Whiny tradutor Inglês
304 parallel translation
Bezgin ve dırdırcı olduğum için benimle ayrılır mıydın?
If you broke up with me because I'm tired and whiny?
Senin sesin de burnundan geliyor.
You've a whiny voice!
Çocukluğumdan beri böyle bir salak görmedim senin gibi mızmız!
Never in all my born days met such a whiny candy-ass as you!
Bu sen değilsin. Bu karasevdalı, zavallı, mızmız...
That sounds like some lovesick self-pitying, whiny...
Sızlanan herif nerede?
Where's the whiny guy?
Bankadaki soyguncunun sakallı, zırlayan bir adam ya da sarışın birinden öte olduğunu düşünmek fazla saplantılı olurdu. Neler buldunuz?
Knew we'd be too obsessed by the perpetrator inside the bank to see much more than a beard or a blond or a whiny jerk.
Mızmız, huysuz görüntünün altında,... bazen ufacık bir erkeklik kırıntısına rastladığımı söylüyorum.
I'm just merely saying that beneath that whiny, abrasive exterior of yours, I sometimes get a tiny, eensy glimpse of something almost manly.
Mızmız, şımarık biri. Ve bana Karen diyor.
She's whiny, demanding, and she calls me Karen.
Hep çok tiz ve cırlak çıkıyor.
It always sounds so high and whiny.
Siz şu ana kadar başıma gelen en nankör, uzlaşmaz, bencil, mızmız ve huysuz talihsizliksiniz.
You are by far the most ungrateful, disagreeable, self-centred, whiny fusspot I've had the misfortune of dealing with!
Carter, şu mızmız adamı al.
Carter, take this whiny guy.
Tamam, mızmızsın takıntılısın, güvenilmezsin....... çekingensin,...
Okay, you're whiny you are obsessive, you are insecure you're gutless.
Etrafımda, sızlanma davranışları görmekten bıktım.
I'm tired of the whiny, cranky attitudes we see around here.
Sen, lanet küçük sızlanan biri gibisin, adamım.
You're like a fuckin'little whiny bitch, man.
Kimse ağlak bebekleri sevmez Bud.
Nobody likes a whiny baby, Bud.
Anne, sana hakaret etti farkındaysan.
Mom, he just called you fat and whiny.
Ama Danny iyi bir cocuk senin gibi korkak degil.
He's not some whiny pussy like you.
Filmde Illinoisteki Shermer adında ki küçük kasabada her şey vardı. Etrafta fıstıklar gezinip duruyordu.
All these movies take place in this small town called Shermer, Illinois... where all the honeys are top-shelf but all the dudes are whiny pussies.
Ben burnunu çekerek ağlayan, mızmız Buffy değilim.
I'm not a sniveling, whiny, little cry-Buffy.
Sadece biraz dırdırcı.
Kinda whiny.
Aynı halinden şikayetçi, yeniyetme, büyük konuşup küçük işler yapan salağım.
The same whiny, adolescent, big-talking, small-doing loser that I was a year ago.
Sonra da o genizden, mızmız sesiyle yakınmayı sürdürüyor.
Then he keeps complaining in that nasal whiny voice.
Amma dırdırcı bir kamçı, değil mi?
She's a whiny little runt, isn't she?
Benden ayrılıyorsun çünkü çok mu sızlanıyorum?
You're ending this with me because I'm too whiny?
Diyorsun ki çok sızlanıyorum diye senin sinirlerini bozuyorum Janice.
So you're saying I've become so whiny that I annoy you Janice.
Sen şu sızlanan köylüsün.
You're that whiny peasant.
Gördüğüm tek şey yarın okula gidecek olan bir ufaklık.
All I see is a whiny little runt who's going back to school tomorrow.
Yalnız, avcı küçük, mızmız bir kız. Ama konu savaşmak olduğunda kazanmak gibi bir alışkanlığı var.
The thing about the Slayer is, she is whiny, but when it comes to the fighting she does have a tendency to win.
Eğer Pacey'e ne kadar stresli olduğumu söylersem, benim zavallı mızmız bir bebek olduğumu düşünecek.
If I tell Pacey how stressed I am, he's just gonna think that I'm this... -... pathetic, whiny cry-baby, you know?
Bu kadar mızmızlanmasan çaktırmadan yanlarından geçirebilirdik.
If you hadn't been so whiny, we could have snuck it by them.
Ama şimdi mızmızlanan küçük bir orospu olmuşsun.
And now you're a whiny little bitch.
Sen de benim şımarık, mızmız, paten yapan prensesim.
And you are my... my spoiled, whiny skating princess.
Belki kız sadece senin sıska, mızmız erkek bedenine sıkışmış kız bebeklerini istemiyordur.
Maybe she just doesn't want to have your skinny, whiny... girl-trapped-in-a-boy-body babies.
Bütün Amerikalıların senin gibi mızmız boklar olduğunu düşünmesini mi istiyorsun?
Do you want her to think all Americans are whiny-assed little shits like you? Is that what you want?
Kurbanın acılı ailesi karşı çıkıyor.
The victim's whiny family's protesting.
Analarınızı düzerken siz de izleyeceksiniz. Küçük fahişler gibi ağlayacaksınız.
We're gonna fuck your mothers while you watch and cry... like little whiny bitches.
Onun, namus düşkünü, egoist, bencil, mızmız aşırı iç dünyasına dalmış, gariban bir zavallı olduğunu düşünüyordum.
I thought she was just some loser, prissy, navel-gazing, self-centered, whiny, overly-introspective little freak.
Aisha şahidim olsun ki, bundan sonra kurabiye ve sarılmak için mızmızlanan ilk stajyerin canını yakarım.
The next whiny intern that comes to me for a cookie and a hug, I swear to Aisha, I'm going to hurt them.
Beni o bir avuç hoşnutsuzla girdiğin ağlak, zavallı laf dalaşınıza... alet etme! Umarım birbirinizi öldürürsünüz.
Don't drag me into your pathetic, whiny, little squabble with that bunch of malcontents.
Kesinlikle mızmızı sevdim.
I definitely like whiny.
Senin zavallı mazeretin ne, seni küçük mızmız yağcı.
What's your pathetic excuse, you whiny little suck-up?
- Böyle bir kişneme sesiyle değil tabi.
- Not in such a whiny voice.
Zırlayıp duran bir orospu çocuğusun.
You are a whiny son of a bitch right now, aren't you?
Taa gettonun ortasında bile eğitim verdim... ve o getto çocuklarından hiçbiri... sizin kadar sızlanmıyordu.
I have taught in the heart of a ghetto... and none of those ghetto kids... were anywhere near as whiny as any of you.
Mızmız.
Whiny.
Mızmızlanmak için zaman yok.
Yeah, no rest for the whiny.
Belki müzik kutusu bir gece için yeterince sızlanan hatun rockçıları dinlediğimizi düşünerek reddetmiştir.
Maybe the jukebox rejected it on the grounds there's been plenty enough whiny chick-rock for one night, thank you very much.
Ama Rachel sızlanman yetersizdi.
Your Rachel wasn't whiny enough.
- Tamam be!
- Not in such a whiny voice.
Şimdi hem salak hem de mızmız oldu.
[Screaming] Ow! - Now he's stupid and whiny.
Aynen. Herkes şımarmadıkça... Hayır.
Every selfish, whiny, little de... no, you cannot seat me next to Tim Walsh.