepy?
Sulu gözlü ve kadınımsı olmanın zamanı değil!
This is no time to go weepy and womanish!
Akşam yemeğinde gözlerin kızarmış olacak.
You'll be all red eyed and weepy at supper.
Oraya getirmiş oldukları ağlamaklı genç kıza aganigi naganigi yapmak üzereydiler.
They were about to perform a little of the old in-out, in-out on a weepy young devotchka they had there.
Hikayenin asıl acıklı ve trajik kısmı şimdi başlıyor....... kardeşlerim ve esas dostlarım.
This is the real weepy and tragic part of the story beginning O my brothers and only friends.
Geldiğin için çok teşekkür ederim.
[Weepy] Thank you for coming.
Gözü yaşlı aşk hastası kadının ağırbaşlı büyükanneye dönme zamanı.
A weepy, lovesick woman turns into a self-possessed grandmother.
Evan Drake'i ilk gördüğüm andan beri seviyorum.
All right, now... ( weepy ) : You know that I loved Evan Drake since the first time I met him.
Biliyorsun Evan'ı ilk gördüğüm andan beri seviyorum.
Well... ( weepy ) : as you know, I have loved Evan Drake since the first time I saw him.
Sulugöz, yaşlı bir kadın gibisin.
You sound like a weepy old woman.
Ama sen yaşlı gözlerle baktın : "Gitme, kollarında tut beni, Harry."
But you looked at me with these weepy eyes : " Don't go home.
Fazlasıyla heyecan yaşadım. Bir de ağlamana katlanamam.
I've had enough excitement without a dame going weepy on me.
Bu ağlamaklı ifadeyi bilirim.
- I know this weepy look on your face.
Sulugözlük etmeyin yanımda.
Well, don't get all weepy on me.
Ama onun yerine ağlamaklı gözlerine baktım. Fark etmeden şunu söyledim...
But instead, I looked into his weepy eyes and found my self saying- -
Sadece, eski bir film için... zırlamaya başlamadan konuşmayı becerebilecek bir kadın istiyorum.
Just someone who can converse without falling into weepy tears over an old movie.
Gözlerim sulandı.
I'm gettin'a little weepy.
Beni ve tüm arkadaşlarımı üzgünken gördün ve bir şey demedin.
You watched me and my friends get all weepy and didn't say anything.
Sürekli duygusalım.
I'm weepy all the time.
Ağlayacağım neredeyse!
I'm weepy.
Angel uyanık, ağlıyor ve pişmanlık içinde.
Angel's awake, weepy and full of regret.
Suratın bu hale giriyor işte, seni zırlak herif.
This is what you look like, you weepy bastard.
Dinleyin, bunu bir saat önce de söyleyebilirdim ama duygusallaşacağımdan korktum.
Listen, I would have said this an hour ago but I was afraid I'd get weepy.
Bill yalancıktan ağlar Newton anneleri suçlar
Bill just gets weepy Newt`s blaming teenage moms
... hiç büyüyemedin sulugöz!
... you good-for-nothing weepy-faced kid!
... seni işe yaramaz sulugöz!
... you good-for-nothing weepy-faced kid!
Tanrım, özür dilerim, karşınızda ağlamaklı oldum.
Oh, God, I'm sorry. I'm getting all weepy in front of you.
Taftayı çok severim. Çiçekçi kızı görünce gözlerim dolar.
I'm a sucker for taffeta, the sight of the little flower girl makes me weepy!
Eve ağlamaklı halde gelecek ve sen ona şunu diyeceksin, " Oh, sorun değil.
She'll come home all weepy and you'll be telling her, " Oh, that's okay.
Kız da biraz etrafta takılmış, gözyaşları içinde birkaç telefon görüşmesi yapmış birilerini aramış, sonra da fotoğrafçının özel bürosuna çıkmış.
She made some weepy phone calls then went to Carlo's private office.
Adamın birinin evinde kalorifer yanmıyor diye ağlamamız mı gerek?
We're supposed to be all weepy because the heat's off in some guy's loft?
Genellikle bir ya da iki kız toplantı sonunda zırlar.
Usually one or two gals get all weepy after the meeting.
- Dur, neredeyse ağlayacağım.
I'm getting all weepy.
İçimdeki ağlayan çocuğu gizlemeye çalışıyorum.
Just covering for the weepy chicken within.
Şimdi ağlama zamanı değil.
Now's not the time to get all weepy.
Bu sulugöz, yapışkan, nemli canavarı özgür bırakacağımı bilmiyordum.
I didn't know that I was gonna unleash... this weepy, clingy, moist monster!
Burada bir takım kurdum ama depresyonlular çok sulu gözlü oluyorlar.
I started a team here, but the depressives were too weepy.
Sen buna karışma küçük şempanze!
You stay out of this, you weepy little chimp.
Küçük Serseri karakteriyle herkesi güldürüp onu göstermeden acıklı bir dram yaratabiliyorsun.
Just when you got everyone laughing at your Little Tramp character, you make some weepy melodrama without him.
Ağlak, ağır ve cesur her türlü şarkıyı çalıyoruz.
Anything weepy, anything mopey anything's that's even remotely a bummer.
Yine ağlamaya mı başlayacaksın?
You gonna get all weepy on me again?
Gerçek şu ki, romantik, ağlak, kendi-duygularını-reddetmeyen-adamlar... sizi hasta ediyor - onlardan iğreniyorsunuz.
The fact is that touchy-feely, weepy, in-touch-with-their-feelings guys... make you sick- - you're repulsed by them.
Sen sadece üzeri açıldığında örtmek için buradasın?
You're just going to bird-dog the kid until he gets weepy and pulls a prodigal?
Halime bak, sulu gözlü moruk bir kocakarı gibi oldum.
Look at me, acting like a weepy old woman now.
Narkozdan uyanınca biraz ağlamaklı olabilir.
When she comes out of her anesthesia, she might be a little weepy.
Küçük kötü bir kız olduğun için sulugözlük yaparak kendini Angel'a öldürtmeye çalıştığın seferi hatırlıyor musun?
You remember that time you tried to get Angel to kill you because you felt all weepy over being such a bad little girl?
Mızmızlanacak ya da hayıflanacak biri lazım olursa seni arayabilirim.
That way, if I need someone to get weepy or walled on, I can call you.
Anne, ben artık gözü yaşlı küçük sevgi dolu kadın değilim.
Mom, I'm not this weepy, little love-maker woman.
Evet, siz donanmacıların sulu göz olduğunu biliyordum.
Yeah, I always knew you Marines were a weepy bunch of motherfuckers.
Islanmadan önce,
BEFORE I GET ALL WEEPY,
Fazla kafana takma.
Don't go getting sad and weepy on us.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]