English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Y ] / Yabanı

Yabanı tradutor Inglês

2,373 parallel translation
Anladığımıza göre İspanya Kralı bu yabanı görmemizi istiyorlar.
We understand the royal Spanish highnesses... Wish us to view this savage?
Geri dönen koru muhafızı için bir kez yabanıllar için iki kez...
One blast for a ranger returning, two for wildlings,
Yabanıllar gibi.
The wildling way.
Savaş başladığında, sen ve yabanılların öncü kıtada olacaksınız.
When the battle commences, you and your wildlings will be in the vanguard.
Burada bir grup yaban kedisi var. Puma gibi şeyler.
Yo, so there are, like, a bunch of wildcats up here like fucking cougars and shit like that.
Yaban kedisi.
Oh, the wild cat.
Bu krepleri de yanımda götürüyorum, yaban gülü seni.
And these pancakes are comin'with me, Ya darn desert flower.
Yaban domuzu.
Feral hogs.
Yaban domuzu mu?
- Feral hogs?
Sürüngen derisi Ctenosaura pectinata'ya ait yani Meksikalı diken-kuyruklu iguanaya iğnelerse, bir yaban domuzuna ait.
The reptile scales belonged to Ctenosaura pectinata ; or Mexican spiny-tailed iguana, and the needles, the needles were from a wild boar.
* Elveda yaban mersinli turtalara *
# Good-bye # # To blueberry pie #
Evet, yaban kedisi taktiğini yapacağız.
Yeah, we're gonna keep the wildcat option open.
Bu akşam Luke ile bir araya gelmeni, ve yaban kedisi taktiğine çalıştırmanı istiyorum.
I'd like you to get with Luke tonight, work on sets and patterns in the wildcat package.
Yaban kedisi kırmızı 20...
Wildcat 20 red...
New York'ta yaban mersini kalmamış anlaşılan.
Looks like New York's all out of blueberries.
Yaban mersini gözlemesi.
Blueberry pancakes.
Yaban havucu veya biber, lahana veya kabak!
♪ Be it parsnips or peppers or kale or zucchini ♪
Hadi, yaban mersini'nin ne yaptığını görelim.
Let's see how the little blueberry's doing.
ABD balık ve yaban hayatı ajanı.
U.S. fish and wildlife.
Eh, balık ve yaban hayatı ya da neyse, burası hala benim yetki alanım.
Well, fish and wildlife or not, this is still my jurisdiction.
Nedendir hiç bilmem masada eski kafalı erkekler yaban arısı sesi dinlemeye bayılıyor.
For some reason I don't understand, a guy with an Old-Fashioned on the table likes to listen to the bumblebees.
- Yaban mersini çöreği.
- Uh, blueberry scones.
Yaban mersini gerçekten öyleler
Blueberries. They're blueberries.
Kafeteryada yaban mersinli meyve pastasi günü.
Blueberry cobbler day in the cafeteria.
Yaban domuzu avlamaya.
To hunt boars.
Yaban yulaflarını ekmeni istemediğimi mi düşünüyorsun?
You think I don't want you to sow your wild oats?
Bu son moda yaban kedisini de nereden buldun?
Where did you find this high fashion wildcat?
Muz ve yaban mersini olağanüstü olmuş.
- The banana and blueberry are spectacular. - Oh.
Kendi ölümüne koşan yaban sıçanları gibisiniz!
You're like lemmings running to your doom!
Yaban mersinli krep ve yumurtalı pastırma yaptım.
I made blueberry pancakes with eggs and bacon.
Bir başlangıç için çok kuruydu ancak, tropiklerde yağmur ormanları vardı ve sonra, şimdi olduğu gibi oralar yaban hayatının çeşitliliği için büyük bir ilgi odağı oldular.
It was much drier, for a start, but, in the tropics there were rainforests, and then, as now, they were the focus of a great deal of varied wildlife.
Yaban sıçanıymış.
It's a lemming.
Bu yaban mersinli değil.
That's not blueberry.
Bilet ister misin? Yaban Arısı.
How fare thee, Wasp?
Yaban Arısı, Karınca Adam, Planınız nedir?
Wasp, Ant-Man, you know the plan.
Evet, sen de hâlâ bir yaban domuzu kadar çirkinsin.
Yes, and you're still as ugly as a wild boar.
Bu durum üstüne odaklanmak gerek. Halkımıza, toprağa, suya, yaban hayatına, su altına ve som balıklarının hayatına yapılan haksızlığı ortadan kaldırmak için.
And this has to have some kind of focus to it to address the injustice to our people, the injustice to the land, to the water, to the wildlife ;
Yaban bayırlarda uyuyorlar.
They sleep on the bare hillsides.
Bu yaban bize bunları anlatabilir mi?
Can this savage tell us of them?
Ve burada, tek bir Tanrı'nın nasıl en yaban göğüslere bile girebileceğinin örneğini var.
And we have here an example of how knowledge of the one true God can enter the most savage breast.
Yaşlı erkek aynen bir yaban domuzu gibi oluyor.
The older male is like a boar.
Yaban Arısı. Evet.
Hornet.
Onu sadece yaban mersini ve somon balığıyla besliyoruz.
We only feed her salmon and blueberries.
# Yaban domuzunun iri dişleri #
♪ the boar's great tusks, they boded ill ♪
Yaban...
For...
Sonra da onları yaban hayatın ortasında her şeye karşı... - savunmasız halde bırakmış.
Then he dumps them out here in the wilderness exposed to the elements.
Bu yılın ödül kazanan programı, Geyiğin Rüyası vahşi yaban geyiklerinin bozulan ekosistemlerini gözler önüne seriyor.
The Elk's Dream this year's award-winning program portrays the ruined ecosystem of the wild elks.
Yaban geyikleri!
- To the point! The elks!
Elemanlarına samanları kaldırttın yaban geyikleri aç kaldı, sonra sen fona acıklı bir müzik koydun.
You got your staff to remove the hay. The elks starved, then you put sad background music.
Yaban domuzları onu yok eder diye düşündüler herhâlde.
Probably figured the wild boars would vanish it.
Ne aslan, ne leopar, ne de yaban köpeği.
There are no lions, no leopards, no wild dogs.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]