English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ W ] / Wonky

Wonky tradutor Inglês

127 parallel translation
İyi duyulmadı.
Hearing wonky.
- Hâlâ biraz kötü.
- Still a bit wonky.
Biraz bitkinler.
They're a bit wonky.
Jimmy, kompresör odasına bir göz atar mısın?
Jimmy, go check the compressor room. There's something wonky with the AC.
Amatör büyücünün büyüsü kontrolden çıktığında, Xander yeni bir diş çıkardığında buraya yine sürünerek gelmeni, kapımı çalıp yardım dilenmeni istemiyorum.
And I don't want you crawling back here knocking on my door pleading for help the second Teen Witch's magic goes all wonky or little Xander cuts a new tooth. We're through. Got it?
Fazla dipdibe koyunca kötü sonuçlar oluşuyor.
Tend to go a bit wonky if you cram them too close.
Kayıt cihazımız da çalışmıyor.
And our tape machine's wonky.
- Leo, güçlerim neden bozukmuş?
- Leo, why are my powers so wonky?
Zaman kayıyordu.
Time going wonky?
Döndüğümden beri her şey biraz bulanık.
Oh, things have been wonky for me ever since I got back.
Evet, farketmemiş olma ihtimaline karşılık, ki biliyorum etmedin, vücudum, düşüncelerim, rüyalarım hepsi sapıttı.
Yeah, in case you haven't noticed, which I know you haven't, my body, my thoughts, my dreams, have all gone wonky.
Çipin bozulmasının bir nedeni olmalı.
There must be a reason why the chip is going wonky.
Çipin bozulmasının bir sebebi olmalı.
There's gotta be a reason why the chip is going all wonky.
Şeyler biraz sakat gitmek sadece tür.
Things just kind of go little wonky.
Harry'de garip bir haç var.
Harry's got sort of a wonky cross.
Tenis oynamam lazım ve orman gezileri beni ürkütüyor.
I have to play tennis soon, and, well, to be honest... that stretch of the jungle gives me an extraordinary case of the wonky britches.
- Biraz zayıf ama idare eder.
- It's a little wonky but it'll hold.
Richard yaptı Ne olursa olsun sakat gitti ve bir şekilde onu etkilemiş olabilir.
Whatever Richard did could have gone wonky and affected her somehow.
Sanırım pusulam kafayı yedi.
I think my compass has gone wonky.
- Kronki-vonki!
- Kronky-wonky!
Oynayan gözüne mi düzgün olanına mı?
Shall I look you in your wonky eye or your good eye?
İlaçlarım biraz halsiz hissetmeme neden oluyor.
My medication makes me feel a little wonky.
Tüm sakat.
All wonky.
Çölde çenesi kırık bir çakal bulabilecegini mi düşünüyorsun?
You can find one coyote with a wonky jaw in the desert?
3 yavru, 3 dişi ve iki erkek- - sakat çeneli olan lider de dahil olmak üzere.
Three pups, three females, two males- - including the leader with the wonky jaw.
Bozuk kilidi tamir etmek için çağırıldık. Bir dakika bile sürmez.
All right, we got called in to fix a wonky latch, it shouldn't take a minute.
Dengeleyiciler biraz sakat, korkarım ki.
Stabilizers are a bit wonky, I'm afraid.
Ama işler bir anda kötüye gitti. Tam tutkunun can çekiştiği bir sırada...
But things get wonky and in the throes of passion, you remembered,
Örneğin, Toki Wartooth şimdilerde Willard Wonky... Şeker-el Şeker şirketiyle sponsorluk anlaşması içinde.
For exampIe, Toki Wartooth now endorses... the WiIIard Wonky Candy-hand Candy corporation.
demek istiyorum ki, belki de gözcü biraz yanlışlık yapıyordur.
i mean, maybe the sentinel's just acting a little wonky.
Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama Gonzales ve Whittaker'i izlemek için izle ve öde satın almıştım. Ama kablolum bozuldu.
I'm sorry to bug you guys, but i shelled out for the pay-per-view- - gonzales and whittaker- - and now my cable's gone all wonky.
Biraz bunaktır, anlarsınız ya.
Just a bit wonky, if you know what I mean.
Hey, çocuk, bana sattığın video, karmakarışık.
Hey, boy! That video you're selling me, it all wonky.
Hepimiz Dradisin bu gezegen yakınında güvenilmez olduğunu biliyoruz Karl.
And we all know that dradis can be wonky near this planet, Karl.
Evet, benim kuş kalkmayınca biraz canım sıkıldı.
Yeah, my willy's gone wonky and I'm a little bit mad.
Evet, çünkü benimki iktidarsızlaştı ve ben biraz delirdim.
Yeah, because my willy's gone wonky and I'm a little bit mad.
Ben de yüzümde çürük istiyorum.
I wanna get wonky off my face too.
- Şu gözleri bozuk olan adam mı peki?
- Is he the one with the wonky eye, then?
Tam çalışmıyor ama.
Yeah, it's kind of wonky.
1700 yıldan daha eski bir eser ve merkezdeki taşı biraz gevşek.
It is over 1,700 years old. The central stone is a little wonky.
Wonky Ron ya da Simon Foster'a ne dersin?
Wonky Ron or how about Simon Foster?
Bozuk bir tekerlek gibi, gidemiyor.
He's like a wonky wheel, he can't get going.
" Üzerlerini yünle kaplayın, onlara Wonky Donky Canavaları diyeceğiz.
"Cover'em in fur, we'll call'em Wonky Donky Monsters".
Sıcak su biraz sakat.
Um, hot water's a little wonky.
Biraz çürük kokuyor ama.
- It still smells a little wonky, though. - That's normal.
Çevremizdeki dünyada ; düzensiz, çürük şekilli ve sürekli değişimle karakterize olmuş bir dünyada gözlemlediğimiz şeyleri açıklamak için herhangi bir gücü yoktu.
It had no power to explain what we observe in the world around us, a world characterised by irregular, wonky shapes and constant change.
Ölülerin etrafında huzursuz oluyorum da.
It's just, I, you know, I get wonky around dead stuff.
Burada işler biraz yolundan çıkmış gibi.
And it seems like things have gotten a little wonky around here.
Ehliyetimi kaybedersem, işten atılırım.
- I wasn't even driving wonky. If I lose my license, I'll get fired.
Biraz dengesizsin.
You were a bit wonky.
Ve bu hoşuma gitmiyor.
AND IT MAKES MY BRAIN ALL WONKY, AND I DON'T LIKE IT.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]