English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ W ] / Whales

Whales tradutor Inglês

1,378 parallel translation
Balinalar!
It's whales!
Balinaları bulmalıyız!
We gotta find the whales!
Bekleyin, balinaları şimdi gördüm.
Hold on, I'm seeing those whales now. Whoa!
Balinalar bir şeyin etrafında dönüyor.
Those whales are circling something. Hold on, hold on.
Balinaları ve, oh, tanrım, oh, lanet fok yavrularına ne dersin?
Worrying about whales and, oh, God, oh, what about fucking baby seals?
balinalar tam zıpkın yedikleri yere geri dönebilirlermiş.
I read somewhere that... whales can find their way back to the exact same spot where they got thrown a harpoon.
Yani, parayı siz kazandınız ve para sizindir.
My Euro-whales need a private baccarat table every night from sunset to sunrise.
Midem bulanıyor.
My whales, they have a few superstitions. Like what?
- Öyle ama dans ettiğin zaman kodamanları sana yönlendirecek kadar tanırdı seni.
Informally enough for him to direct the high-end whales your way when you were dancing. ( laughs ) Ooh...
Gerçi ben balinalardan nefret ederim.
Though, personally, I hate whales.
Ve balinalar beşinci olarak, sadece eğlenmek için öldürür.
And the fifth reason whales kill is for the sheer fun of it.
Balinalar sadece kumar oynarken değerliler.
These so-called whales are only valuable when they're gambling.
Onlara da balina adını veririz.
We call them whales.
Balinaların intikamını almak istiyor.
He's looking for retribution for the whales.
Balinaları eğitmem gerekiyor.
Well, I've got whales to train.
Salak balinalar.
Stupid whales.
Gemiyle Alaska'ya yolculuğa çıkalım diye tutturmuştu, buzullar ve balinalar falan.
We took one of those little cruises to Alaska. Glaciers and whales, I didn't quite see the point of it all.
Bir köpekbalığını da yemledim.
And the coolest thing was the whales.
Karada yaşayan geyik benzeri yaratıklar olan balina ataları suya ilk kez 55 milyon yıI kadar önce girdi.
The land-living, deer-like creatures, ancestors of the great whales, first entered the water around 55 million years ago.
Büyük balinalar okyanusların engin maviliği içinde dolaşırlar. Yunuslar gibi sesle iletişim kurarlar.
Down in the blue immensities of the oceans, where the great whales spend so much of their time, they communicate, like dolphins, with sound.
Yüksek sesler yüzlerce kilometre uzaktan duyulabilir o yüzden balinalar uzaklarda dalgaların sahile çarpmasının seslerini duyabilir ve bunu kullanarak yönünü tayin edebilir çünkü engin sularda baz alınacak başka bir nirengi noktası yoktur.
Loud noises can be heard hundreds of miles away, so whales may be able to listen to the distant thunder of waves breaking on a shore and use that to find their way around the otherwise featureless expanses of the open oceans.
Kambur balinalar özellikle çok karmaşık şarkılar geliştirmiştir.
Humpback whales have developed particularly complex songs.
Patagonya sahillerinin açıklarında güney buzul balinaları toplanıyor.
Off the coast of Patagonia, southern right whales are assembling.
Ve burada bu balinalar, kalıcı olarak denizde yaşayan tüm memelilerin en büyük sorununa nasıI bir çözüm bulduklarını gösterirler. Suyun içinde çiftleşmek.
And here, these whales demonstrate their solution to that crucial problem for all mammals if they are to live permanently in the sea - how to breed in water.
Erkek buzul balinalarının testisleri dünyanın en büyüğüdür.
Male right whales have gigantic testes, the largest in the world.
Her zaman böyle saplantıların vardı. İyi olmuş.
If you close your eyes, it sounds like a waterfall, or whales humping.
Hiç balina yok mu?
Aren't there any whales?
- Balinalar geldi mi?
- Have the whales come yet?
Bir çocuk balinaların nereden gelip nereye gittiğini merak etmişti.
A boy wanted to know where the whales go when they leave.
Balinalar hakkında tek kelime etmiyorlardı.
Not a word about the whales.
Birgün meraklanmaktan vaz geçti, ve balinalarla yüzmeye gitti.
One day he stopped asking, and went to swim with the whales.
Yüzey parlak bir kristaldir... ve balinalar uçmaktadır.
The surface is a shiny crystal... and whales fly.
Balinalar utangaç oldukları kadar meraklıdırlar.
whales are shy, but they're also curious.
O zaman balinaların nereye gittiğini merak etmekten vaz geçer.. ve oturup onları beklemekten mutluluk duymaya başlar.
So he stopped wondering where the whales go... and was happy to just sit and wait for them.
Balinalarla yüzdüğün doğru mu?
Is it true you swim with whales?
- Balinalar.
- whales.
Buraya balinalar hakkında bir kitap yazmaya gelmedin değil mi?
You didn't really come to write a book on whales, did you?
Balinalar çok yakından işitilebiliyordu, sanki çağırıyorlarmış gibi.
The whales could be heard really close, as if they were calling.
Bu yönden geldiler... ve balinaların üzerinde döndüler.
They came this way... and circled over the whales.
Balinalar!
whales!
Balinaların üzerinde daireler çiziyorlar.
They're making circles above the whales.
Balinaların şarkısını duyabiliyor musun? Çok güzel.
Can you hear the jack whales singing?
Balinalar, denizayıları ve diğer memeli deniz hayvanları, diğer köpek balıkları, balıklar, ıstakoz ve kaplumbağalar onun menüsündedir.
When they do eat, the menu consists of whales, seals and other marine mammals, other sharks, fish, lobsters and tulles.
Blok buzlardan yapacağız.
All right, there's three whales who need my attention.
Onlara hayır demek imkânsız.
This is business. So I need a list of her whales, and I'll call them all personally.
Bu odalar sadece seçkinler ve ensesi kalınlar için.
These rooms are just for whales and royalty.
Sizin çocuklar kulübüm Acid Drop'a bir sürü müşteri gönderdi.
It's a pleasure to meet you. Your hosts, send a lot of your whales to my club, acid drop.
Bedava dondurma alabilmek için dondurmacıda çalışmamı istiyordu.
He wanted me to work at the Carvel ice cream store so he could get free Fudgie the Whales.
Balinalar!
Stick! It's whales!
Balinalardan çok nefret ediyorsun anlaşılan.
Boy, you really hate whales, don't you?
Kapat dedim.
Or whales, humping.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]