Wore tradutor Inglês
4,988 parallel translation
~ Dağların adamı buluttan bir şapka giyer.
Mountain man wore a cloud hat
Bunu lise mezuniyetinde giymiştim ben.
I wore this at my high school graduation.
- Okulda yeni kızdı ve o prenses elbisesini bir ay kadar her gün giydi.
- She was new to our school and she wore this princess dress every day for like a month.
Daha da kötüsü kahverengi ve siyahı beraber giyerdi.
The one who couldn't even add, and worse than that, she wore brown with black together.
Asla kahverengi ve siyahı beraber giyen bir kadınla birlikte olmazsın sen.
Of course you weren't. You would never sleep with someone who wore brown with black together.
Smokin pantolonu ona o kadar yakışmıştı ki.
He wore the hell out of those tuxedo pants.
Birinci sınıfta giydiğin kostümü hatırlıyor musun?
Uh, well, you know that costume you wore in first grade?
Emniyet kemerimi takmıştım.
I wore my seatbelt.
Yediğimi, giydiğimi, takıldığım kişileri.
What I ate, what I wore, who I hung out with.
Bu elbiseyi en son ne zaman giydin?
When was the last time you wore this dress?
- Çocuklar sıcak olunca takıyorlardı.
- The kids wore them while they warmed up.
Demek o yüzden dün okyanusa yüzmeye gittiğimizde kocaman beyaz bir tişört giydin?
Ah. Is that why you wore a giant white T-shirt when you went swimming in the ocean yesterday?
Mike, onu son giyen adam patladı.
Mike, the last guy who wore that exploded.
Başkan yardımcısının da bulunduğu bir sığınakta intihar yeleği giymişti.
He wore a suicide vest into a bunker with the vice president.
"Güneş gözlüğümü takarak o yere gittim..."
"I wore my sunglasses and went to that place"
Benim zamanımda kız arkadaşın senin yüzüğünü takardı.
In my day, your best gal just wore your ring.
Oh, aslında, önceki Yüzbaşı kravatı pek önemsemezdi.
Oh, actually, the last Captain didn't care if we wore ties.
Siyah deri bir ceket giyer ve kasabada dolanırlar, ve Şerifi kaçırır kadınlara saldırırlar.
You wore black leather and you took over the town, and you ran the sheriff off, and attacked the women.
Grunwald'ın uzun şort giydiğini sanmıyorum.
I don't think the Grunwald wore board shorts.
Annen değil.
You wore those shoes that night, not your mother.
Bu saçmalığı cidden giyen var mı?
People really wore this crap?
Yağmur da yağsa, kar da yaz da olsa, kış da bizim Dong Gu'muz hep o yeşil eşofmanları giyerdi.
No matter if it's raining or snowing.. No matter if it's summer or winter.. Dong Gu, the idiot who always wore green clothes,
Bundan çok nefret ediyorum, nasıl bağlandığını bile bilmiyorum.
I fucking hate it, I don't even know why I wore it.
Eldiven taksaydı zaten parmak izi kalmayacaktı.
If he wore gloves, there won't be any prints.
Gölge. Şemsiyesi yok, kamuflaj rengi ceket giyiyor.
He had no umbrella, wore navy raincoat.
Bu elbiseyi Renxing'in yaş gününde giymiştim.
You wore it at Lensing's birthday party.
Bu gün pantolon mu giydiniz?
You wore pants today?
Percocets etkisi geçti.
Percocets just wore off.
Birinci sınıfta sırf kendimi göstermek için giydiğim gelinliği ve askeri botları unutalım.
Forget the wedding dress and combat boots that I wore all the way through freshmen year
Operada bu elbiseyi giydiğim gece tekrar giyebilmekten ötürü başka bir olayın olmasını umut ediyordum.
The night I wore this dress to the opera, I was hoping I'd have another fancy occasion to put it on.
Annem bitik haldeydi çok fenaydı.
My mom was ran ragged. Wore down.
- MOPP takımlarını bu yüzden mi giyiyordunuz?
- That's why you wore the MOPP suits?
MOPP takımlarını bu yüzden giydik ve bu yüzden siviller öldü.
That's why we wore the MOPP suits and that's why civilians died.
Cenazesinden bu yana üç hafta geçti ve cenazede giydiğim takım elbiseye bakma cesaretini bile bugün bulabildim.
Three weeks to the day since his funeral, and it's the first time I've had the courage to even look at the suit I wore to it.
Okul balosunda sarı bir elbise giymiştim.
At the final school dance I wore a yellow dress.
Hayır aslında onları hiç giymedim.
No. I never actually wore them.
Sen çocukken daha sağlıklı şeyler giyiyordun, değil mi?
You wore huskies as a kid, didn't you?
Peruk takıyordu. Zapt edilmezdi. Zar zor konuşabildi.
He wore a wig all unruly he could barely even speak.
Topuklu giymeseydim geçerdim seni.
I would have had you if I wore flats.
Dinleyici takıyordum.
I wore a wire.
Dinleyici takıyordun demek.
You wore a wire.
Ziva bunu NCIS'teki ilk gününde giymişti.
She wore it her first day at NCIS.
Ve bugün onu giyiyorum. Daha iyi hissettiriyor.
And I wore it today, and it just made me feel better.
Vallahi sanırım geçen hafta akşam yemeğinde takıyordum.
I swear I think I... I think I even wore it to dinner last week.
Etrafımın suçlularla çevrili olduğunu fark ettim. Tek fark takım elbise giymeleri ve çok iyi avukatları olmasıydı.
Just got to a point where I realized I was surrounded with criminals, only they wore suits and had great lawyers.
Bütün gün bebek tulumu içinde durmuştum.
Wore a onesie for the whole day.
Maske takıyorlarmış. Eşkâl konusunda pek şansımız yok.
They wore masks so we're not getting much in the way of a description.
Sürekli maske takıyorlardı ya da gözümü bağlıyorlardı o yüzden yüzlerini hiç görmedim.
They always wore masks or kept me blindfolded, so I-I never really saw their faces.
İsa'nın da her gün aynı şeyi giydiğini belirtmek isterim.
I'd like to point out that Jesus wore the same thing every day.
Bir bu eksikti.Tam da topuklu giydiğim günde bu merdivenleri inmek zorunda kalıyorum.
I have to walk down these stairs the one day I wore heels.
Onu en iyi kim taşır?
Who wore it best?