Yalvardım tradutor Inglês
1,167 parallel translation
Onu eve göndermesi için Tanrı'ya yalvardım.
I PRAYED TO GOD TO SEND HIM HOME.
Konuşması için yalvardım, yakardım, dövdüm saçlarından tutup yerlerde sürükledim, sokaklara attım.
I begged her to speak, I beat her, threw her out in the street.
O adama işim için resmen yalvardım.
I begged that man for my job.
Bana inanman için sana yalvardım. Sana güvenemem.
I begged you to believe me.
Ona kendisiyle ilgilenmesi için yalvardım!
And I begged him to take himself in hand!
Rom onarsın diye ona yalvardım ama bana ne dedi biliyor musun?
I begged him to have Rom fix them but you know what he said?
Durması için yalvardım ama ulusumuzun iyiliği için olduğunu söyledi.
I begged him to stop, but he said it was for the good of the nation.
Yapmaması için yalvardım ama... özür dilerim.
I begged him, but... Shinji, I'm sorry.
- "Gel dönelim" diye çok yalvardım.
I kept begging her to go back.
Yarım saat önce, bir dizimin üstüne çöküp buzlu çay ve bir kulüp sandviç için yalvardım.
Would you come to the party with me?
- Sayın Yargıç, ona yazmaması için yalvardım.
- Your Honour, I begged her not to.
Ona Liam'a dokunma diye yalvardım.
I begged him not to hurt Liam.
Yalvardım, bir iki tanesini indirdim ama çok kalabalıktılar.
I begged them and got one or two of them down.
" Bunu kabulleneceğim ve kızıma acıması için bir çeşit ruha yalvardım evinde güvenle büyümesi için.
" I'll accept this and pray some kind soul will take pity on my daughter and raise her in a safe home.
"Yıllar önce bir dolunay gecesi gerçek aşkımı buldum." "Ve o gece ona gitmemesi için yalvardım ; ama o gece gitti."
By moonlight many years ago my true love did I know, and by that moon I begged her wait but that night did she go.
Aslında, vardiyadan kaytarmak için, Doktor'a gidip yalvardım.
In fact, I went to the Doctor and begged to be excused from my duties.
Bak Pete, seni yanıma almaya çalıştım. Oradaki halkla ilişkiler elemanına yalvardım. Sadece nerede oturduğunu bilmiyordum.
I tried to get you down there with me I begged the PR guy, only I didn't know where you were sitting
Ona, bize yardım etmesi için yalvardım ve hatırlayabildiğim kadarıyla Lord's Prayer duasını okudum.
I begged Him to help us and said as much of the Lord's Prayer as I could remember.
Ben de sana başka bir şey hatırlatayım. Ben de tıpkı senin gibi ona yalvardım.
Hadst thou in person never offended me, even for his sake am I pitiless.
Bizi savaşa zorlamamaları için yalvardım.
I begged them not to force us to fight.
Tanrıya merhamet için yalvardım, ama sesini duyamadım.
I pray to god for forgiveness, but I can't hear his voice.
Amcama onlarla gelmem için yalvardım.
I begged my uncle to come along with him.
# Ve sana yalvardım #
♪ And I beg you ♪
Bizimle kalması için ona yalvardım ama o beni dinlemedi.
I begged him not to leave us, but he wouldn't listen to me.
Hayatım boyunca her gün Tanrı'ya beni bir yıIdız yapsın diye yalvardım.
All my life I've asked God to make me a star, every day.
3 aylığına izin vermesi için, 1 yıl boyunca ona yalvardım.
I had to beg him all year to let me go for three months.
Kıza beni içeri alması için bir saat yalvardım.
Both of us have got trapped. I pleaded with the girl for an hour to let me in.
Bu fırsat için onlara yalvardım, kabul ettiler.
Now, I begged them for this chance, and they agreed.
Sadece manyak bir ifadeyle bana bakıp, piyanoyu bıraktı. Ona yalvardım.
I pleaded, but she had this maniacal look.
Muhasebedeki çocuğa bize evini ödünç vermesi için resmen yalvardım.
I practically had to beg the guy in Accounting to lend us his condo.
Çağırayım diye yalvardı.
She beg me conjure.
Büyü yapayım diye yalvardı.
She begged me make charm.
Ama dizlerimin üzerine çöküp tanrıya... seni eve sağ salim göndermesi için yalvardığım tüm o zamana üzülüyorum.
But I apologize to myself for all those times I got down on my knees... and begged to God to bring you home safe.
Ana Rusya, yeniden bir ulus haline geldiğinde..... kapitalistler Kremlin'den sürülüp..... sokaklar temizlendiğinde..... düşmanlarımız adımızı duyup da saklanacak delik aradığında..... ve Amerika, o büyük bağımsızlık gününde..... bağışlamamız için yalvardığında...
When Mother Russia becomes one great nation again... when the capitalists are dragged from the Kremlin... and shot in the street... when our enemies run and hide in fear... at the mention of our name... and America begs our forgiveness — on that great day of deliverance... you will know what I want.
Yalvardı mı? Başına silah dayayıp vurdun onu.
You put a gun to his head and you shot him!
Hayatı için yalvardı mı?
Did she beg for her life?
Söyle bana, Rayden ölmeden önce hayatı için sana yalvardı mı?
tell me, did you make Rayden beg for his life before destroying him?
Söyle bana, onları öldürmeden önce hayatları için yalvardılar mı?
tell me, did you make them beg for their lives before you destroyed them?
Ve yüzünü parçalamadan önce yalvardığını duyacağım.
And hear you beg before I smash in your face.
Kahrolası kışın ortasında, Milwaukee'deki rezil kulubünde çalmamız için yalvardı ayrıca çaldığımız gece dışarıda kar fırtınası olduğundan, kimsecikler gelmedi.
He begs us to play his lousy club in Milwaukee... in the middle of the goddamn winter and the night we go on there's a snowstorm and nobody shows up.
O silahları sustur ben de sana o yalvardığın sekizinci maddeyi uygulayayım.
You take out those guns and I'll give you that Section 8 you were beggin'for.
Beni soyman için yalvardığımı da.
I remember begging you to undress me.
Yalvardım.
I pleaded.
Geri gelmek için yalvardılar ; onları bir türlü susturamadım.
They just begged to come back, I couldn't get them to shut up about it.
"hesap için parmağım, baş parmaklarım" diye yalvardığını hatırlamıyor musun?
Remember that,'my finger and thumbs for adding'shit?
Ya da Heather'a benimle yatması için nasıl yalvardığımı mı?
Or how I had to beg Heather to sleep with me?
Seninle seks yaptım çünkü bana yalvardın.
I had sex with you because you begged me.
Benimle evlenmesi için ona yalvardım.
Including the part where I begged her to marry me.
Sonra bağırdığını, yalvardığını duyunca onun vurulduğunu anladım.
When I heard him moaning and pleading I knew he'd been shot.
Onları bırakmam için bana yalvardılar ama bunu bedavaya nasıl yapardım?
They beg me to let them go but how can I do that for free?
Beni rapor etmemeniz için yalvardığımı söylerim.
How? - I'll say I promised I'd do it myself.