Were tradutor Inglês
516,947 parallel translation
Bize içinde olduğunuz yeri anlatır mısı?
Can you tell us about that place you were in?
Onu umut dolu bir dünyada... bıraktığını düşünerek öldün... ama öyle olmadı.
You died thinking that you were leaving her in a world full of hope, but that's not what happened.
Öldüğünü düşünmüştüm.
I thought you were dead.
Hızlandırıcıyı da tanımlamayı başardık.
We were able to identify the accelerant.
Doğduğun gün aldığım park bileti.
The parking ticket I got the day you were born.
Hatırladığım kadarıyla, en son, gezegendeki tüm hayvanları öldürüyordunuz. Yani, hayır, kalsın.
Last I checked, you were trying to murder every animal on the planet, so, um... no, thanks.
- Lütfen, biz sadece...
- Please. We were just...
- Neden?
- I always imagined you were smarter than you appeared. - Why?
Sibirya'dalardı.
You were in Siberia.
Durum tam tersi olsaydı o benim için bunu yapardı.
I know if the roles were reversed, he would do it for me.
Odamın kapısının önündeyken söylemiştim.
We were standing outside my room in the hallway.
Bunlar Amy'nin sözleriydi.
Those were Amy's words.
Bütün ilişkilerimizin böyle berbat durumda olduğunu hiç bilmiyordum.
I had no idea all our relationships were such a disaster.
- Leonard ve Penny tartışıyorlardı -
Leonard and Penny were arguing...
Sheldon sinirliydi, Leonard ve Penny de kavga ediyordu.
Sheldon was upset, Leonard and Penny were fighting.
Bağımsız olsan daha iyi hissetmez misin?
Wouldn't you feel better about yourself if you were more independent?
İşe gitmeden önce kahvaltı edeceğiz sanıyordum.
I thought we were getting breakfast before work.
Yanlış sayısal modeli kullandığını hissetmiştim.
You know, I had a feeling you were using the wrong computational model, but I didn't say anything'cause you're so sensitive.
- Ama benimle çalışacağını söylemiştin.
But you said you were working with me.
Ve elleri dondurulmuş iki tundra parçası gibiydi.
And her hands were like two frozen chunks of tundra.
Apartmandaymışsın. Üniversiteye gitmişsin. Sonra da Colorado Bulvarında bir yere gitmişsin.
Uh, you were in the building, you were at the university, then you were somewhere on Colorado Boulevard.
Öyleyse başlangıçtan beri yanımızda olan birilerinden dinleyelim.
So let's hear from some people who were there at the very start.
Polis der ki "Saatte 137 km hızla gittiğinizin farkında mıydınız?"
And the policeman says, ? Did you know you were going 85 miles per hour?
İzleyenler o kadar sinirlendiler ki gecenin geri kalanında tek bir kişi bile aramadı.
People were so upset about it no one else called in the rest of the night.
Kariyerine odaklanmak için karı kız işlerine ara verdiğini sanıyordum.
I thought you were taking a break from women to focus on your career.
Senin büyütüldüğün gibi olmasın. Kızımız biraz daha bağımsız yetişsin.
It would be nice to raise Halley to be a little more independent than you were.
Bert profilini nasıl güncellediğini anlatıyordun. Doğru.
So, Bert, you were telling us how you updated your profile?
Beni sevdiğini sanıyordum.
Hey! I thought you were sweet on me.
Haklıydın, ben hatalıydım.
You were right, I was wrong.
Evde olduğunu bilmiyordum.
Hey, I didn't know you were home.
- Ciddiyim, neredeydin?
Seriously, where were you?
Onca yıldır benimle dalga geçerken senin de bir vantrilok olduğuna inanamıyorum.
I can't believe you made fun of me all these years while you were a closeted ventriloquist.
Güzellik yarışmalarındaydım ve diğer yarışmacıların hamile olduğu dedikodusunu yaymaktan başka bir yeteneğe ihtiyacım vardı.
I was in beauty pageants and I needed a talent besides spreading rumors that the other contestants were pregnant.
Ondan sonra şehir kendi kendine genişledi. İnsanlar illegal yerleşimciler olarak görülüyor ve yok ediliyordu.
After that, the city expanded on its own... and humans were seen as illegal residents... and exterminated.
Bir ara burada yaklaşık 400 insan vardı.
At the most, there were about 400 people living here.
Eminim ki zaten biliyorsundur ama av alanları arayanların çoğu. Muhafız tarafından öldürüldü.
I'm sure you already know, but people looked for a new hunting ground before and they were all killed by the Safeguard.
Eğer öyle bir insan olsaydı şehir yıllar önce yeniden işlemeye başlardı.
If there were any humans like that, then this city would have been made functional again ages ago.
Deneylerimiz başarılı old...
The experiments were successful.
Ama sonra savunma mekanizmaları bizi tespit etti ve sonucu görebiliyorsun.
But then we were found by their defense mechanisms... and you can see what happened.
Korktun mu?
Were you scared?
Benim yanımda başkaları da vardı ama hepsi aramızdan ayrıldı.
There were others with me before... but they all passed away.
Sen... ona bağlandın mı?
You were able to connect?
Killy ile birlikteydin, değil mi?
You were with Killy, right, Zuru?
Senin sayende kurtulduk.
We were saved thanks to you.
Sen eşinin doğum işleriyle uğraşırken ben de en güzel doğum hediyesi fikrini arıyordum.
While you were off endlessly measuring your wife's cervix, I was coming up with the greatest push gift idea ever.
- Harikaydın.
You were amazing.
- Hayır, asıl sen harikaydın.
No, you were amazing.
Sanki biz genç ve fakirken arabaya gücümüz yetmiyordu, değil mi?
It's like when we were young and poor and we couldn't afford cars, right?
Biz aptaldık.
We were idiots.
Hiç ilgilenmiyorlardı.
They were not interested in the slightest.
Şimdiye kadar var olan tüm oyuncaklar gibiydi, dünya tarihinin hepsi, yığılmıştı ve göğe kadar çıkmış gibiydi.
And it was, like, all the toys that have ever existed, like, in the history of the world were, like, piled up and, like... like... like, stretched up to the sky.